bir jan van eyck tablosudur. Tablo resim sanatının nadide örneklerindendir. Biçimsel başarısının yanısıra, resim tarihinde de önemli bir yere, ilklere sahiptir. Rönesans'ta yeni yeni ortaya çıkan ve yavaş yavaş yayılmaya başlayan burjuvazi, eskiden yalnızca kilisenin ve soyluların hizmetinde olan sanatı, kendine doğru çevirmeye başlamış; para karşılığı sanat diye düşünmüştür. Ortaçağda Kilise sanatçının eserine imza koymasına hoş bakmamaktaydı. Tek yaratanın tanrı olduğu inancına göre tutarlı bir düşünce sanılmış olsa gerektir. Ama yeni sınıfın doğuşuyla birlikte, değişim kanunları devreye girmiş ve resim sanatına "renk" gelmiştir. Bir tüccar olan Arnolfini'nin resmi, 15. yy.dan sesini duyurmaya başlayan bir sınıfın ifadesi olarak önemlidir.
Flaman resminin belli başlı özelliklerini taşır resim: Ayrıntılar ve simgesellik. Arnolfini'nin yüzündeki ifade, gölgeler, giysisinin dokusu. Karısının giysisinin dokusu ve kıvrımlar. Alttaki köpeğin her tüyünün sapıkça [sanat tarihinde buna "sabırlı" denir] bir ayrıntıyla işlenmiş oluşu. Pencereden içeri sızan ışığın yüzler ve giysiler üzerinde yarattığı etki.
Simgesellik ise çözülmesi zor, ilk bakışta doğal gelen bazı canlı ve nesnelerle verilmiştir bize. Örneğin tepedeki avizede yanan tek mum üzerine birkaç spekülasyon vardır. Belki tanrının ışığıdır, belki de öylesine yanan mum. Kadının başındaki beyaz örtü büyük bir ihtimalle onun bekaretine ve dolayısıyla temizliğine gönderme yapar. Diğer bir simge yerdeki köpektir. Sıradan bir köpek gibi gözükse de, bunun evliliğe duyulan (duyulması gereken) sadakati temsil ettiği bilinir. Köpek gibi sadık olmak mı diye de düşündürür. Yerde gelişigüzel duran terlikler de evliliğin kutsallığına bir gönderme niteliği taşır. Pencerenin kenarındaki meyveler ise hayalgücünün sınırlarını zorlar.
Tüm bunların ötesinde, resmin orta yerinde çok önemli ve bu resmi bir ilk özelliğini katan bir dış bükey ayna durur. Dikkatle bakıldığında Arnolfini'yi, karısını ve van Eyck'i görebiliriz bu aynadan. Aynanın üstünde, duvarda "johannes de eyck fuit hic 1434" (Jan van Eyck buradaydı) diye yazar. Olasılıkla bu resim aynı zamanda nikah şahitliği ve evlilik cüzdanı işini de görmesi düşünülen bir resimdir.
jan van eyck'in malum bilinen en popüler düğün resmi, tablosu. arnolfini'ler brugge'de, jan van eyck'in karşısında poz verirek, birbirlerini kutsayarak çektirmiştir. ilginçtir resme baktığında milyonlarca görüş atılır. bazıları bir el falı sahnesini canlandırdığını bazıları ise ayakta gösterilmek, isa'ya, meryem'e, azizlere özgü olan şeyi anlattığını vurgular. tabloda dikkat şeylerden diğerleri de dekorun iki temel elemanı olan avize ve ayna arasındaki kısım. bir de dışbükey aynadan yansıyan görüntüden de bildiğimizz ginbi, odanın eşiğinde bir ikinci tanık daha durması. avize üzerinde yanan tek mum ise her şeyi gören tanrının gözünü temsil etmesi. buyrunuz bunlarda resimleri:
Şebnem işigüzel'in Sarmaşık adlı romanında sıkça adı geçmektedir.yazar,roman karakterlerinden Sedef'i Arnolfi'nin Karısı olarak niteler.
Ayrıca,adam ve karısının arkalarında bulunan aynadan ressamın kendisini de görmemiz oldukça enteresandır.
Aynada köpeğin yansımasının olmaması ile insanlar dışındaki varlıkların ruhlarının olmadığı vurgulanan tablodur. Her detayı için bir çok tahmin yapılmıştır.
muhteşem eser, detayları gördükten sonra dudağımı uçuklatan ve ara ara aklıma düşen tablodur. şimdi de aklıma geldi son 5 dk. dır inceliyorum. nasıl böyle çizebildin be deha adam.