bir zamanlar kızların oldukça sık başvurduğu bir yöntemdi bu, inkar etmeyeceğim. rekabet içgüdüsünün yeni yeni tadına bakılan zamanlar, ortaokul, lise yılları falan...
bakardın kıza, senin kaşın gözün ondan az daha güzelse, girerdin koluna oo tralalla la.
hem arkadaşlık benzeri ilişkiler üzerinde çalıştıkça, emek verildikçe değer kazanan kurumlar olduğu için, daimi bir çıkar sağlama durumu da olmazdı. zamanla dostun da olurdu o senden çirkin kız.
ne garipti ah çocukluk yılları işte ehi demeyeceğim.
hala kendimden daha güzel bir hatuna rastlasam, şöyle bir salındığında ölmesini bile istediğim olur çünkü.
arkadaş arama sitelerinde "sadece arkadaş arıyorum" temalı profiller oluşturan bağyan arkadaşlarımız tarafından önem verilen olgudur. aranılan özelliklerde; minimum 1.75 boy, atletik yapı, tercihen yeşil gözlü ve esmer kişi tanımlamaları bulunmaktadır. ayrıca bunların profilinde "resimsizler yazmasın" gibi bir ibare bulunmaktadır. tiksinçtir.
kişinin kendisiyle kıyaslama yapıp arkadaş seçmesidir.
iki kız arasında geçen diyalogdan böyle insanların da olduğuna kanaat getirilmiştir.bu iki kişi aynı sınıfta ama pek birarada görülmeyen kişilerdir. işte o diyalog:
+ayşe ya senin saçlar falan çok güzel
-sağol canım, senin de güzel.
+yok senin çok dikkat çekici, gözlerin de ela senin değil mi?
-öyle
+yengem hep söyler, kendinden güzel kızlarla gezme diye. insan sönük kalıyormuş, farkedilmiyormuş.
diğer kızın yüzünde şaşkın, biraz da kendini beğenen bir ifade oluşur. diğer kız çeker gider. o esnada yazar kişi de hayatı sorgulamaktadır.
ergen psikolojisidir. gidilen mekanlar belli olduğu için, o mekanlara uygunlarını göz önünde bulundururlar. kendilerine uymayanlar, arkadaş gruplarından asimile edilir. böylece bu dışlanan gençlik doğru yolu bulmaya bir adım daha yaklaşmış olur.*
(bkz: haci haciyi mekke de tiki tikiyi caddede bulur)