Mevzu aynen şöyle olur. Kızın gözü yüksektedir, kendinden 3 gömlek yüksek birini ister. Yanında gezdireceği, herşeyini konuşacağı, her derdini anlatacağı, istediği gibi hitap edeceği, saf, eline kız eli değmemiş,kendisine zarar vermeyeceğine inandığı bir erkek bulur. bu elemanla yakınlaşa bildiği kadar yakınlaşır. Bu garibimde kendini kaptırır, aylar sonra cesaretini toplar ve kıza açılır. Kız koluna girdiği, hayatım canım diye hitap ettiği, sabahlara kadar konuşup herşeyini paylaştığı bu elemana " ama ben seni arkadaş olarak görüyorum" der ve bu anlamda hayatının ilk büyük kazığını atar bu saf arkadaşımıza.
Bu durumda asla iki cinsin birbiriyle yakın arkadaş olmaması gereken bir durum çünkü ister istemez karşındakine duyguların bir şekilde artar sempati duyduğun şeyler seni ona daha çok çeker ve sonunda aşk dediğimiz vıcık vıcık morumsu şey olursunuz.
Saçmalıktır.
Hayatımda bi kere Bana çok yakın davranıp ilgi gösteren arkadaşıma bi keresinde olduğumu zannettiğim sonra napıyorum ben ya diyip kendime geldiğim durumdur.
Aşk değildir o aşk olduğunu sanmaktır. Arkadaşımız Dediğimiz birine o gözle bakmak aşık olmak bize Yakışmaz. Adı üstünde arkadaştır.
hiç haz etmediğim durum. olması muhtemeldir çünkü tanıdıkça insanlara ısınırsınız fakat olmamasını tercih ederim. bu tarz durumlar kızla erkek arkadaş olamaz diyenleri haklı çıkartır... yada amaaannnnn yaşayın aşkınızı sallayın onu bunu be.
Wowowow.. Bu gercekten haram falan olmalı.. O kadar tehlikeli ki.. Her gun yüzünü görüyorum mesela, bugün de gördüm. ciğeriniz varsa ona rahatlıkla bakabilecek neden olmasın ama bende o ciğer yok. Hicbir şey olmamış, sanki depresyona girmemişsiniz gibi davranmak mide bulandirici. Bunları bilin de, gerisi size kalmış.
daha önceden benimde başıma geldi efendim. yani aşk kadar güzel bi duygu mu var, insanın elinde olan bişeymi ki bu ? neymiş efendim ben seni öyle görmüyorumda falan filan inter milan.. ulan bi dene kaybetcek neyin var ki ?
vesselam çoğunlukla arada yaşanılan o hadisenin 2 kişi arasında mezara kadar gitmesiyle birlikte bi konuşmamazlık getiren bi durumdur. ilk zamanlar çok kötü oluyor lan. alışkanlıktan öte bişey. yanına oturamıyosun eskisi gibi konuşmayı kesmişsin zaten, onu gördüğünde ortamdan uzaklaşma hissine kapılıyosun, aslında en kötüsüde en iyi arkadaşını kaybediyosun. gel gelelim 'aşık gibi sevmezsen, kardeş gibi hiç sevme ulan beni' diyen ve dalgalanıpta durulan müzeyyen senar ablamızdan esinlenip bizde gerekeni yapıyoruz.
neyse bu yaz nişanlandı önümüzdeki yazda evlenir artık. bi 70'liklede onu uğurlarız pc'mizin başında ne yapalım?
çok kötü bir durum olduğunu düşünmekteyim ama bundan kötüsü var o da ortalıkta kanka kanka diye gezenlerin aşk yaşıyo olmasıdır, üzülmeyin beterin beteri var.
4-5 senelik arkadaşlıktan sonra bi anda hop diye aşık olunabiliyormuş. arkadaş ortamı içinde böyle şeyler hiç hoşlanmadığım bi durumken başıma gelmesi de hayatlarını sürekli "büyük konuşmaaaa" demeye adamış insanlar için ibretlik oldu. ama sonu güzel oldu, iyi ki büyük konuşmuşum. *
dünyada en boktan şey budur belki. öyle bir çıkmaza sokar ki insanı daralır bunalırsınız. "ulan boşversem" dersiniz ama yapamazsınız. dersiniz ki "arkadaşlığımı devam ettireyim onun mutluluğu önemli olan" ama içinizden diğer "bi ses siktir lan ordan" der. tamam dersiniz kararımı verdim "kızım ben seni seviyorum" demek istersiniz ama içinizden bi ses "olum salla ya gider gelmez inatçıdır bu" der. böyle ping pong oynar kafanız. ben değilim ama bu.