arkaşlık bitmez, sadece bi yerlere saklanır. ki bitmisse arkadaslik diye bi seyden söz etmek zaten sacma olur.
aileni secemesen de arkadaslarini secebilirsin.
gereksiz, yararsız, üzüntü veren, çok konuşan, psikolojiyi bozan insanları, son bir yıl içinde benim yaptığım temizlik gibi, hayatından kesip atmaktır.
hayattaki en zor olaylardan biridir. hiç kimse arkadaşını hayatından çıkarmak istemez ama kaderin cilvesidir bu da işte. bittiyse zaten o arkadaşlık değildir. bunu da düşünmekte fayda vardır. ve bittiyse bir kazık atmıştır ki bu kazıkta size çok feci koymuştur. asla unutamayacağınız bir kazıktır bu.
kaptanın batan gemisini terketmesi kadar zor hatta imkansızdır, eğer bir ömre bedelse arkadaşlık.
"eskiden ölümle tartılırdı ayrılık,
kiminin hayatı yalnızca unutkanlıktan" *
şimdilerde arkadaşlık "takılalım mı?" sorusunun altında can çekişiyor ve bu nedenle artık son vermek hiç zor değil.
acı verendir muhakkak, kararı zorlayandır. denizde yol almakta olan bir kayık düşünün, bu kayıkta iki kişi olsun, ikisi de aynı kayıkta olmaktan mutlu gözükse de sürekli olarak sağa sola hareket etsinler ve kayık sürekli sallansın. dalgalı denizde böyle bir kayığın güven vermeyeceği aşikardır, arkadaşlık da buna benzer. dalgalı denizde ilerleyen kayığı sallamaz iyi bir arkadaşlık, iki kişiden biri diğerini tutar ve sakinleştirir. eğer arkadaş gerçekten seviyorsa, derine de inmelidir. belki de asla anlaşılmayacak fedakarlıklar ülkesine doğru yola çıkmalı ve sevgisini kalbinden söküp, kayıktakinin güvenli bir yolculuk yapmasını sağlamalıdır. arkadaşlık, en elektrikli döneminde, iki kişiden birinin arkasını dönüp gitmesini gerekli kılar, öyle ki sinir harbi üzerinde ilerlemeye çalışan bir arkadaşlık sadece üzer ve yaralar.
--spoiler--
zamanı gelince kayığı terketmesini bilmeli.
--spoiler--
bir sevgiliyi kaybetmekten belki daha çok koyar insana. zira sevgiliden önceki hayatın ve sonraki hayatının bir bölümü olan bu elemanın yokluğu hassas bünyelerde zamanla daha içinden çıkılmaz bir işkenceye dönüşebilir. değerini bilmek lazım.
insanlarin günün birinde yollari kesisir ve önce arkadas ve dost olurlar. fakat günün birinde nedenli ya da nedensiz olarak kesisen yollar makas gibi acilmaya başlar. herkes kendi yoluna devam eder. önceleri canli olan arkadaslik solar, sonra da ölür. binaeylehem gayet normal bir durum.
diyalog eksikliğinden kaynaklanan ve anlaşmazlıklara sebep olan güvensizlikten dolayı yapılandır. eski güzel muhabbetlerin, birbirine vurulan kadehlerin bir anda unutulması ve küskünlüğün başlamasıdır. karla kaplı sokaklara vurduran, yazınsa üşütendir.
nedeni birçok sey olabilir ama en bilinen neden arkadaşınızın sevgilinizle yatmasıdır..belki de insan sınırlarını biraz daha geniş tutarsa ya da kalın hatlarla kimin ne olduğunu belirlerse böyle şeyler yaşanmaz..arkadaş sevgili de olabilir sevgili de arkadaş zaman zaman ..o an ne hissettiği ile yargılarsan insanları bişeyler saçma nedenler yüzünden bitmeyebilir..
bitecek olan arkadaşlık hiçbir zaman olmamıştır. onlar tıpkı çok sıkıştığın anda kullandığın herhangi bir yerdeki tuvalet gibidir. ismi nadiren şöyle geçer "zamanın birinde bi sıkışmıştım ordaki tuvalate girdim" bundan öte gidemez. bitecek olan arkadaşlık baştan kokan balık gibidir. biter ve çöpe atılır.
insanda üzüntü yaratan durumdur. sana zarar veriyor, yüreğinin acıyorsa neden bitmesin diye düşünürsün. nasıl bitiğini bile anlamazsın arkadaslığınızın. tek sözü, tek davranışı bitirmiştir herşeyi. fakat ne olursa olsun arkadaşlık biter ama unutulmaz, kötüleri ayıklayarak hatırlamak istersin hep. çünkü o senin bir zamanlar dostun, sırdaşın, yanında güldügün, omzunda ağladığındı.
Bazen araya giren mesefeler, bazen zaman bitirir arkadaşlığı, bazen de
yanyanasınızdır, yaşadıklarınız sizi farklı insanlar yapmıştır ortak noktanız kalmadığı için sessiz sözsüz kopuverirsiniz. Bazen bir zorunluluktur kendinize olan saygınız kaybetmemek için bitirmek zorunda kalırsınız. Oysa zor şey biriyle arkadaş olmak, birini tanımak ortak noktalar keşfetmek birlikte eğlenmek önemli şeylerde yanında olmaya çalışmak kısacası ona değer vermek,gün gelir fark edersin ki sen verdiğin değeri alamıyorsun hatta dostum dediğin insan gösterdiğin özeni kanıksamış fakat kendisi o özenin onda birini göstermiyor.işte bu noktada yapılacak tek şeydir.