gayet doğal bir durum bence. en sağlam ilişkilerin arkadaşlıklarla başladığını düşünürsek olması gereken de bu. zaten acele ediliyorsa bu işin içinde bir iş var demektir.
ilişkilerde arkadaşlık çok önemli bnce bundan dolayıdırki en güzel ilişki olduğuna inanırım. ki beğenip tanıştığın insanla ilişkin olsa bile takılmalık olur çoğu. istisnalar vardır tabii.
Arkadas olabildigin biriyle cok da guzel sevgili olabilirsin. Konusabilecek tonlarca konunuz olur ortak zevkleriniz olur. Bir roportaj okumustum. Ingilterede yasli bir cifte sormuslar kac senedir evlisiniz ve hic kavga ettiniz mi diye. 40 senedir evliyiz ve hayir hic kavga etmedik demis cift. Tabi ufak tefek tartismalar sayilmadigi surece. Sebebini sorduklarinda ise ikisi de en iyi arkadasimla evlendim demis.
ben oldum en iyi arkadaşım sevgilim oldu. bir yandan arkadaşlığımızı öldürdüm ona da üzülüyorum. ayrılınca ne olacak sanki en iyi arkadaşını harcayıp bitirmiş olacaksın. nasıl bir durum olduğu duruma bağlı olan durum. (bkz: tanımlıcam diye popo yırtmak)
ben oldum en iyi arkadaşım sevgilim oldu. bir yandan arkadaşlığımızı öldürdüm ona da üzülüyorum. ayrılınca ne olacak sanki en iyi arkadaşını harcayıp bitirmiş olacaksın. nasıl bir durum olduğu duruma bağlı olan durum. (bkz: tanımlıcam diye popo yırtmak)
olabilitesi var. malum arkadaşınla aran süperdir daha netsindir ve onu tanıyorsundur. aşık olabilirsin yani. ama söyleme sadec belli et aşkını gömmek durumunda kalabilirsin malum.
çok küçüklükten beri istediğim ama hiç başıma gelmeyen durum.
o garip tadı, çelişkili gidip gelmeleri anca tahmin edebiliyor insan. çok yakın kız arkadaşım oldu zamanında, bakıyordum hiçbir şey hissetmiyorum. belki bir gün olur. olsun bence, bir de bu olsun.
çok sık karşılaşılan durumdur. çevresinde karşı cins görünce ilkel arzuları ortaya çıktığından dolayı arkadaşına farklı gözle bakmaya başlar. önemli olan bu arzuları bastırabilmektir.
yıllar önce başa gelmiş bir olaydır. yıllar geçmiş hayatlara başka insanlar girip çıkmış ama hala yakın arkadaş kalınmaya devam edilmiştir. artık gerçekten de arkadaş olarak görülmektedir karşıda ki insan.
uzunca bir zaman sonra aynı ortama birlikte girilen bir dost "ayşe can senden hoşlanıyor olm" der ve uyanırsınız. artık olaylar tam tersine dönmüştür. arkadaşınızın ne hissettiğini çok iyi anlarsınız ancak yapacak bir şey yoktur. arkadaştır o.
kendinizin onun hareketlerinden, tepkilerinden, en ufak bir sözünden nasıl etkilendiğiniz, nasıl saçma anlamlar çıkardığınız gelir aklınıza ve hareketlerinize sözlerinize dikkat etmeye başlarsınız. arada onunla olamayacağınıza dair üstü kapalı imalarda bulunursunuz. muhabbetler eskisine nazaran daha donuk, daha samimiyetsizdir artık. hareketlerinize ve laflarınıza dikkat etmekten kendiniz gibi olamazsınız.
ziyarete gidersiniz saat geç olur, alkollüsünüzdür, alkollü çıkma yola burada kal bu gece der, kendinize güvenemez gecenin bir yarısı yola çıkarsınız. kaçmaya başlamışsınızdır artık.
arkadaşın açılmasını engelleyecek her türlü hareket yapılmaktadır artık. olur da bir an gözünü karartır da açılırsa ne yapabilirsiniz ki? reddetseniz arkadaşlığınız biter, kabul etseniz saçma sapan sonu olmayan bir ilişkiden sonra yine arkadaşlığınız biter. arkadaşın açılması engellenmelidir. olmamalıdır böyle bir şey.
susmak gerekir.
tümüyle kaybetmekten, reddedilmekten; arkadaşlığından, dostluğundan, hepsinden önemlisi, yakınında olamamaktan korkmayı gerektirir.
göze alınamaz tüm bunlar.
susmak gerekir.
susulur.
zor durumdur. gerçekten seviliyorsa şansı denemek gerekir. nitekim abayı yaktıysanız arkadaşınıza bir daha eskisi gibi davranamazsınız. o da bunu anlar, arkadaşlığınızı sorgular. eğer aşkınızı ilan eder, o da sizi sever ve mutlu olursanız belki de en iyi arkadaşınız aynı zamanda en sevdiğiniz olur. her ilişki ayrılıkla bitecek diye bir kaide yok.
dünyada en boktan şey budur belki. öyle bir çıkmaza sokar ki insanı daralır bunalırsınız. "ulan boşversem" dersiniz ama yapamazsınız. dersiniz ki "arkadaşlığımı devam ettireyim onun mutluluğu önemli olan" ama içinizden diğer "bi ses siktir lan ordan" der. tamam dersiniz kararımı verdim "kızım ben seni seviyorum" demek istersiniz ama içinizden bi ses "olum salla ya gider gelmez inatçıdır bu" der. böyle ping pong oynar kafanız. ben değilim ama bu.