en yakın arkadaşın sevgilisini başka biriyle yiyişirken, öpüşürken yakalamaktır. resmen aldatıyordur, bu namussuz. görmek istemeseniz de görmüşsünüzdür bir kere. bunun geri dönüşü yoktur. bu durumda hiç istemediğiniz halde kendinizi bir arafta kalmış olmanın sıkıntısı ve yalnızlığıyla başbaşa bulursunuz. ya göerdüklerinizi arkadaşınıza usulünce anlatmaya çalışıp, onu uyandırmaya çalışacaksınız ya da bu olayı içinize atıp hafızanızdan silmeye çalışacaksınız.
iki ucu boktan seçenek. anlatsanız geri tepme ihtimali de var. arkadaşınız aldatılmanın acısıyla ve sevgilisini koruma içgüdüsüyle size de saldırabilir ve bizi çekemiyorsun diye kendince savunmaya geçebilir. veya hepsinden önemlisi, kırılan gururunun, tuzla buz olmuş egosunun en yakın tanığı ve aracısı olmanızı kaldırmakta zorlanabilir.
anlatmasanız, başkasının günahına ortak olmanın yükünüyle yaşamaya devam etmek demektir. sırf başkalarının hatalarından dolayı kendi ilkelerinizle çelişmek zorunda kalmak demektir. bir de bu ek olarak ilişki bir şekilde patladığı vakit, en yakın arkadaşın, madem bir şeyler biliyordun zamanında beni niye uyarmadın? suçlamasına da muhatap olma potansiyeli var.
ben derim ki hiç karışmayın. ne halleri varsa görsünler. hem belki onlar öyle daha mutlu. kim bilebilir ki.
bir arkadaşın başına gelmişti ordan biliyorum desem çok da inandırıcı olmaz. direk kendi başıma geldi olum. direk başıma geldi. direk başa geldim. başına geldim ya da. aldatıldım amına koyim anla işte.
yalnız böyle durumlarda kesinlikle ve kesinlikle arkadaşına olayı anlatmaman gerekir. peki bu durumda ne yapılabilir?
öncelikle olayın gerçekten düşündüğün gibi olup olmadığını iyice araştırman gerekir. kızı sırf dışarda biriyle gördün diye de ''vay orospu nasıl da düdüklüyor benim kankimi'' gibi bir düşünce hasıl olursa senin harbi ibne olduğun anlamı çıkar ordan. öncelikle olayı ayrıntılı bir şekilde araştır ve netleştir.
gerçekten böyle bişey varsa, kızla konuşmayı dene.. ondan hoşlandığını, o çocugu bırakmasını ve seninle sevişmesini istediğini söyle, aksi takdirde kankime söylerim diye tehdit et. ( yok lan saçmala amına koyim)
benim samimi olduğum arkadaşım aldatıldığımı bildiği halde söylemedi. en güzelini yaptı aslında. diğer türlü kim olursa olsun ilk etapta kız arkadaşını savunur ve arkadaşına nefret duyar. sonradan gerçeği öğrensen de o arkadaş eskisi gibi olmaz. en nihayetinde senin enayi yerine konduğunu en başta o bilmektedir. sadece bu durum bile seni o kişiden soğutur. dolayısıyla karışmayın derim. görmeyin. duymayın. bilmeyin..
ne diyon sen kardeş? bu duruma nasıl göz yumarım diyorsan eğer; o halde kızı sağlam bi döv. zaten o durumda kız seni gidip arkadaşına şikayet de edemez. ediyorsa zaten hiç senin olmamıştır.
herneyse, anladın sen zaten. anlamadın mı? of amk kime konuşuyom ben ya.
o sevgilinin varya o sevgilinin heleki gören söylemediyse onunda ikisinin bir den münasip deliklerine f16 nın burun kısmındaki o demir sopa girsin inş.
böyle bir şerefsizliği bizzat kendi gözlerimle gördüm. çok sevdiğim bir arkadaşım, dostum, kardeşimdi. 1 yıllık bir ilişkisi vardı. benimle tanıştırmıştı, bende bıraktığı ön izlenim iyiydi. arkadaşımı mutlu ediyor. onunla iyi vakit geçiriyordu. lakin insanların nasıl iki yüzlü olduğunu bir kere daha şahit oldum ve bu durum gerçekten içler acısıydı. arkadaşım yanımda ondan bahsettiğinde gözlerindeki mutluluk, sesindeki heyecan tonu hiç aklımda çıkmıyordu. böyle bir şerefsizliği nasıl yapar diye, o olaydan sonra sürekli düşündüm. anladım ki bu hayatta bir kişiyi iyice tanımadan değer vermeyeceksin. çünkü insanoğlu senin verdiğin değeri dürüp götüne sokma becerisine sahip. olay şöyle gerçekleşmişti.
bir gün işimden dolayı çarşıya inmem gerekti. çarşıda hızlı hızlı ilerlerken kestirmeden gitmek için ara sokaklardan gitme kararı aldım. yaklaşık 200-300 metre sonra pek adı sanı duyulmamış bir mekanla karşılaştım. şöyle geçerken baktığımda hoş duruyordu. böyle yeni mekanları keşfetmeyi, oralarda takılmayı, mekan sahipleriyle tanışmayı severim. dönerken buraya uğrama kararı almıştım. işimi hallettikten sonra dönerken dediğimi yaptım ve mekanı bir ziyaret ettim. bir de ne göreyim, en yakın arkadaşlarımdan biri olan mesut'un sevgilisini başka bir erkekle o mekanda gördüm. mekanın ön ve arka tarafı vardı. ön taraf caddeye bakıyor. arka taraf ise bahçe gibi değişik bir yerdi. gözlerden uzak olmak isteyen kişilerin tercih ettiği bir yer gibi düşünün. bu durumu görür görmez. kafayı çevirip fazla dikkat çekmeden onların 3 metre ilerisindeki masaya geçtim. iyice takip ettim. sonuçta akrabası veya normal bir arkadaşı olabilirdi. emin olmadan yapılan bir hareket mesutla aramı bozabilirdi. böyle bir durumda haksız duruma düşmek hiç istemem. yaklaşık yarım saat izledikten sonra ellerin kavuştuğunu gördüğüm an beynimde bu durumun aldatma olduğunun noktasını koydum. hemen hesabı ödeyip dışarı çıktım. aklımda arkamı dönüp gitmek yoktu tabi ki. ikisinin dışarı çıkmasını bekledim. beklerken de mesutla ortak arkadaşımız olan yusuf'u çağırdım. yusuf ne oldu diye sormadan hemen olay yerine geldi. olayı ve ne yapacağımızı bir güzel izah ettim. ancak yapılanlardan ve bu olaydan mesut'un haberi olmaması gerektiğini çok üzüleceğini belirttim. tam ikisi mekandan çıkıp bir 20-30 metre ilerlediği anda yusuf ile çocuğun koluna girip direk kenara çektik. o an kızın gözündeki korkuyu görmüştüm. ona o korku az bile. ne yapacağını şaşırdı sesi hiç çıkmadı. yusuf çocuğa yönelip;
+ sen bu kızın sevgilisi olduğunu biliyor musun ? dedi.
çocuk ise;
- evet, biliyorum. dedi
yusuf;
+ peki nasıl bir şerefsizsin ki sen sevgilisi olan bir kızla birliktesin ? dedi.
çocuk;
- kız mutsuz ise onunla olmak istemiyor benimle olmaktan mutlu ise ben ne yapabilirim. dedi.
bir anda yusuf'unda benimde içimizdeki öfke patlaması. çocuğun bünyesinde son buldu. ardından kıza yönelip, düzgünce konuştuk. her ne kadar düzgün konuşulmayı hak etmeyen birisi olsa da biz doğru olanın bunun olduğunu düşündük.
''bak şimdi bu olaylardan mesut'un haberi olmayacak. ne bu çocuktan ne de bizden. mesut'a inanacağı bir açıklama yapacaksın, mutsuzum diyeceksin. ben devam etmek istemiyorum, bir ilişkide bir taraf mutsuzken o ilişki yürümez diyeceksin ve mesut ile ayrılacaksın. o çocuk sana bu kadar değer verirken senin böyle bir şerefsizliği yapman. tam bir orospuluktur. inan seni burada dövmüyorsak bunun sebebi, ne kız olduğundan ne de mesut'un sana değer vermesinden kaynaklı. seni dövmüyorsak, senin dövülmeye bile değer olmadığındandır. ne şimdi ne de ilerde bu durumdan mesut'un haberi olmayacak olursa seni bulur. bu çocuğa ne yaptıysak aynısını sana yaparız'' dedik ve gönderdik.
akşam mesut haber verdi. ayrılmışlardı. hemen yusuf ile yanına gidip onu teselli ettik. onu unutuncaya kadar da hiç yalnız bırakmadık.