Bu filmi izleyip sevmeyen ve sıkılan bir kitle olmuştur bunu anlarım ama bu filme kötü deme hakkını size vermez. Filmin kötü bir film olması ile filmin sizin beğeninize veya beklentinize uygun olmaması birbirinden bağımsız konular.
Film kendi türünde gayet iyi bir film. Ben uzaylı savaş diye izlemeye başladım ama film beni tarzı ile dövdü. Bu konuda biraz birdman filmine benziyor.
senaryo dünyalar savaşı gibi diye düşünüp aynı hayal kırıklığını bu filmde de yaşarım, klasik bir senaryo diye gitmediğim film. ama yapılan yorumları görünce gitmediğime pişman oldum.
edit: izledim, güzel film. özellikle soundtrack çok iyi.
2016 yapımı 116 dakikalık dram/gizem/bilim-kurgu filmi, 8 imdb/81 metascore puanına sahip. 1 oscar/38 ödülü bulunuyor. 47 milyon bütçe ile çekilmiş, 124 milyon gişe yapmıştır. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1266339/+
Sakin ilerleyen ve herkese hitap etmeyen Harika film, izleyin izlettirin!
dilbilimcilerin, dille ilgilenenlerin gitmesi gereken, güzel bi film. filme gitmeyi düşünenlere '' sapir - whorf '' teorisini kısaca araştırmalarını öneririm. böylece çok daha anlaşılır olacaktır konu. zaten ana tema uzaylı temasından çok dil ve zihin ilişkisidir.
üzgünüm ama filme övgüler yağdıramayacağım çünkü güzel bir film değil kimse de kendini zorlamasın. senaryo zayıf filmin bir derinliği yok. film bitince ufkunuz açılmıyor yada size hayal kurmanız için herhangi bir ilham vermiyor. filmi bir cümle ile özetleyecek olursak. uzaylıların gelecekte insanların kendilerine yardım etmesi için bir dil bilimciye dillerini öğretmek ve geleceği görme yeteneği kazandırmaktan ibaret. ayıca bunu yaparken de neden tek bir gemi yerine dünyanı bir çok yerine gemi indirmeleri de hava da kalan cevapsız bir soru. filmin müzikleri ise gerçekten kötü filmin giriş bölümünde gerilimi yükseltmek için koyulan müzik gerçekten insanın kulaklarını tırmalıyor ve hangi ses filmin bir parçası hangisi müziğin belli değil.
sonuç olarak aksiyonlu atlmalı zıplamalı filmler yerine uzun derin diyalokların olduğu west world tarzı bilim kurgulara bayılan biri olarak filme notum on üzerinden sadece üç.
Ama zaman algısı çok saçmaydı. Yaşanmamış zamanda olanları anlayıp yaşanacak zamana etki edip sonra yaptığı etkinin aslında zaman ilk yaşanıyorken ki zamana etki etmesini sağlayacak şey olması içinden çıkılmaz bir paradoksa sebep oluyor. Ve aşırı derece salakça ve saçma.
Konuyu açayım.
Şimdi zamanı 2 şekilde ele almak zorundasınız 1- Lineer akan bir zaman 2- değişken zaman..
Filmde insanlar lineer bir zaman algıları olduğunu ama uzaylıların değişken ve tamamını kapsayan bir zaman algısı olduğunu öğreniyoruz.
Ablamız haberlerde uzaylıları görüyor askerler alıyor olay yerine götürüyor. iletişime geçmeye çalışıyorlar ve alfabelerini öğreniyor falan her şey lineer gidiyor.
Uzaylılar ise bunların hepsinin olacağını bildiği için hiç müdahalede bulunmuyor ve gerçekten de kadı dünyayı kurtarıp uzaylılara 3.000 yıl sonra yardım etmemizi sağlayacak evrensel bilgilere ulaşıyor.
Bunu yaparken de uzaylılar gibi zamanı değişken olarak kavrayabilmeyi öğreniyor. Bu sayede Çinli komutanı nasıl ikna edeceğini öğreniyor.
1- daha Çinli komutan ile onu nasıl ikna edeceğini öğrenebilmesi lineere aykırı.
2- demek ki zaman gerçekten değişken o zaman uzaylılar gibi kendisi de zamanı algılamaya başladığı an geleceği görebildiği gibi geçmişi de görebilmesi geçmişe de etki edebilmesi gerekirdi.
3- yani uzaylılar geldiğinde bu olacakların hepsini bilmesi gerekirdi.
4- Hatta uzaylıların geleceğini de bilmesi gerekirdi.
5- Hatta uzaylıların gelmesi dahi gerekmezdi. Çünkü Olaylar lineer hayata göre ilerlemesi lineer zaman algısında vardır. Ne uzaylılar nede kadın lineer zamanda yaşamıyorsa olalar neden lineer ilerliyor?
6- Uzaylılardan 1'i neden bombadan yaralanıp ölüm sürecine girdi? hani zaman algıları lineer değildi???
kafamda deli sorular ve izlediğim saçma bir film var.
--spoiler--
Sinemada izlenmesi gereken film. Hani bazı filmler vardır böyle evde izleyince "ulan keşke bunun sinemasına gitseymişim" dersiniz. işte bu film o film arkadaşlar. konu, senaryo, kurgu mükemmel. ince ince işlenmiş. her villeneuve filminde olduğu gibi sinematografi yine aşmış, her sahnesi fotoğraf karesi gibi. oyunculuklar deseniz amy adams almış yürümüş, jeremy renner da ona ayak uydurmuş. izlerken gerim gerim geren müzikler yine johan johansson'dan. uzun zamandır hatta interstellar'dan beridir böyle iyi bi film gelmemişti cidden. vakit kaybetmeden gidin izleyin. 9/10
valla şuan psikolojik olarak 21:40 seansına gidip gitmemek için kendimle cebelleştiğim film.
gideyim diyorum, sonra siktir et diyorum, sonra yine gideyim diyorum sonra yine siktir et diyorum. 2 saattir böyle bir ruh halindeyim. olmadı dr strange a mı gitsem bilemedim. gerçi o az kaldı. 21:15 te sanırım.
neyse sanırım gidicem ben, hatta sanki gidiyorum. gelice yorum yaparım saat 12:30 gibi. sonra da 31 çeker yatarım. auhauahauh
--spoiler--
mısır patlakçısı cinemaximum'un ayak kokan salonunun seyir keyfini bozamadığı film, yönetmen Denis Villeneuve. amy adams ve jeremy renner ise döktürmüşler. tempo hep aynı, sonu tahmin edilebilir uzaylılarla temas yapımı ya da ben öyle zannediyorum. lakin izlettiriyor kendini.
--spoiler--
1- when i kissed the teacher
2- dancing queen
3- my love, my life
4- dum dum diddle
5- knowing me, knowing you
6- money, money, money
7- that's me
8- why did it have to be me
9- tiger
10-arrival