aralarında dokakin (kan gütme) kanunu denilen bir gelenek vardı, kasaba içinde silah taşınmaz, dışarıya çıkıldımı silahsız gezebilen yalnız zavallı-yoksul olanlardı...
Batı avrupada yer alan küçük avrupa ülkesi. Son zamanlarda büyük gelişme göstermiş ve kısa bir zaman önce avrupaya serbest dolaşım hakkı almış olan sessiz sakin bir ülke.
hükümete karşı gösterilerin şiddetinin arttığı ülke. muhalefetin telkinleri ile başlayan protestolara binlerce kişi katılmış ve polisle çatışmalar yaşanmış 6 kişi de hayatını kaybetmiştir.
1946-1992 yılları arası, diktatör enver hoxha tarafından dünyada görülen en katı komünist rejimine tabi tutulmuş ülkedir. işsizliğin ayyuka çıktığı o dönemlerde, ülke gençliği başta italya olmak üzere batı avrupa ülkelerine ve türkiye'ye çalışmak için göçmüşlerdir. yine enver hoxha döneminde, arnavutluk dünyanın ilk ateist ülkesi olarak deklare edilmiştir. ülkenin bir çok insanıda bulunan dinlere ilgisizlik, enver hoxha diktasının geriye bıraktıklarının sadece bir örneğidir.
avrupa birliğine üye olmamasına rağmen vatandaşlarına 2010 yılı sonundan itibaren şengen bölgesinde vizesiz seyahat özgürlüğünden yararlanma imkanı tanınmıştır.
Balkan Yarımadasında devlet. Nüfusu ve yüzölçümüyle Balkan ülkelerinin en küçüğüdür. Adriya Denizi kıyısında, kuzey ve doğuda Yugoslavya ve güneydoğuda Yunanistan ile sınırlanır. Küçük azınlık grupları dışında nüfusun %95 i Arnavuttur.
kan davası nedeniyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalan bireyleri, çok küçük yaşta gözetim altına alıp, kendi evinde hapis hayatını uygun gören ülke.
koyu kan davası adetlerinin bulunduğu ülkede, bu gençler okula gidemiyor, evlerinin kapısından dışarı kafasını uzattığı takdirde ölümle burun buruna geleceğinden, ömür boyu burada yaşamak durumunda kalıyor.
kan davası normlarını uygulayan bireyler, kanun ismini verdiklerini kitaplarında kendilerinden yapılması istenen davranışları yerine getirdiklerini söyleyerek, tutumlarını meşru kılıyorlar.
Tam on yıl önce bulunma şerefine nail olduğum, şu ana kadar hayatımda gördüğüm en sıkıcı ülke.Sanırım ölene kadar da pek değişmeyecek bu..italya'ya göbeğinden bağlı bu ülkede tahmin edileceği üzere herşey italyan malıdır.Komünizm döneminde dört bir yan tek renk olduğundan, komünizmden kurtulur kurtulmaz bütün evlerini rengarenk boyamakla işe başlamışlar.Tiran'daki opera binası yegane görülesi yeridir diyor,eh bir de gitmişken böreklerinin de tadına bakıvermenizi salık veriyoruz.
Enver Hoca döneminden kalan sosyalist tipi gri binalarını renklendirmeye çalışan ülkedir. Boyar dururlar o binaları. Fakat yine de eğreti durur. Sokakları da kötü kokar biraz, ama ilginçtir Arnavutluk'ta bulunmak, en az bir kez görülmelidir.