filmde recep ivedik vari basit ve basmakalıp güldürü ögelerinin yanısıra parlak zeka ürünü ince espriler de yer alıyor. onun için ara ara beyin amcıklaması geçiriyorsunuz. sonuç olarak bu film goradan defalarca kez daha kaliteli ve iyi. lakin gora sadece; sikindirik, basit, kaba konuşmalar üzerine kurgulanmış bir gişe filmiydi.
fakat arog'da harcanan emeği görmemek elde değil. özellikle dinazor animasyonlarının ne jurassic park'tan ne de king kong'dan geri kalır bir tarafı yoktu. ilk defa bir yerli filmde bu kadar kaliteli animasyonlar gördüm. tebrik ediyorum ve geçirdiğim neşeli birkaç saat için teşekkür ediyorum şahsa. yalnız filmin bir eksisi; kötü kabile reisinin bulunduğu sahneler baydı hakketten de. karga denen herif de aynı şekilde. bu sahneleri hadi artık bitse de yeni bir kareye geçsek edasında izliyorsunuz. bir kopma yaşanmış o bölümlerde, karakterler güzel yedirilememiş. olsun film şahane, izleyin izlettirin.
bu film recep ivedik'den daha fazla izlenmeli. ülke bahtiyarı için bu gerekli. recep ivedik'in yerli filmler içerisinde en fazla izlenen yapım olması bu ülke adına bir hakarettir, lekedir. bu lekey arog ile temizlensin.
bayramın ilk günü gittiğim için salonun çoluk çocuk dolu olduğunu sandığım; fakat film bitince bunun gerçek sebebini anladığım filmdir. cem yılmaz ilk kez beni şaşırtmıştır ve bence bu hatayı bu gora arog vb serisini bitirmekle telafi edebilir..
verilen paranın hiçbir kuruşunu haketmeyen film. iğrenç espriler, boktan efektler, rezil bir senaryo. bu millete ne olsa yuttururuz mantığıyla çekilen film.
olmuş da olmamış film. Karar veremedim lan ben. Teknik süper ama senaryo nanay. Yani Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu gibi bir şey ama onun kadar kötü değil. Kaliteli ama olmamış. Yani kızgın kumlardan serin sulara atlarken çelme yemek gibi.
Nasıl beğenilmedi anlayamadım bu film.Aslında ilk başta ben de sıcağı sıcağına karar veremedim çünkü çok aşmış bir şey bekliyordum. ama 1 gün sonra aradaşla konuşunca anladım gülmüşüz sürekli filmde. Bir bir sahneleri hatırlayınca hepsinde gülmüşüz efendim. Ayrıca yanımda oturan arkadaş yüzünden (sahneleri açıklıyordum) bayağı bir espriyi kaçırmışım. 3700 tane espri diye duydum. Doğrdudur çünkü arkadaş 2-3 kere birşey söyledi birsürü şey kaçırmışım.Sonuç olarak hiç beğenmedim, olmamış falan anlıyorum ama.O kadar da kötü değil bence.Verdiğim para sonuna kadar helal olsun bir kez daha da izleyeceğim.Tek beyenmediğim yanıysa futbol maçının o kadar uzun sürmesiydi bu beni biraz sıktı.
--spoiler--
Köye ilk geldiğinde Arif'in güzel ahlaki değerler yavaş yavaş oturmaya başlamış kıskanmalar falan demesi.
Arif'in çocuklara muhtarı öğretmeye çalışması ve sonucunda yaka paça uzaklaştırılması.
Köyün ortasına yapılan havuzdan sonra Arif'in bu bizi 10 yıl ileri götürür demesi.
Arif'in defalarca zehirli okla vurulması ve gelişen olaylar.
Logar'ın yüzünü Arif'e benzetmek için robot kollarının çalışması ve sadece bıyık takılması.
gibi elli tane espri yazabilirim.Hepside komikti bence.
--spoiler--
uyarıdan sonra gelen edit:"Köyün ortasına yapılan havuzdan sonra Arif'in bu bizi 10 yıl ileri götürür demesi." kısmı şöyle olacakmış, " diğer kabilenin adamları geliyor ve her şeyle birlikte fıskiyeyi de yıkıyorlar. arif fıskiyenin yanına geliyor ve "bu darbe bizi 10 yıl geriye götüdü" diyor."
bu hatırlatma için, "ehl i dil" teşekkürler ossun sana.
g.o.r.a o zaman kadar yapılmış en komik filmdi. g.o.r.a'dan sonra yapılmış en komik film ise a.r.o.g'du.
etraftaki 'eskisi daha iyiydi, sıkıldım ben beğenmediğim' yorumlarını dikkate alarak, beklentilerimi yükseltmeden gittim. neticede eğlendim, bol bol güldüm. cem yılmaz'ın da dediği gibi gülün geçin yahu. altı üstü 2 saat eğlendirmek için yapılmış bir film ama arkasında 2 hafta, 2 ay yorum yapılacak. rahat olun canlarım.
çok fazla gülmediğim filmdir, idare edecek kadardır. yüksek beklentiyle gidilmezse keyif alınabilir. arada komik esprileri ve küfür konusuna dokundurmaları vardır. tek birşey kafama takılmıştır. o maymunların tepesine yukardan siyah kutu düştü, o kutu neydi ya, gece uyuyamıyacağım meraktan. ben mi kaçırdım filmde vardı da.
ortalama bir kemal sunal filminin ezip geçeceği film. son 20 senedir çekilen mehmet ali erbil'li komedi filmleinden hiçbir farkı yok, bir sürü bağırarak konuşan adam, boktan püsürden espriler, hollywood filmleriyle dalga geçmeler (ulan önce o dalga geçtiğin filmler gibi bir film yap, yapabiliyorsan tabi, ondan sonra dalga geç), medyatik isimlerden oluşan oyuncular vs vs...
gora g si dahi olmayan, en fazla 4-5 kere güldüren, "ben cmylmz'ım ortaya sıçsam bile millet güler, bende cebimi doldururum." felsefesiyle çekilmiş bir film. aptal yerine konulduğumu hissettim. zaten etraftaki yorumları okuduğumda-dinlediğimde tek olmadığımıda gördüm. zaten bu cem yılmaz'ın kendine has bir şey değil. zaten bir film tutulduğunda nasıl olsa ikincisi de tutar denilerek köşeyi dönmüyor mu warner bros, paramount? cem yılmaz da yapmış çok mu?
ben başka filme mi gittim acep deyu düşündüren acımasız, hıncal uluçvari eleştiriler...
ben bayram adlı güzide zaman diliminin 2. günü diye tabir ettiğimiz zaman diliminde * gittim ve bu filmi izledim.
espriye küfürle gülmek isimli başlıkta da skik bir şekilde anlattığım gibi, küfürbaz güleçten başka bir dezavantaj yoktu salonda.
güzeldi yerim ve filmi görmemi engelleyecek uzun biri yoktu önümde.
her sahneyi izledim ve anladığımı düşünüyorum.
bence gayet komik bir film.
hani bol şekilde gülünecek sahne var, spoilerla analtasam yarım saat sürer bu sahneler. ve bi bok anlamazsınız. ama gidip görünce baya baya gülüyor insan.
ne olsun daha?
eleştirenleri de anlayamıyorum.
ne beklediniz ki?
cem yılmaz mı yükseltiyor beklentiyi?
o da bunu yapmış işte. güldürüyor işte. bravo işte.
eleştiren kardeşler neye gülüyor, arkadaş arasında nasıl sohbetler yapıyor?
meraklar içersindeyim.
gora da olmuştu bu da olmuş.
bazı sahneler ki anlatmayayım, hakikaten çok komik, gülememek çok zor.
hani bi nemrut karı vardır, gülmeyen kadın mıydı neydi.
birçok hollywood yapımına gönderme yapılmış. ve bu sahneler gerçekten komikti. koskoca salonda kimsenin bu sahnelere gülmemesi oralardaki esprileri anlamadıklarının bir göstergesi. sonra salondan çıkınca güzel değildi sözlerini duyuyoruz.
birde çocuk filmi diyenler var. gülmekten okuyamadım... * cem yılmaz gerçekten iyi bir iş çıkarmış. görsellik, müzik ve replikler harikaydı. senaryoda son umutsuzluk bölümüne kadar herşey güzeldi.
birde şu maymunla ilişki bölümü olmasa daha iyi olurdu. sanki biz türkler zorda kalınca sadece nefes alanı bile yaparız imajı yaratılmış o yüzden hoş değildi.
--spoiler--
maç sahnesinden sıkılan hatun izleyicilere katılan erkek izleyiciler filmden kopmasın diye araya nil karaibrahimgil'in memelerinin serpiştirildiği film.
--spoiler--
gora'dan güzel olmasın, güzeldi bence. ama neden hep ben güldüm koskoca salonda onu anlamadım...?
-zıpoylır-
akılda kalanlar ise;
-büyük dedem vehasus'A gelmiş bu (eski bir vhs cihazını çıkarır)
-dalga mı geçiyon sen benle lan. bunun kasetleri bile bulunmuyo artık.
aragornluların fıskiyeyi yıkmasından ardından arif fıskiyeye doğru gelir ve;
- bu darbe bizi 10 yıl geriye götürür. (burada kimse gülmedi mesela. halbuki darbelere bi' gönderme vardı. ben güldüm. ilginç ve güzeldi.)
rıdvan'ın klasikleşen
-gol olur!'u.
arif'in topa vurmadan önce yaptığı;
-bu golü tüm geri bırakılmış üçüncü dünya ülekeri için atıyorum. deyişi ve topa vurmak için yükseldiğinde gora'nın sonunda yaptığı yükseliş ve nah işaretine bir gönderme yapışı.
-ya benimsin ya toprağın!
-duanla yaşmadım ki bedduanla öleyim!
arif'in viagra'yı yuttuğu sahne sonrasında ona gösterilen g.t şeklinde kabak.
deivid stili gol sevinci.
bakkal amca ile yapılan ingilizce konuşma(burada da yine gora daki amca'ya bir gönderme var sanırsam)
-gora'ya gidicem ve tahta ben oturcam
-tahta mı?
-evet, tahta. zorunamı gitti.hahaha.
esprisi ile nostalji sunması.
eyes wide shut maskesi... face off ile geçilen dalga. ve bir sürü hollywood filmi geçilen dalga...! (buralara da kimse pek gülmedi. eyes wide shut maskesi beni yardı halbusa ki)
ve daha şu ana için aklıma gelmeyen onlarca espri.
bence olmusuz görüş beyan eden arkadaşlar filmi dikkatlice iki üç kere izledikleri zaman bu fikirlerini değiştireceklerdir. zira ben bile bir sürü espri kaçırdım sanırım.* bir daha izlemem lazım.
edit: ölüm grubu esprisi ve rakip takımın 300 spartalı ya bir gönderme oluşunu unutmuşum.
Herkesin anlayabileceği esprilerin serpiştirilip genelinde zor esprilerin hakim olduğu bir filmdi. Ne diyorum lan ben, bu fular nereden geldi benim boynuma?
O kadar çok eleştiri okudum ki kendimi profesyonel eleştiri yapmak zorundaymış gibi hissediyorum. Aslında yok öyle bir zorunluluk. Olsa da ben yapamam ya. Neyse...
Herşeyden önce küfür etmeden güldüren tek tük filmlerdendi. Ki bu zor birşey. Hele hele öncesinde gösterilen Fatih Ürek filminin* tanıtımında yerlere yatan bir salon dolusu seyirci ile. Ki benim izlediğim salondaki seyircilerin genel seyirci profilinin çoğunu oluşturduğuna da gayet eminim. Bu arada cidden bu fular kimin? Boynumda durdukça boyumdan büyük laflar söylüyorum.Havalara girdim iyi mi...
Filmde ilk dikkat çeken şey sahnelerdi. Gayet başarılı hazırlanmıştı. Hele hele filmin bütçesinin 9 milyon dolar bile olmadığını* hatırlatırsak. 9 milyon doları küçümsediğimden değil elbet. Ama kıyaslama bakımından bahsetmekte fayda var; lost un ilk bölümü 14 milyon dolara mal oldu. (kaynak: vikipedia) Aynı şekilde Jingle House ın daha önceden alıştığımız kalitesinde müzikleri ile film epey izlenebilir hale gelmiş. Benim gibi film ve oyun müziklerine dikkat eden kesim için önemli bir detaydır bu.
Fakat filme gitmemizi sağlayacak olan görsel şölen ve müzikler değildi elbet; esprilerdi... Espri, komiklik vs şeyler çok özneldir herkesin bildiği veya en azından tahmin edebileceği gibi. Toplamda 3 bin 700 tane espri varmış. Gayet ihtişamlı bir sayı gibi duruyor. Fakat kaçırdığımız bir şey var. 3700 kere güleceksiniz denmiyor. Toplamdaki espri sayısı o. Zaten 3700 kere kahkaha atabileceğiniz bir film olsa bile gülemezsiniz, çünkü gülerken arada kaçanlar olur muhakkak. Ki bu başımıza da geldi. Gülerken birçok espri kaçtı. Buna rağmen az güldük diyenleri de gördüm.
--spoiler--
Viagradan sonra uzatılan kabağın şekli... ***
rıdvan: gol olur ***
"sımsıkı taş gibi sımsıkı taş gibi dimdik! dimdik!" ***
bağırmayan taraftar... ***
muhtarın görevleri... ***
logar ın o kadar robot mekanizmasına rağmen sadece bıyık takılması ***
maymunlu birkaç sahne ***
logar ın "tahta tabi zoruna mı gitti?" diyerek arif e lafı koyması ***
"döner bıçaklarıyla dalalım" ***
kibariye nin parçasının çalması
--spoiler--
...Ve daha birkaç sahneye salonca güldük. Daha ne olsun diyor haliyle insan. ilk kurduğum cümleyi bir daha okuyup yazıya devam edebilirsiniz.
Zor esprilerden aklımda en iyi kalanı
--spoiler--
Logar'ın uçakla gelmesinin kafalarda soru işareti bırakması ve akabinde cevaplanması
--spoiler--
oldu. Salonda 2 3 kişi güldü. Birinin ben olduğumu saymazsak.
Tanıtıcı videonun* filmde olmaması aslında bazı hollywood filmlerinde ve bazı dizilerde kullanılan bir taktik. Vallahi boynumdaki fulardan dolayı değil. Bir iki kere rastladım. Aslında olay kebaptan önce verilen bedava fındık lahmacundan çok da farklı değil, mideyi boş bırakmıyor. Sonuçta ortada yapılan bir iş var. Ticari bir iş. Ve bunun para kazanması gerekiyor. Bu bakımdan ele alırsak reklam amaçlı çok güzel bir hareketti. En azından bütün yardıran esprileri bir videoya toplayıp seyirci çekmeye çalışılmamış, seyirci gelecekse yeni şeyler görsün mantığında hareket edilmiş. O sahneyi filmde göremeyenlerin üzüntüsünü de anlamak güç doğrusu. Daha önce izleyip güldünüz zaten, ha olmuuuuş, ha olmamış? Ne farkediyor?
Esprilerin yanında çok güzel göndermeler de yapmış. Bunlardan birisi de
--spoiler--
"abi adam yiyor ama çalışıyor da."
--spoiler--
diyenlere öküz diyerek film daha çekim aşamasındayken, bir eli donunda diğer eli klavye başında acımasızca eleştiri yapanlara gitmiş.Nitekim yapılan işten ziyade alınacak para hesabını ortaya çıkan işten önde tutanlar epey var. Aslında sadece klavye başındakiler değil ama çağımızda bir çok eleştirmen ve yazar artık bilgisayar kullanıyor. Gerçi içimizde bu sözlerime alınacak arkadaşlara da rastlamak mümkün ya. Bırakın alınsınlar.
Uzun lafın kısası işte bu yazdıklarımdan dolayı olmamış diyorum... Lan bir dakika ben ne diyorum? Kim aldı lan benim fularımı? Güzel film güzel. Eğlenceli. Gidip pişman olanların tekrar düşünüp en azından verilen emeğe saygı duyduklarını hatırlatmakta fayda var. Çünkü bazısının alnından kan gelmiş kafayı duvara vurmaktan. Tabi abisi adam alışmış emeğe saygı için teraziye basıp rep vermeye. Esas saygının nasıl birşey olduğunu unutur.
Peşin Not: Daha önce de film izlediğimden mütevellit film nasıl izlenir *, görülen birşeye nasıl yorum yapılabilir* kısmını anlamış bir kimse olarak düşüncelerimi beyan etmek istedim. Cem Yılmaz'a özel bir hayranlık beslediğim falan yok yani. Kimseyi burada savunmaya da çalışmıyorum. Banane, adam yapmış gittik izledik güldük. Siz de gülün diye tavsiye ediyorum. Yoksa hiç si*mde bile değil, yok iğrenç filmmiş vay tiksinçmiş... Ben eğlendim, siz de eğlenin derim. Hiç yoksa meraktan gidin. Merak faydalı birşeydir. Bilimin gelişmesini sağlamıştır mesela. Eğer gidecekseniz beklenti ayarınızı düşüğe almayı unutmayın. Öyle daha eğlenceli oluyor.
