Bazı insanlar arkadaş kalalım diyince hakaret etmiş gibi oluyorlar. Halbuki iyi bir arkadaş da çok önemlidir. Hatta geçici heveslere meze yapılamayacak kadar değerli.
Sevgilinin getirdiği artılar ve eksiler gibi arkadaşlığın da bu gibi yanları vardır. Ama altın kural bir yardımı dokunursa iki zararı dokunur. insanlarla ilişkiler böyledir.
Aslında arkadaşlık karşılıksız ve sebepsiz değil tam aksine sebepli ve bir menfaat işidir.
Soyle ki, bana hiçbirşey katmayan birlikte birşeyleri paylaşıp sıkıntılarıma cozum bulamayacak, iki edebiyat iki entelektüel sohbeti kaldıramayacak ve kendini tekrar eden insanların arkadaşlığı bana hiçbirşey katmayacaktır. Birseyler katmaktan dursun kayıp bile yaşatır böyle bir arkadaşlık. En başta zaman kaybı geliyor tabi ki.
Bunun yanında bir de başka bir gerçek var. Yokluğunu hissetme olgusu.
Bildiğim birşey varsa insan hayatında birçok insan yeri gelir o hayata girer yeri gelir o hayattan çıkar. Ve bi gün geldiğinde 'x i özledim ya çok yakındık zamanında' diyebilme güdüsü var.
Ben aslında insanlarla bir bag kurmayı reddeden biriyim. Cunku bir gün o baglar üzecek bizi. Herhangi biri yaptığında ciddiye bile alınmayacak bir hareket onun tarafından yapıldığında çok uzebiliyor bizi. Ve ben 'mutluluk' odaklı yaklaşıyorum bu duruma. Bir gün o arkadaş hayatımdan çıkacak o kankam da hayatımdan çıkacak ve o sevgili de hayatımdan çıkacak.
Terketmeyecek birileri hiç mi Yok ? Elbette var. Aile baglariniz güçlü ise eger, aileniz sizi asla terk etmez. Evlenirseniz esiniz sizi asla terketmez.
Ama bir gün onlar da olecek. Ve bu durum yine sizi üzmek icin büyük bir neden.
Kendi dünyamı kendim şekillendirme fırsatı bulsaydım eger en baştan beri anne baba kardeş arkadaş hiçkimsenin var olmasını istemezdim. Cunku bir gün bana travma yasatacak eylemler ve ölümlerden cekiniyorum.
Ve tum bunları bir araya koyunca gerçekten beni anlayan bana birşeyler katan sanırım suan sadece bir kişi var. ismini de vereyim ki eksik kalmasın. Erhan abi.
Aslında onunla da arkadaşlık kurmamak icin çok caba sarfettim. Ama mecbur kaldım ve suan arkadaş anlayışıma tam olarak oturan tek kişilik.
Bundan önce bu nitelikte hiç mi arkadasım olmadı ? Tabi ki oldu. Lisede mertcan üniversitede mert üniversite sonrası ahmet sonrasında ise eski sevgilim hilal.
Mertcan ile liseden sonra bağımız koptu. Ahmet ile is güç meselesinden ötürü gorusemiyoruz. Mert ile her gün yaptığımız 20 dk lik telefon konuşmaları var suan. Eski sevgilim hilal ise adı üstüne eski olduğu icin artık görüşmüyoruz. Aslında bu tecrübeleri yaşadıktan sonra o 'terketmeyecek' güçteki bagi oluşturmak icin de hilal ile evlenmeyi çok istedim. Belki bu arkadaş bağını sonsuza taşımak icin Harika bir fırsattı. Ancak zamanla ne oldu bilmiyorum beni anlayabilen ve ihtiyacım olan hatta bu ihtiyacımı bir omur karşılayabilecek hilal artık çıktı hayatımın bir küçük fare deliğinden.
Şimdi ise sadece mert ve Erhan abi var. Biliyorum ki henüz kopmamış olan bu baglar da bir gün kopacak.
Ve ben bu arkadaşlık anlayışı ve tecrübeleri bir araya koyunca hiçbir arkadas istemiyorum.
Kafaların uyuşması ve hoşgörü sürdürülebilinirliği için önemli iki faktör. ikisinden biri olmayınca, arkadaş olduğunuz kişinin mazide yer alması yakındır.
Bir gün darda kalırım, yolda düşerim bir şey olur diye numaralarını kağıda not aldığım birkaç arkadaşım vardı. Çok değil üç ay önce yazmıştım. Çantamın bir köşesine tutturmuştum kağıdı da. Az önce buldum. Kağıtta yazan isimlerin neredeyse hiçbiriyle artık konuşmadığımı fark ettim. Kimilerinin numarasını bile silmişim. Bu kadar mıydı arkadaşlık. Ben bile mi bunun değeri nedir, kime denir bilemeyecek kadar aptal olmuşum. Kendimi böyle değilim sanırdım. O kadar üzücü ki.