* umursamaz olun.
sizin için yaptıklarını görmezden gelin.
en küçük tartışmada ''sen zaten böyle böyle yapmıştın'' deyin.
onun için yaptığınız her şeyi başına kalkın.
yüzüne gülüp arkasından iş çevirin.
önem verdiği şeyleri önemsiz görün.
''şunu yapalım mı?'' dediğinde hep işiniz olduğunu söyleyin.
ihtiyaç duyduğunda yanında olmayın.
doğum günü, memleketinin kurtuluşu, cart curt ...vb önem verdiği günleri unutun, hatta yokmuş gibi davranın.
her kavganızda çekip gidin.
söz verseniz bile asla tutmayın.
yalan söyleyin.**
tebrikler!kaybettiniz onu!şimdi kendi yüzünüze tükürebilirsiniz.
kaybetmenin iki türlüsü vardır. iş çevirirsen arkasından yol alma zamanı gelmiştir demektir.
yada diğer tarafa uçar gider, yanımdan gitmeleriniz gibi mesela. öyle kaybedilebilir..
ama ben sizi ölene kadar unutmayacağım o ayrı .. *
Hakaret ederek. Dost acıları söyler, açıkları yüze vurmaz.
Mal mal şakalar yaparak. Arkadaş dediginiz kaşar sırtınızdan aşağı yarım litre suyu karlı havada dökerse, kendisiyle ilişiği kesiniz.
sadece vakti zamanı geldiğinde vuku bulur. yoksa arkadaş dediğin kişi, sokaktaki herhangi birinden, sadece selamlaştığınız tanıdık birinden farklıdır. o yüzden kimse "arkadaş" dediği insanı kaybetmek istemez.
Kendi çıkarları söz konusu olduğunda sizi görmediğini farkettiğinizde hayatınızda gördüğünüz en bencil insan olduğunu anladığınızda onu kaybetmenizin bir önemi yoktur.
ailesini bırakıp eski şehrine sizin olduğunuz şehre döner hiç bir geliri yokken onla tabağınızdaki yemeği cebinizdeki parayı bölüşürsünüz kendi yatağınızda yatırırsınız bunlar gibi bir çok şey ve size 2 sene evvel doğumgününde hediye ettiği ses sistemini almak için serserinin birini aratır ve sizi tehdit ettirir sizde lanet olsun sanki yüzüme söylesen vermeyecektim dersiniz ama anlamaz o kişi işte arkadaş böyle kaybedilir.
dörtlü bir grupsunuzdur. sen birini kendine daha yakın hissedersin. ailevi sıkıntılarını falan o en yakın hissettiğine gider anlatırsın. sonra üzerinden zaman geçer. diğer 3. ve 4. arkadaşa da anlatırsın o durumlarını, muhabbeti açılır da. verdikleri tepki, "e biz biliyorduk zaten, 1. şahıs söylemişti" olur. sonra, kaybedilir.
söylediğiniz hiç bir şeyi dinlememesi, anlamaması en önemlisi sizi "görememesi" yeterlidir.
bir şey söylemek isterken lafı ağzınıza tıkması kendinizi bok gibi hissettirir.
kendisi gibi düşünmenizi istemesi de etkendir. haksız yere sizi yermesi noktayı koyar arkadaşlığa...