hikaye veya alıntı değil bizzat başıma gelen bir olaydır. lisedeyken beş yakın arkadaştık. arkadaşlığımız liseden sonrada devam etti. kanka gibi olduk. arkadaşlarımızdan biri daha sonra memleketi trabzon'a döndü. biz dört arkadaş burada daha samimi olduk. yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. zaman içinde tatsızlıklarda yaşanmadı değil. daha sonra üniversite yıllarımız oldu her birimiz farklı şehirlere dağıldık. bu arada nedendir bilmem diğer üçü daha samimiyeti ilerletmişler. tabi eskisi kadar sık olmasa da ara ara görüştük. sonra duydum ki bu bizim dörtlüden bir arkadaşımız evleniyormuş. yine bizim liseden başka bir arkadaşın kahvehanesi var. bir sabah spordan geliyorum bana düğün davetiyesini gösterdi o hafta düğünü varmış. vakti zamanında bizim eve gelen, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen adam beni düğününe çağırmamış. aslında böyle şeyleri pek takmam ama nedense o zaman çok gücenmiştim. sonra duydum düğünü olmuş ben davet edilmediğim için gitmedim ama bütün arkadaşlar oradaymış. tabi o günden sonra kendisiyle görüşmeyi kestim arkadaşlar aracılığıyla kendisine kırgın olduğumu bildirdim. adamdan ne bir özür ne bir kusura bakma gelmedi...
bence ilişki tipi ne olursa olsun tek taraflı fedakarlık ve emek verdiğiniz zaman insanlar buna alışıyor ve her boku sizden bekliyorlar. belki bizim salaklığımız, bilmiyorum ama alışmış oluyorlar. bu yüzden bunları yapmayınca veya eskiye oranla azaltınca “aa noldu? , ‘sen niye eskisi gibi değilsin? “ gibisinden üzerinize boku atıp çekiliyorlar. bazen de yalanlardan, yapmacık samimiyetlerden ,size karşı duyulan güvensizlikten kaçıp gidiyorsunuz yani arkadaşlığınızı bitiriyorsunuz. insan ilk başlarda üzülse de sonrasında hayatında olmamasının bile büyük bir kayıp olmadığının farkına varıyor hatta bazen yükmüş gibi bile hissedebiliyor, bence böyle. ya şimdi şey diyebilirsiniz o zaman meraklısı değilsen işte arkadaşlık etmeseydin ya da hayatından çıktıktan sonra bunları söylemeseydin. ben şunu farkettim , hayatımdaken ya da işte bir arkadaşlığın içinde iken insan bu durumun farkına varamıyor yani yaptıkça daha fazlasını yapıyor , işte yeter tamam aramız bozulmasın veya sıkıntı olmasın gibi ama bir şeyler bittiğinde insanın gözü daha çok açılıyor. ben bunu kimseyi boklamak için söylemiyorum çünkü şu güne kadar hayatıma giren çıkan arkadaşlar iyi veya kötü tecrübe olarak kaldılar, hep buna inandım şu saatten sonra buna inanacağım. çünkü eğer zaten bir arkadaşlık veya herhangi bir ilişki bir sınava dönüştüğünde tahammüller azalıyor. ben şu güne kadar gerçekten çok dost kazığı yedim yani ama sanırım artık dersimi alıyorum yani bu konularda biraz daha tecrübeleniyorum sağ olsunlar *
Çevremdekilerin neredeyse hepsi çıkarcı olduğundan yeni taktik geliştirdim; Çıkarım olmayan çıkarcıyı hayatımdan çıkarıyorum. Onun dışında arkadaşta(gerçek olan) aradığım tek özellik sadıklık. Yani beni satmaması onun dışındaki neredeyse her şey benim için sıkıntı değil. Dürüstlük, fedakarlık,... vb. şeylerin bende önemi yok.
size önemsiz bir tartışmada bile ciddi anlamda ters konuşacak noktaya gelebilen bir insan karekterinin bütününe dair belirti vermiş olur. Bu tip şeyler zaten en başlarda belli olur.
Sinirli, ters, samimiyetsiz ve kaba mizaçlı insanlara kontrolüm dahilindeki sosyal çevremde asla yer vermem.
Içten olmayan, çıkarcı, bencil kim varsa çikardim hayatımdan akraba dahil. Uzun süre tuttum hayatımda belki değişirler diye. Ama şu bir gercek bir kişi bir şeyi bir sefer yapıyorsa ikincisi seferde büyük ihtimal yapıyor. Daha mutluyum herkesede tavsiye ederim. Size zarari olanlarla iletişimi bitirin, iyi insanlarla devam edin. Daha mutlu oluyorsunuz.