özellikle dindar gençleri zor durumda bırakan davetlerden bir tanesi. bir tarafta yıllardır arkadaşınız olan kişi, diğer tarafta allah'ın açık ve seçik emri.
arkadaşınız biraz da dinle namazla çok içli dışlı olmadığından sizi her daim takılabildiği bir içkili mekana davet eder. önce "işim var, gitmem gerek" filan deyip yırtmaya çalışılır. baktınız ısrarcı olmaya devam ediyor, "kusura bakma ben içki içilen mekanlara girmiyorum." denir. arkadaşınız elbette bozulur ve kendisine yapılanın "dinsiz" muamelesi olduğunu sanar. bırakın sansın, allah'ın rızasından üstün değil ya?
eve gidilir, arkadaş msn listenizden silinir.
yüzyıl savaşlarının ötesinden gelen edit: yaklaşık bir ay önce yazdığım bir yazı, ufak tefek şeylerden bahsetmem gerektiğini düşünüyorum.
1) eğer söz konusu kişi sizi içki içilen mekana davet ederken bu konuda hassas olduğunu bilerek bunu yapıyorsa ben o kişiyi çok da arkadaş listenizde anmanız taraftarı değilim. kişi birlikte olduklarına benzer, onlar gibi şekillenir, klişe olsa da "üzüm üzüme baka baka kararır".
2) eğer ki hassasiyetinizin farkında değilse o kişiye karşı dürüst olunmalı ve "ben müslümanım arkadaş gelmiyorum" denilmelidir. o noktadan sonra saygı göstermesi gerekir. yok ezikçe laf sokmaya çalışıyor, kırılganlık yapıyor ya da teklifinde ısrarcı oluyorsa o kişiyle de görüşülmesi taraftarı değilim.
arkadaşin kalitesiyle değişen davettir.
pavyon diye birhaneye götüren insanlar vardır. dişsiz göbekli kadınları kadın zanneden arkadaşlar vardır.
bir de bunun değişik versyonu olarak terasta denize sıfır mekanda kışın sıcak şarap içmeye davet eden arkadaşlarda vardır.
herkes içerken biraz ezik duruma düşebilirsin hatta aralarından bir dingil " oğlum iç ya bi kadehten bir şey olmaz " gibisinden bir laf ederse kontrolünü o gazla kaybedebilirsin tabiki her şey senin iradene kalmış bir şeydir. herkesi susturabilecek kadar güçlü bir iradeye ve sükunete sahipsen sorun yok demektir.
islami literatürde içki içmenin kesin ve net haram olmasının yanında içki içilen (bunu haram fiiliyatın işlendiği ortamlar, mekanlar olarak da genelleyebiliriz) bir mekanda bulunmanın "harama yaklaşmayınız" hadisi şerifiyle ve zayıf bir rivayet olduğu aklımda kalan "kim allaha ve ahiret gününe iman ediyorsa içki içilen sofraya oturmasın" hadisi şerifiyle çeliştiği, dolayısı ile caiz olmadığı kabul edilir.
özetleyelim : içki içen bir ortamda bulunmak (genel olarak mutsbık kalınmış görüş) günahtır!
şimdi davet eden ve edilen arkadaşlara dönelim ;
islamda günahlar bellidir. fakat bir müslümanın yaşam tarzını belirleyen esas unsur takva meselesidir.
kimi müslüman vardır camiyi bayramdan bayrama görür, fatihayı bile ezbere bilmez, içkisini de içer, kumarınıda oynar, zinayı da yapar. ve tüm bunları yaparken "lan günah işliyoruz ama du bakalım noolcek halimiz" diye düşünmez, aklına bile gelmez. ama sorsan müslümandır. mala davara, sana bana herhangi bir zararı dokunmadığı sürece en sofu müslğman kadar saygındır gözümde. tüy bile kondurmam. en fazla daha iyi bir müslüman olması için dua ederim.
kimisi de bir mekan sağ ayakla girmek sünnetir düsturuyla arabanın sağ tarafından binerken dahi kapıdan sağ ayakla girebilecek ve bu uğurda akrobatik şovlar sergileyecek kadar sünnete bağlıdır, evine içkiyi geçtim kola bile girmez (cola turka belllki), içki içilen masayı, mekanı geçtim içki satılan marketten alışveriş yapmaz, içki satışı yapılan otelde bile kalmaz. bu arkadaşa da yukarıda bahsedilen şartları karşıladığı müddetçe saygımız sonsuzdur.
bu iki müslümanı ayıran konu din değil takvadır. çünkü ikisi de müslümandır.
bu tür davetlere icabet edilip edilmemesi de davet edilen kişinin takva boyutu ile ilgilidir işte.
kimisi ikinci örnekteki müslüman gibi aklının ucundan bile geçirmez, kimisi davet edilen mekandan sarhoş ayrılır.
kimisi de şayet düğün, kutlama, iş yemeği gibi bir nevi mecburiyetten icabet gereken davetlere katılır. diğerlerini nazikçe geri çevirir.
şayet geri çevirme gerekçesi olarak karşısındaki insanı kırmamak ya da şeriatçı damgası yememek adına her seferinde "teyzem hasta, valla bu gece ofiste sabahlayacam, hacı çocuk ateşlendi" nevinden türlü yalanlar sıralamaz da dürüst olursa, davet eden kişi de makul ve mantıklı bir insansa bu tür davetlere konu kişi dahil etmez. akşam çaya çağırır, kahvaltıya davet eder. böyle bir meseleden dolayı arkadaş silinmez, silinmemelidir. arkadaş manavda satılan bir meta değildir. kolay elde edilmez.
her konuda olduğu gibi bu konuda da dürüstlük ve üslup ilişkinin devamını şekillendirecek temel unsurlardır.