herhangi bir maçtan önce takım kaptanı (bkz: fabregas) hangi formayı giymek isterse uzun forma ya da kısa forma takımın diğer oyuncularınında o formayı giymek zorunda olduğu takımdır.
şampiyonluk şansını tepmeyi bırak, bu salaklıkla 2. bile olamayacak takım. hatta o kadar salaklar ki kavga dövüş şeklinde geçen, 92'li wilshere veledinin altında beziyle sağa sola dayılandığı maçta stoke city'den 3 tane yiyip kendilerine geldiler. zaten ezeli rakibine karşı evinde 2-0'dan verdiği maç mı ararsın, 4-0'dan verdiği maç mı ararsın, 90+7'de öne geçip galip bitiremediği maç mı ararsın, sanırım taraftarlarının alayı bu sezon kemoterapiye başladı. manchester city tarafından geçilip uefa şampiyonlar ligi ön elemelerine yollanırlarsa kimse şaşırmasın...
bugün liverpool'a karşı evinde oynadıkları premier league maçında 90+7'de penaltıdan öne geçtiler ve 90+11'de yine penaltıdan golü yiyip şaka gibi bir beraberliğe razı oldular ve man utd ile puan farkını 4'e indirme şansına tokadı yapıştırdılar.
eski topçuları vicks kokulu vieira demişti ya "arsenal kazanma huyunu kaybetti" diye, aynen öyle işte. elinle altın tepside ikram edersen maçı unut arkadaş trophy'i falan. ulan nerede o tony adams'lı, keown'lu, dixon'lı, paul merson'lı, ian wright'lı takım... bu ne arkadaş?
thierry henry ile özdeşleşmiş takım. uefa kupası finalinde yenmiştik. o zamanların real madrid'le beraber efsanesiydi ki hala da öyle. ayrıca en mütevazi, en göze batmayan ama en büyük kulüplerden biri. bu yüzden bir cimbom bir de arsenal, gerisi yalan.
bu akşam sürpriz umuyorum kendisinden. endüstriden de öte artık vahşi kapitalizm arenası haline gelen futbolda, üst düzey takımlar içinde "görece" en amatör zihniyetli takım.
vermaelen, sagna, fabregas, rosicky, nasri, eboue, song, walcott, arshavin, van persie, chamakh ve tabiki arsen wengeriyle dünyanin en sevilesi futbol takimidir. "türkiyede de bir gün böyle bir futbol anlayisi olur mu?" sorusunu sordurtan takimdir.
mesut özilin en çok gitmesini istedigim takim arsenaldi. çünki takim kendi akranlarindan olusacakti ve fabregasin yerini alacakti. takimin yas ortalamasi zaten hiç bir zaman 24'e ulasmaz arsenalde.
sanirim türkiyede arsenal vizyonunu yakalamak isteyen veya o yönde ilerlemeye çalisan tek takim kayserispordur. yeni transferleri ile takimi kaliteli yerli ve yabanci gençlerle doldurmuslardir.
arsenalin her oynadigi maçi seyirci zevkle izler.
eger sizde benim gibi bir futbolsever iseniz, ve polemiksiz kavgasiz futbol konusmak istiyorsaniz arsenali takip etmeniz gerekir.