Yalnız özellikle şu aile tripleri beni ciddi derece sıkmış durumda. Dün Thea trip atar, bugün Quinn, yarın annesi.. Uzadı bu iş.
Ada flashbacklerinin uzamasına çok sevindim. Bu bölümler ne kadar uzarsa, o kadar zevk alıyorum.
Bölümün sonunda herşey odak noktasına tekrar döndü. Quinn'in kendini toplaması çok önemliydi. Lâkin bu da Digg reyiz sayesinde oldu.
Birşey de Laurel'ın babasına. La kardeşim sen ne haysiyetsiz, ne gurursuz bir adammışsın be. Hiç mi Arka Sokaklar izleyip rıza babayı örnek almadın? Tuu sana!
Bu dizi dönüşü holdingin meşhur sekreteriyle yapsaydı daha iyi olurdu. Neyse şimdi Quinn'in annesi gidiyor oraya. Göreceğiz gibi..
11. Bölümü 24 ocak tarihinde yayınlanacak olan amerikan dizisi.
Bilmeyenler için konusu kısaca,
Milyarder bir çapkın olan Oliver Queen korkunç bir deniz kazasından sonra hayatında yeni bir sayfa açar. Beş yıl boyunca bulunamayan ve öldüğü zannedilen Oliver sonunda Büyük Okyanus'un ortasındaki tropik bir adada bulunur. Oliver Starling City'e, evine geri döner. Kendisini karşılayan annesi Moira, kız kardeşi Thea ve en iyi dostu Tommy Oliver'ın son beş sene içinde yaşadığı şeyler yüzünden çok değiştiğini fark ederler.
Birçok süper kahraman gibi Oliver da dönüştüğü adamı insanlardan saklamak ister ama bir taraftan da eskiden işlediği günahların bedelini ödemeye de kararlıdır. Bu nedenle suçlularla mücadele etmek ve şehrin eski ününe kavuşmasını sağlamak için gizli Arrow kişiliğini yaratır.
Ancak Arrow'un yetkisi olmadan düzeni korumaya çalışırken kullandığı yöntemler bazılarının canını sıkmaktadır. Dedektif Quentin Lance'in en büyük dileği (Oliver'ın eski kız arkadaşı Laurel'in babası) Arrow'u yakalamaktır. Bir süre sonra Oliver'ın dönüşünden çevresindeki bazı insanların memnun olmadığı da anlaşılır... Oliver'ın annesi Moira'nın oğlunun geçirdiği deniz kazasıyla ilgili daha çok şey biliyordur...
Dizi aksiyon bakımından kısır olmaya başladı. Genel olarak aile sıkıntıları olarak geçiyor bölümler. Sürekli bir diyalog.. Dizi aynı çıtada devam ediyor şu sıralar. Biraz senaryo derinliği lazım, aksiyon lazım.
Bölüm sonu sürprizi ise benim tahminime göre yanıltmaca. Gözler yanıltıcıdır diyen beyimiz, çinlinin gözleri pek iyi seçememiş anlaşılan.
Bizim Digg reyiz ve yengesi arasında Behlül ve Bihter ilişkisi bekleyebilirsiniz. Tek fark amcamızın ölü olması.
Sekreterim yine gözüktü. Böyle aptal, saf ayakları çok hoşuma gidiyor cimcimenin.. Quinn inşallah şarap sözünü tutar amk.
Son olarak söylemek istediğim birşey var umarım birgün Quinn ve sekreterim kaçamak yaşarlar. Ama bu yatta mı olur, samanlık arasında mı bilemem. Gel gelelim bekliyorum böyle birşey.
11. bölüm ile beni biraz sinir etmiş dizidir. Ada sahnelerinin yoğunluğu herkes gibi beni de memnun etti lakin, şehirde göz göre göre ardarda para taşıma kamyonu soyuluyor, bunu herkes biliyor ama o kamyonlar geceleri ıssız sokaklardan hiçbir eskort koruma olmadan 2 kişiyle birlikte sallana sallana gidiyor, sanırsın milyon dolarlar değil de, kasa kasa domates taşıyor. Arkadaş madem soygun var, taksanıza peşine bir polis otosu, illa "Kanunsuz" gelsin diye mi bekliyosunuz. Mantıksız buldum, umarım böyle sahneleri çok uzatmazlar. Ayrıca kadınların ilgisini çekicez diye, adam sürekli yarı çıplak spor yapıyor.
Geçen bölümün sonunun aldatıcı olduğunu söylemiştim. Eğitimli uzak doğu adamları yanar döner olmazlar. Millet oha ne sondu filan dedi, aldınız mı babayı.
Queen bundan sonra annesinin üzerine gidecek. Oradan çok iş çıkar bize.
Felicity'e bakıp bakıp iç geçiriyorum. Böyle sadık, dürüst, seksapalitesi yüksek bir hatunu ben evimde beslerim. Queen ile bir sevişme görüyorum, olacak.
En merak ettiğim şeylerden biri Digg'in ne kadar ayakta kalacağı. Malum yabancı dizilerde zenciler pek uzun süre rol alamıyorlar.
oyunculuk 0, senaryo mantik hatalariyla dolu. 90larin film ve dizilerinde olan her tur klise ve de kotu esprileri bu dizide. yan yana kahraman ve kotu adam kosarken kotu olanin elinde iki adet makineli tufek olmasina ve o adamin hunharca mermi savurmasina ragmen vucudunda delik acilmayan bir kahramanin dizisi. kacirmayin derim.
yarraam gibin dizidir. ne kadar güzel karı ne kadar fizikli eleman varsa diziye sokmuşlar. görsellik için izlenir. alt yazısız hatta sessiz başlat diziyi gene izlersin. çünkü biskim yok. mal gibi oturup sexy chick kliplerini izlersiniz ya. hah aynen o misal.
Sladen yakın dövüşlerde, Yao Fei ise okçuluk eğitiminde Oliver'ı eğitecekler.
Bölümün sonu çok iyiydi. Dizi sırlar bakımından fazla gizlide kalmıyor. Bu haftada bunu gösterdiler zaten.
Tommy, Laurel'ın umrunda değil kusura bakmasın ama durum böyle. Bunu göremeyen erkeklere de ayrı bir kızıyorum ya neyse.
Bu hafta Felicity gözükmedi. Bir daha hafta da gözükmezse telaşlanırım ama bak..
orospu çocuğu DC comics'in yediği New 52 nanesi yüzünden aylardır Oracle gibi bir karakteri göremeyen ben için 14. bölüm adeta çölde bir vaha gibi olmuştur.
Felicity resmen Oracle'a dönüşüyor. ben de hayranlıkla takip ediyorum.
Aslanım Crixus'u hakiki deathstroke Slade wilson rolünde görünce resmen içimin yağları erimişti. adam da hakkını vermeye başladı. ama o avustralya aksanı, biraz sırıtıyor niyeyse *
ada sahneleri ne kadar bolsa, dizi o kadar iyi oluyor. ada bitince ne olacağı önemli. zaten 17. bölümde Huntress dönecekmiş. dizi biraz daha tempo kazanır.
ayrıca bir daha batman çakması diyen olursa dc comics küçük bir plaket hazırlayacakmış kendileri için.
green arrow çizgi romanı tavsiyesi arayanlara da şunları önerelim:
quiver - Kevin smith başganın yazdığı 10 sayılık bir seri
green arrow year one: andy diggle'ın (diggle?) yazdığı ve dizinin temel aldığı seri.
ve şu an New 52 kapsamında çıkan Green arrow dergisinin 17. sayısı ve sonrası. çizgi roman dünyasının en yeni yıldızlarından jeff lemire var 17. sayıyla beraber. ve muazzam.
eğer bu diziyi lise yıllarımda izliyor olsaydım muhtemelen kapak fotografımda bölüm başında çıkan büyük harfli arrow yazısı olurdu . çok abartılacak yanı yok, efsane başlangıç yaptılar ama gerek CW network'un dizileri sikkolaştırma hareketleri gerek konuların birbirini tekrar ediyor olması bir miktar bayma sürecine sokmuştur güzelim çizgi seriyi.
Hikayenin heyecanı ve merak uyandıran kısmının adada geçen olayları flashback şeklinde vermesi çok kez yeterli oluyordu ki efsane bir 14. bölüm yaptılar. tam da şöyle adada geçen full bir bölüm yapsalar diyorduk, cuk oturdu şahsen. bakalım felicity'nin de katılmasıyla nasıl bir ekip olacaklar.
yalnız crixus reyizin katılmasına o kadar da sevinmeyin, muhtemelen bu bölüm son bölümü olacak çünkü sadece 3 bölüm için var görünüyor imdb'de.
Her hafta bir tarafımı yırtıyorum ben burada lan Felicity diye. Şimdi anladınız mı civcivimin değerini?
Digg'e, Behlül rolü yakıştı. Götür yengeyi aga..
Oliver'ın anası yine başını belaya sokacak.
Dizide fark ettiğim birşey var. Tüm kadınlar mı sert ve taş olurlar? Hiç mi araya kezban kaynamaz..
crixsus'un da katılımıyla ada sahneleri inanılmaz keyif vermeye başladı. kesinlikle underrated bir yapım. karakter seçimleri için bir tanesine bile "bu olmamış" diyemem. hele bir diggle tercihleri var ki, on numara olmuş. oyunculuk pek iyi olmasa da kesinlikle izlenilir. fazla sosyetik ve züppe havası bazen bunaltıcı olsa da iyi, hoş bir dizi. ilerleyen zamanlarda adından daha çok söz ettirebilir. 2. sezon onayını da almış. izleyin.