Kalabalık otobuste ayakta gidince aştiğim çizgi. Otobüs ilçe gibiydi AMK 35 yasında bi adamla sevgili olduk, bankaciymis , o kadar yakınlaşinca insan erkek merkek demiyo napalim.aynı durakta insek evlenirdik heralde.
neresi ince la onun? ben adamla karı kız muhabbeti yapıyorum batak atıyorum arkadaşız ve sevgililikle arasında ince bir çizgi falan yok. karşı cinsten hoşlanıyorum.
ölümle yaşam arasındaki ince çizginin kardeşidir . sorun tünelin sonundaki ışıkmıdır yoksa gelen tren mi?
ayırt etmek imkansız olduğu halde o tünelin içinde deli gibi koşarken , dursa mı koşsam mı tereddütüdür.
bazen o ince çizgiden bir adım ileriye gidersin sınır ihlali yaparsın yakınlaşırsınız sonra bir taraf sanki bilincini kaybetmiş de yeniden kazanmışcasına yeniden arkadaşlık konumuna dönmek ister bir anlam veremezsiniz ama olur böyle şeyler ve daha sonra o ince çizgi zamanla kalın bir duvara dönüşür.
geçtiğiniz anda arkadaşınızı kaybedeceğiniz çizgidir. çünkü sevgililik dediğiniz şey ömür boyu sürmeyeceği gibi bittiğinde elinizde sadece keşkeler ve pişmanlıklar kalır. yani eğer geçerseniz o çizgiyi söylenebilecek en güzel cümle şudur sanırım:
hiçbir şey eskisi gibi olmayacak anlık bir hevesle her şeyi mahvettin.
bana babanemin nasihatlerini hatırlattı bu başlık. babanem 'kızlar erkeklerle arkadaş olmaz. çükü var onların çükü!' derdi. ne alakaysa siz anlayıverin artık.
aslında kalın çizgidir de, tarafların işine gelmez. kız kısmı dikkat etsin biraz. mesafe koymuyorlar, sonra suçu erkeklere atıyorlar. önce kamufle edip edip, naz hikayesi başlatıyorlar. istisnalar kaideyi bozmaz. o kadar vıcıklaşırlarsa, aralarından biri ümitlenince suç mu?
bir şekilde kendini belli eden çizgidir. eğer farkedemeyecek, ya da yok sayacak bir durumdaysanız hiç bu işlere bulaşmamak en iyisidir. yoksa iki tarafın da keyfi kaçar. dışardan bakıyorsanız zaten görünmez o çizgi de, kimisi var içerden de göremez; işte öyle biriyseniz hiç bulaşmayın, çok üzülürsünüz sonra..
çok affedersiniz ama ebesini fikmek istediğim çizgidir*.
şimdi biliyorum, bir insan neden durup dururken bir çizginin ebesini fikmek ister, neden günlük hayatında ağzından tek bir küfür duyulamayacak biri (bkz: bendeniz) 70 milyonun takip ettiği bir sözlükte ebe gibi kutsal bir varlığa küfretmeyi marifet sayar, nereden geldik, nereye gidiyoruz, mustafa denizli beşiktaş'ı şampiyon yapar mı diye meraktan kendinizi yiyorsunuz. dilim döndüğünce açıklamaya çalışayım:
efendim, bu allah'ın belası çizgi modern hayatın en büyük buglarından biridir kanımca. sırf bu çizgiyi geçip geçmeme endişesi yüzünden nice dostluklar başlamadan bitmiş, nice kuruntu yapılmış, nice strese girilmiştir. evet, karşımızdaki çok iyi anlaşabileceğimiz, çok kafa dengi, çok şeyler paylaşabileceğimiz bir insandır belki, evet her şeyden önce ''insan''dır fakat neylersinizdir ki karşı cinstir işte, ya sizde olan bir şey onda yoktur, ya sizde olmayan bir şey onda vardır. sırf bu eksiklik/fazlalık yüzünden sağlıklı bir ilişki yürütemezsiniz onunla, eğer çirkinse ''acaba bana aşık falan olur mu ki, millet yanlış anlar mı?'' demekten, yeterince güzel/yakışıklı ise ''ya ona olan hislerim aşka dönüşürse, acaba ne düşünür, bana kızar mı, dostluğumuz bozulur mu?'' diye düşünmekten bir türlü sağlıklı bir ilişki yürütemez onunla. sonunda gelir yine, hemcinslerinin sonu gelmez araba, futbol, kız düşürme taktiklerinden / makyaj, giyim-kuşam, tatil anılarından ibaret muhabbetlerinde hapsolur.
şahsen kendimi bildim bileli çok anlamsız gelmiştir bu mesele bana. karşımdaki insanın kişiliğinden, birikiminden çok cinsiyetine kafayı takmak, onunla arana görünmez bir duvar örmek bence, abartısız söylüyorum, bir ''insanlık suçu''... bir insanın çevresinin çoğunlukla yaşıtlarından oluştuğunu ve bunların yarısının kız olduğunu düşünürsek, etrafınızdaki insanların azınlık denemeyecek kadar büyük bir kısmını anlamsız kaprisler yüzünden farkında olmadan yabancılaştırması, ''acaba onunla yatma ihtimalimiz var mı?'' diye düşünmekten doğru düzgün fikir alışverişinde bulunamaması, öyle sanıyorum ki hepimizin üzerine biraz olsun düşünmemiz gereken ciddi bir mentalite sorunudur.
ayrıca bu seneki beşiktaş'tan cacık olmaz, küme düşmezse iyi bence, ertuğrul'a büyük haksızlık ettiler söyleyeyim...