arkadaşsız kalmak

    15.
  1. not: bu yazı upuzun bir yazıdır, okumayın, gün gelir okuyacak olan olur ve belki kendine ait bir şeyler bulur burada. yazılış amacı budur, hem de biraz içimizi dökelim.

    genellikle kişinin kendi isteğiyle insanları elinin tersiyle ittirmesinden bahsedilmiş burada. bir de olaya şurdan bakın, herkesle arkadaş olmak istiyorsunuz ama kimse sizinle arkadaş olmuyor!

    hani bazı amerikan yapımı diziler veya filmler olur,

    adamın teki işinin kölesi olmuştur, kendi kenarları kesilmiş tostunu yapar, sabahları portakal suyunu içer her sabah lanetle alarmına yumruk vurur, her gün işe gider gelir, akşam tvnin başında uyuya kalır. ve bu olay sürekli tekerrür eder. zaten dizi ya da filmde de bunu 3 dklık yada 5 dakikalık kısa bir kesitle anlatır ve belki de seyirciyi bunaltmak istemediğinden konuya girer veya bir kaç yıl önce veya sonrasını anlatır.

    evet tam olarak bu durum.

    yalnız hayat bu kesiti size 5 dakikalığına değil de yıllarca sunuyor.

    bana göre arkadaş şudur,

    ya eserikli biz bilmemnereye gidiyoz gelcen mi? tamam 3te ordayız bekliyoz.

    lan eserikli aklıma ne geldi, bilmemne bilmemne piyasaya çıkmış bak sen seviyom diyodun ha aklıma geldi de kaçırma.

    veya saçma sapan sohbet yapar gülersiniz, size hoş gelen erkek/kız hakkında konuşursunuz, teknoloji sohbeti yaparsınız veya kızsanız, ne bileyim giysi kıyafet olur, berkecan'ın çıktığı kızın dedikodusu olur. yani bunlardır, sohbettir, ilişkidir arkadaşlık.

    bir hayat düşünün ki, her gün okula gidiyorsunuz, yarak kürek heriflerle takılmak zorunda kalıyorsunuz, onlar sizi çağırmadığı için tıpkı simsteki Social bar'ının azalması gibi sizinde sosyal aktivite ihtiyacınız artıyor ve

    "ya abuzer gelsene bana kalırsın boş oda da var, akşam da çıkar bir yerlere otururuz.

    -yok eserikli olmaz üşeniyom"

    gibi muhabbetlere maruz kalıyorsunuz. hapishanede değilseniz bile, sizin eviniz size bir hapishanedir aslında..(bir de içinizde toplum içine çıkma korkusu, asosyallik varsa)

    bu yüzden birisi dışarı çağırdığında anında kabul edersiniz.

    **********

    bir derdiniz bir sıkıntınız olduğunda anneniz babanızdan başka anlatacak kimseniz yoktur. çünkü arkadaşsızlık aynı zamanda dostsuzluk anlamına gelmektedir.

    yukarıda bahsedildiği gibi, kafede çayınızı tek başınıza içer, lokantada yemeğinizi tek başına yer, telefonunuza gelen mesajlar ya domino's pizzadan ya pizza pizzadan ya da little ceasars' dan gelmektedir.

    bir arkadaşınızla buluşursunuz mesela, yine buluşalım ya dersiniz, herif evinizin dibine gelir size haber vermez.

    sevilmiyorsunuzdur amk işte daha ne diyim.

    evet, yine üstteki yazarların bahsettiği gibi, artık hatayı kendinizde aramaya başlarsınız.

    *ben sıkıcıyım

    *ben çok alınganım(size ayılık yapan insanlarla çok fazla muhattap olmadığınızda)

    *ben kötü biriyim, cidden kötü biriyim

    *abi suç bende niye adama yapıştım ki buluşalım mı diye.

    *konuşcak bir konuya sahip değilim, o yüzden pek fazla takılmak istemiyorlar benimle.

    *ortam bilmiyorum abi, ortamlarda insanları rezil ediyorum ondan oluyor bu

    *yok yok ben aynı zamanda nerede nasıl konuşulacağını da bilmiyorum

    *abi çok konuşuyorum ben ondan oluyor bu

    *yok yok çok az konuşuyorum bence ondan

    *amk şu tipe bak ya, velet gibisin amk velet gibi giyiniyorsun ondan adam yerine koymuyorlar, çağırmıyorlar seni tabi. hıyara bak git şu saçını düzelt önce.

    gibi gibi bir sürü örnek.

    bunun nedir peki sebebi? gerçekten hata bizde mi? yoksa başkalarında mı? ya da tipimizde mi?

    arkadaş olarak tercih etmediğim insanlar, yalan söylüyorlar, bencil oluyorlar veya beni kullanıyorlar.

    ben 6 senedir bu konuda sıkıntı yaşayan biriyim, 6 senedir beni kimse dışarıya çağırmadı. ta ki geçen hafta ilkokuldan çok sevdiğim saf tertemiz bir tane arkadaşımla tekrar iletişime geçesiye kadar. önce bunu bir söyleyeyim

    peki çevremdeki insanlara bakıyorum, sürekli sosyal medyadayım, o bilmemkimle check in yapıyor, öteki bilmemkimle havuzda poz veriyor, diğeri bilmemnerde staj yapıyor bilmemkimlerle pozlar çekip koyuyor. vs.

    bu insanlar neyi doğru yapıyor da ben onu yanlış yapıyorum?

    yani bakıyorum, belki de dışarıdan bakıldığı için böyle ama, adamlar hiç sorun yaşamıyor, hiç birbirine kırılmıyor gibime geliyor? birbirlerine gülüyorlar, birbirlerine kızmıyorlar baya baya on numara anlaşıyorlar bunlar? konusu geçiyor, aa çok iyi kız o diyor mesela kızın teki öteki kızın hakkında konsere gidiyorlar kopuyorlar coşuyorlar, içiyorlar, sıçıyorlar

    bana niye denk gelmiyor bu iyi adamlar? veya ben mi bir yerde hata yapıyorum? ben niye sağa sola çağırılmıyorum?

    bana gelenlerde şunlar:

    metalci olup hiç evden dışarı adımını atmayan ağır asosyal,

    depresyonda olup sürekli somurtan sürekli azarlayıcı tarzda konuşup, ulan bari onun hakkında konuşalım şu derdini aza indirgeyelim diyince daha da hırlayan,

    ders çalışıp ısrarla ve inatla çalışmadım diyip ardından bir de dersten kalacağını söyleyip çatır çatır geçen.

    aylarca arayıp sormayan, sonra evime kız atmak için defalarca arayıp mesaj atıp, abimin ayağı kırıldı ona hastaneye gidicem diyince ver anahtarı bana sen yarın sabah gelirsin diyebilecek kadar yüzsüz olan,

    bir derdim bir sıkıntımı paylaştığımda, 2 ay sonra bir tartışma esnasında bütün hepsini yüzüme vuran

    notlarıma bakmak için tc kimlik no'mu çalan

    bir söylediğimi gidip söylediğim kişiye yetiştirip, topluca arkadaş kaybetmeme sebep olan

    insan içinde azarlayan küçük düşüren tipler

    neyi denedim?

    1) bütün kötülük yapan insanların yaptıkları kötülükleri sineye çektim, istemediğim şakaları istemediğim ortamlarda yapanlara hehehe diyip geçtim

    2)her şeyi merak etmemeyi öğrendim ve herkese bir şeyler sormaktan vazgeçtim. derdi tasası olanlara derdiyle ilgili yardımcı olmaya çalışmanın ters teptiğini anladım, anlatırsa dinledim, o zaman yardımcı olmaya çalıştım, anlatmazsa sadece sustum ve somurtmuş beş karış suratına ve beni sürekli azarlamasına katlandım, çünkü başka seçeneğim yoktu.. ya arkadaşsız kalacaktım ya da en azından dışarı çıkıp hava almak istediğimde yanımda biri olacaktı..

    3)yalan söyleyenlere inanıyormuş numarası yaptım, salağa yattım.

    4)aaa şurdasınız ben de oralardayım görüşelim dememeyi öğrenmeye başladım(henüz tam olmadı ama olacak)

    5)üstüme başıma, saçıma bilmemneme biraz daha dikkat etmeyi, önce kendime saygı duymayı öğrendim(ulan sanki ergenlikteyiz olaya bak)

    nerelerde hata yaptım?(özeleştiri)

    1)şakalarına hehehe diyip geçtiğim insanları evet sineye çektim ama farkında olmadan onun yaptığı şakalara benzer bir şakayı ben o kişilere yaptım, deliler gibi kızdılar aramız açıldı. bu kızdıkları esnada onların bana geçmişteki yaptıklarından bahsettim, daha da kızdılar delirdiler, o zaman şaka yapmayalım birbirimize dendi, aralar açıldı, arkadaşlık bitti.

    2)yalan söyleyenlere inanıyormuş numarası yaptım ama sonra yeri geldi laf soktum. alındılar gücendiler. sanki yalan söylemek normal bir şey de, ben laf sokarak ayıp ediyorum

    3)insanlara salça olmakla hata yaptım. daha da sıktım insanları, çünkü şunu fark ettim, her buluşmak istendiğinde orada olan adam sevilmiyor, biraz özlem girmesi gerekiyor araya ve tabiki espri kabiliyeti de arkadaş edinme konularında çok etkili, ben beceremedim.

    4)insanlara kendimi sevdirmeye çalıştım, halbuki yanlış insanlara kendimi sevdirmeye çalıştığım için sonradan onlardan ister istemez uzaklaştım, hem dengesiz bir görünüm verdim, hem onların sandığı kişi olmadığım için onlar benden uzaklaştı.

    5)en büyük hata, yalan söyleyen ve pislik yapan insanların yaptıklarını sinirden köpür köpürürken gidip başkalarına anlattım.

    6)Çok kafaya taktım, kendimi yedim bitirdim, bir kaç tane edindiğim arkadaşlarımı da bu dertlerle boğdum onları da soğuttum kendimden ve ayrıca bu dertlerimi insanlara çok çabuk güvenipte anlattım.

    o yüzden burada bunları okuyacak ya da okuyan biri varsa onlar bunları yapmasınlar, kendilerini sevdirmek için uğraşmasınlar ama bazı şeylere de göz yumsunlar bir daha konusunu açmamacasına. eğer ben bir gün bu sorunun altından kalkabilirsem ve sevdiğim, istediğim insanlara güvenerekten istemediğim insanları elimin tersiyle itebilecek kadar sosyal bir güce sahip olursam, söz ne yaptığımı buraya editleyeceğim.

    03.40 dan 04.50 ye kadar bu yazıyı düşüne düşüne yazdım,

    belki birilerine bir ışık olur ne bileyim belki birileri yalnız olmadığını anlar. belki birileri benim yaptıklarımdan kendine ders çıkarır.
    28 ...
  2. 19.
  3. yalnız kalmaktır. kimseye derdini anlatamamaktır. arkadaşsız kaldığını anlatacak kimsen olmayışıdır. çok kötü bir durumdur.
    sürekli yalnız hissedersiniz içinize kapanırsınız, asosyal yaşamaya başlarsınız ve bu iş böyle gider düzelecek bir hal de almaz. hayattan soğursunuz bazen yalnız ağlarsınız. bazen bir kafede bahçede parkta orda burda hep tek başınızasınız.
    bu tarz durumlarda insana en iyi gelen şey müziktir. müzik dinlersiniz o da sizi hisseder.
    16 ...
  4. 6.
  5. sinemada tek başına film izlemek,cafede çayını sohbetsiz yudumlamaktır.
    telefonunun çalmaması,evine kimsenin gelmemesi,senin de kimseye gitmeyişindir.
    düştüğün anda uzanan bir elin yokluğudur.
    rujunu,ayakkabını,elbiselerini tek kişinin kullanmasıdır.
    ilk dakikalar "oh be!" dedirtirken zaman ilerledikçe acısı içine oturandır.
    12 ...
  6. 36.
  7. Zaten şu hayatta tek başınasın ama insan arıyor işte ‘hadi kalk şunu yapalım’ diyebilecek birini. Kimse mi olmaz. Evet kimse yok. Nasıl bu hali aldı anlamıyorum.

    Neyse sağlık olsun.
    10 ...
  8. 9.
  9. o kadar fena yakalandım ki bu hastalığa, kangren olacak diye korktum önce, eğer bu yazıyı okuyorsanız tavsiyem şudur, asla karamsar olmayın. bir gün mutlaka ama mutlaka gerçek dostu bulacaksınız. sakın umudunuzu kaybetmeyin.

    benim nurtopu gibi dört tane dostum var, darısı yalnız kardeşlerimin başına.
    9 ...
  10. 7.
  11. "arkadaşım bitti benim ya." bulunduğum şehirde de. yaşadığım diğer şehirlerde de arayabileceğim hiç kimsenin olmadığını fark ettim. ama bu çok garip oluyor böyle sabah gördüğün ve tanımadığın diğer insanlara günaydın diyorsun falan. ihtiyaç çünkü. değer vermenin anlamını öğreniyorsun. garip.
    9 ...
  12. 20.
  13. Sevgilisiz kalmak fln hikaye abi en çok acıtan budur. En yakın arkadaşım evlendi. O kadar yakındık ki böyle sevgiliden fln öte. Herşeyi beraber yapardık. Adam evlendi arkadaşlığımız bitmedi ama bitmiş gibi oldu. Artık önceki gibi değil hiçbişey. Ve ben oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi kalakaldım. Ağlıyorum ama duymuyor kimse sesimi. Yalnız kaldım bildiğin.
    9 ...
  14. 39.
  15. doğru arkadaşı bulmak için müthiş fırsattır.
    7 ...
  16. 20.
  17. aslında güzel durum çünkü ,yalancı dostlar edinmektense yalnız kalmak daha mantıklı .
    7 ...
  18. 2.
  19. bir zamanlar başıma gelen durum. çok zordur. insan hep kendinde bi anormallik olduğunu düşünür. sen her şeyin derinindeyken onlar abuk subuk muhabbetlerle bile birbirlerinin yanında kalabilirler. normal olan onlar diye düşünürsün. çözüm bir kişiden başlayıp onunla olan arkadaşlığını içselleştirmektir. zaten gerisi çorap söküğü gibi gelir.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük