eski türk filmlerinde sık karşılaştığımız mevzudur. kızın babasının işleri kesinlikle kesattır. tek kurtuluş yolunun kızının, armatör dostunun oğluyla evlenmesinde görür. ama kız üçüncü bir şahıs olan fakir ama gururlu esas oğlana aşıktır. armatörün oğlunun da filmde kötü karakterli olması filmin olmazsa olmazlarındandır. hatta armatör çocuğu, fakir ama gururlu bıçkın esas oğlanımızın kız kardeşine tecavüz etmediyse o türk filmi türk filmliğinden şüphe etmelidir.
toplumumuzdaki kast sisteminin yeni meyvesidir. bu bizim toplumdan başlamadı ama bizim toplumu da içine aldı. korkum bütün dünyayı da eline geçirmesi.
davul bile dengi dengine diyen atalarımdan nefret ediyorum.
fakirin fakirle, zenginin zenginle evlendiği bu dünyayı lanetliyorum. (slogan gibi oldu bu)
işte acımasız gerçekler; bu dünyaya nasıl gelmişsek maddi anlamda, öyle gidiyoruz. bizim için tek çıta ailemizin maddi durumu. geçebilirsek ne ala. geçemezsek başarısızız.
bu ne biçim hikaye lan böyle? filmi bile çıkmaz bunun...! demeyin. aşkı memnu başladı. polat, paralarla oynamaya alıştı.
bakalım filmin sonu ne olacak?
insanin kendi ailesini red edip bunlar tarafindan nufusa gecirilmek icin basvurasini getiren evliliktir.
valla cok seveceksiniz beni lan... sevmezseniz para yok.. yeminle bak.. bakimim falan da pek kolaydir benim.. cok az tuy dokerim, etrafa pislemem, kendi kendimi gezdirebilirim... beni sevin, oksayin falan da demem hic.. arada gidimdan bir makas alsaniz yeter.. su an mevcut bir adim var ama, begenmezseniz sizin istediginiz baska bir isimle derhal degistirebilirim hic problem degil... haa bir de unutmadan, soylemesi ayip asilarim da tamdir.
