Bir gündüz vakti rüya görür gibi görüyorum sahte yüzleri. Paravan arkadaşlıklar; paravan şirketler gibi. Hedefe ulaşmak ya da göz boyamak için.
Kullanılmışlık hissi veren bu sıkıntılı durum için, içimdeki kavramları yeniden tanımlamam gerekiyor.
Kanayan, pörtleyen vicdanlardan bahis olduğu zaman mangaldaki küllerden ortada bir şey kalmayıncaya kadar veciz ifadelerle süslü konuşmalar yapanlar, sıra arkadaşlığa geldi mi (şairin dediği gibi düşmanlık içimizde, dostluklar yaban düştü) bir paravan, bir basamak olarak kullanmaktan öteye başka bir adım atmayı kendine zûl görüyor.
Bununla yaşamak kötü. En iyisi yaşamından çıkarmak. Yüzündeki arkadaşlık mimikleri botokslanmış olanlar, apse yapmış diş gibi hava aldırıyorlar vicdanlarına. Aslında sızlayan vicdanları değil, apse yapmışlığın verdiği sızı. Coğrafyanın herhangi bir yerinde olması bu durumu hiçbir zaman değiştirmiyor. Çekiciliği ruhlardaki kötürümlükte zannedip yitik zamanlara narkoz yapıyorlar. Narkozun etkisi geçmesin diye bu işlem defalarca tekrarlanıyor. Kötürüm bir ruhun çekiciliği cazibesinde değil, sadece dikkat çekiciliğinde olduğunu anlamamak için düşüncelerine de narkoz yapıyorlar.
Haykırmıyorum artık paravan kullananlara. Bu yol çıkmaz sokak değil de demiyorum. işte sen, işte duvar. Tırman bakalım düz duvara. Duvar çıktıkça yükseliyor. Bu kötürüm ruhla çok uzun yolun var. Yolun "açık" olsun diyeceğim ama daha çok arkan "açık" kalacak artık.
eşkalsiz arkadaşlıklar beliriyor aynalarda. ulan ne küfür yiyorsunuz bir bilseniz. arka deyinçe "kıç" anlıyorsunuz; "daş" deyince ne anlıyorsunuz.
gözlerinize mil çekilmiş, kıçınızı kolluyorsunuz.
Yüz versen yüz daha uman yüzler bilirim
Yokuşlarla kardeş kardeş nice düzler bilirim
Dünya öküzün boynuzunda derler lakin;
Şu dünya üstünde ne öküzler bilirim
yüzünden gülüp arkadan vurmamalı!
hatasını kibarca söyleyip, düşman olmamalı!
adam gibi adam olup, asena gibi kıvırmamalı!
sözünün eri, emanet ettiklerine gözü gibi bakacak biri olmalı. **
bütün gece sen ders çalışırken o kopya yazdıktan sonra sınavdan çıkıp her ikimizinde kalıcağı anlaşıldığında dönüp de çalıştığıma değmedi diyememeli... arkadaşlık bu kadar bencilce ve sahtekarca olmamalı.
sevgiye ihanet etmeyecek olmalı, kötü halinde de iyi halinde olduğu kadar yanında olmalı, şaşırtmamalı olumsuz yönden,yüzüne gülüp,canımsın haklısın deyip arkandan takla atmamalı, akıl vermek yerine yanında durmalı ..
yapıyorsa kalleşliği senin gibi bir dostu kaybetmeyi göze alacak kadar yürekli * olmalı.
kapatılan kapıların ardında, üzerleri kör kilitli olmamalı...
amenna...
şimdi en güzel sözleri söylesen açılır mı?
can kırıkları sarmış her yanı...
kelebeğin kanadı tozdan, insan kalbi camdan...
---
Göz nereye bakar, gönül oraya akar
Gönül nereye akar, ayak oraya koşar !
---
Neye Yaklaşsam Sonu Ayrılık ve Kırgınlık..
Anladım ki MEVLA'dan Gayrisine yokmuş yakınlık...
içinde kıskançlık ve art niyet barındırmasın yeter. tabi bir de işi düşünce arıyorsa karşıdaki herkes kendi yoluna gitmeli, biz arkadaşız diyerek arkadaşlık kavramı kirletilmemeli.
kendisini çok açmayan , kendisi nasılsa senin de öyle olmanı , öyle davranmanı falan bekleyen , sırf başkaları için seninle gezen , vakit geçiren ikiyüzlü insanların arkadaşlığıdır .
Her insan geç gelir arada ama düzenli olarak her buluşmaya sebepsiz yere geç gelen insanlardan tiksiniyorum.
Bir de biri hakkında yaptığınız yorumu o kişiye anlatan sonra sizi aynı ortamda buluşturup o kişiyi üstünüze salan arkadaşlar var. Gerekçe de hazır neymiş yüzüne de söylerim demişim. Söyledim yine söylerim. Ha ne oldu 2 tarafla da görüşmeyi kestim.