arkadaş için yapılan fedakarlıklar

entry19 galeri1
    1.
  1. arkadaş için, bazı kötü sonuçları göze alarak yapılan fedakarlıklardır.

    fedakarlık, göze alarak yaptığınız şeyin üzerinden zaman geçtikçe aptallıkla gerizekalılık arasında anlam yüklenebilen eylemdir. karşıdaki kişiyi çok sevdiğinizde, bazen de çığlık atan vicadınınızı susturmak için yapılan eylem. saçma durumlarda deli cesareti gerektirebilir.

    2003 ya da 2004 yılıydı. vizeler ve finaller bitmiş, çoktan soluğu izmirde, memlekette ailemin yanında almışım. üniversiteden gelen diğer arkadaşlarla ortam kuruldu tabii hemen. nerdeyse her gün içiyoruz. cebimizde kalan son paraları birleştirip tekel bayiileri zengin etme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. neyimiz varsa alkole yatırıyoruz. 5-6 kişilik bi arkadaş grubu işte.

    ali diye bi arkadaş grupta. tip olarak çok benzeriz birbirimize. babası, ali küçükken vefaat emiş.annesi ev hanımı. 1 tane de erkek kardeşi var. babasından kalan maaşla, akrabalarının yardmıyla falan geçinmeye çalışıyolar. yazları ve okuldan sonra part time işlerde çalışıyo aliyle kardeşi. cafelerde garsonluk falan işte. zaman buldukça da bizle takılıyo. daha doğrusu biz gidip evden alıyoruz aliyi. çocuğun cebinde adam gibi para yok nasıl çıksın. annesi seviniyo arkadaş çevresi var diye. naapsın kadın.

    izmirde bi üniversitede okuyo ali. memleket diye yazmış zaten izmiri. memleketi tercih etmesninin en önemli nedeni maddiyat. bu yüzünden şehir dışına çıkmayı pek düşünmüyo. hem annesi ve kardeşiyle ilgileniyo hem de okumaya çalışıyo işte. para falan ödetmemeye çalışıyoruz aliye. mahçup olmasın diye hiç almıyoruz değil de az almaya çalışıyoruz ya da fazla hesap gelen yerlerde ali dışında bi arkadaşa iteliyoruz hesabı. aslında koca bi tezgah birine hesabı ödetme olayı. parayı çoktan hesabı kitleyeceğimiz arkadaşa vermişiz önceden toplayıp. dedim ya koca bi tezgah. olsun, keyfimiz yerinde. içiyoruz eğleniyoruz. ne kadar boş iş var hepsi bizde amk.

    yaz böyle geçti. hepimizin alkol eşiği 3 katına falan çıktı. 2 kiş bir kasa birayı (24 tane) çok rahat içebiliyoruz. vücudumuz biraz uyuşunca dert etmiyoruz hiç bişeyi. her akşam buluşuyoruz. bi gece ilk aliyi aldım evinden. sıkıntılıydı biraz. farkettim hemen. mesaj attım diğer arkadaşlara 'bu gece buluşmuyoruz' diye. alinin bi derdi var çünkü. diğerleri sikimde değil de ali durum itibariyle farklı benim gözümde. arabayı manzaralı bi yere çekiyorum . biraları çoktan almışım tabi. başlıyoruz içmeye. ali, 3-4 bira içinde çözülüyor hemen.

    -noldu lan. moralin bozuk gibi.
    +ya yok bişey.
    -anlat lan sikerim belanı.
    +oğlum benim durum belli. baba yok. babamdan kalan maaş eve zor yetiyor. burslarla okumaya çalışıyoruz işte.
    -eee? (takmıyomuş gibi apıyorum ama içim parçalanıyo. coolluğumu sikeyim.)
    +bu sene 3. senem bitti. son senem artık üniversitede. biliyosun.
    -ali sikerim bak seni. sadede gel. anlat hadi.
    +oğlum senin ingilizcen iyi. beni ingilizce çalıştırsana lan.
    -tamam halladeriz lan. taktığın şey bu muydu amk?
    +kaldım lan ingilizceden. alttan alayım dedim o da olmadı. bütünlemede geçemezsem başbakanlık bursum kesilecek. ayda 70 milyon aga. büyük para benim için. nolur yardım et lan. (o zamanlar 3 dersten kalınca başbakanlık bursu kesilirdi)
    -tamam lan sorun mu bu. hallederiz de ne kadar var sınava?
    +1 hafta.
    -tamam hallederiz de niye daha erken söylemiyosun ipne. çalışırdık yazın.
    +oğlum ailenizin yanına dinlenmeye gelmişsiniz. benimle mi uğraşcaksınız bi de.
    -tamam dert etme. hallederiz.

    ertesi gün kitaplarla ali bizim eve gelir. sabahın köründe dikilmiş kapıya. naapsın çocuk aylık 70 lira büyük para. zaten yüzünden belli ne kadar mahçup olduğu. başlıyoruz çalışmaya. 1 hafta gece gündüz çalıştırıyorum. ama almıyo ipnenin kafası. ilkokul seviyesinde defalarca anlatıyorum. bıkmadan usanmadan. 'kafanı sikeyim ali' diye söyleniyorum içimden. sonra hak veriyorum. aslında anlamaması da normal. konular ilerlemiş ve karmaşıklaşmış. bizim ali derse girmemiş tabii devam zorunluluğu olmadığı için. erken çıkıp cafeye gitmiş, part time çalşıyo çocuk para kazanmak için. içimden ettiğim küfürleri tek tek bu sefer kendime ediyorum bunu öğrenince. sınava 1 gün kala kendimize geliyoruz. ali'nin kafasında tense'ler uçuyo amk. bira içerken bile present perfect tense le past perfect tense'in ayrımını soruyo. şizofren olmuşuz 1 haftadan. gece ayrılıyoruz. adam gibi uyumasını, sabah onu arabayla alıp beraber gideceğimizi tembihliyorum.

    ertesi gün yani sınav günü arabayı aldım. evden aliyi aldıktan sonra okuduğu üniversitenin kampüsüne doğru yola çıktık. alinin surat kireç gibi. korkuyo adam. 70 lira büyük para aga. saçma sapan güldürmeye, biraz olsun sınav stresinden uzaklaştırmaya çalışıyorum aliyi ama nafile. yol boyunca 'ya yapamazsam ya kesilirse bursum' diye cümleler kurup duruyo. böyle saçmalamara arasında üniveristeye varıyoruz. bunun okuduğu fakülteye gidiyoruz. otoparka park ediyorum arabayı. daha 45 dakika var sınava. sigara falan içirtiyorum ali'ye, olips şeker yediriyorum, ama fazla su içirmiyorum ki çişi gelmesin sınavda diye. çocuğu sınava girecek veli gibi heyecanlıyım amk. dakikalar geçtikçe ali daha da beyazlaşıyo. yanlışlıkla biri korkutsa o an bayılacak çocuk. son 15 dakika kalıyo sınava. alinin el ayak titremeye başlıyo. içimden altına işemese bari diye dua ediyorum. yavaştan gönderiyorum aliyi. ama hiç şansı olmadığını düşünüyorum çünkü konular afedersiniz ama 'boru' kıvamını almış çoktan. tam kapıdan girerken vicadanımın çığlıkları başlıyo. kendi kendime 'dinleme lan vicdanını' diye söyleniyorum ama yapamıyorum. ama yapamıyorum. tam binadan içeri girerken sesleniyorum arkasından.

    -ali (cavap yok)
    -ali(cevap yok)
    -lan amk manyağı.alii.(yavaş yavaş dönüyor bana.ruh gibi olmuş hepten)
    +noldu lan.
    -gel lan buraya tipini siktiğim.(ağır ağır geliyo bana doğru)
    +noldu oğlum.
    -bak şimdi bişey yapcaz senle.
    +napcaz lan?
    -sen söyle bakalım bu sınav sınıfta mı amfide mi?
    +amfide.
    -kaç kişi giriyo bu sınava.
    +valla bilmiyorum da bi ton adam var. hoca alayımızı sikti.
    -hmm anladım. kalabalık olacak yani. peki hoca mı girer sınava yoksa asistanlar mı?
    +asistanları girer. o şerefsiz hayatta bozmaz keyfini. tamam da niye soruyosun bunları.
    -tamamdır. ver bakalım kimliklerini.
    +oğlum napıyosun?
    -ver lan işte kimlikleri. ben giriyorum senin yerine sınava.
    +oğlum ya yakalanırsan.
    - bişey olmaz. kaçarım.
    +sınav kağıdında benim adım olur ordan anlarlar.
    -sınavı yaptıktan sonra hatta amfiden çıkarken yazarım adını son ana kadar yazmam. o ana kadar yakalasalar bile orda isim olayacağı için bulamazlar kim olduğunu. kaçarım bişey olursa. (gerçekten de amfiden çıkarken yazdım ad ve öğrenci numarasını)

    korku içinde verdi kimlikleri. başka çaresimi var amk.
    amfiye doğru yürüyorum ama sanki ağır çekim herşey. etrafımda insanlar sanki soyutlanmış da sadece ben varmışım gibi hissediyorum. heyecanımı kontrol altında tutmaya çalışıyorum. içimden 'oğlum napıyosun lan' diye diye düşünüyorum ama geçiştiriyorum hemen. zaman durmuş gibi. normalde herşeyde mantık arayan bi adamım ama en ufak bi fikrim yok ne yaptığıma dair. sadece o bursa ihtiyacı olan bi adama yardım etmek istiyorum. hepsi bu. amfiden içeri giriyorum. kimseyle göz göze gelmemek için büyük çaba harcıyorum. tam ortasına oturuyorum amfinin. ne en öne ne de en arkaya. tam ortada olduğum için etrafımda asistanlar cirit atıyo ama kimse benle ilgilenmiyo. hepsi amfinin en uçalarına dikkat kesilmiş. kimlikleri sıranın üstüne koyuyorum. korku yok. en ufak bi tedirginlik yok. başımı bi kaldırıyorum bayan bi asistanla gözgöze geliyorum. bana bakıyor. 1 gram bile tedirginlik hissetmiyorum. gülümsüyorum. o da bana gülümsüyor. göz ucuyla kimliklere bakıyor. hala gülümsüyorum. aliyle benzerliğimizde dolayı ve dikkatsiz davrandığından olsa gerek sınav kağıdımı veriyor ve atlıyor beni.

    toplam 25 soru var. 20 tanesi seçenekli, 5 tanesi klasik. 23 soruyu doğru olacak şekilde işaretliyorum. 2 yanlış yapıyorum bilerek. asistanların boş bi anını kolluyorum. toplam 5 asistan var. 2 tanesi çıkyor sınıftan. 3 tane kalıyor. onların da 2 tanesi masada bişey konuşmaya başlıyolar. işte o anda kalkıyorum oturduğum yerden ve sınav kağıdını vermek için yürüyorum. kağıtta hala isim soyisim ve numara yok. yakalanma ihtimalime karşı hala yazmamışım. sınav kağıdının teslim edildiği masaya en yakın sırada hızlı bi şekilde yazıyorum bilgileri ve kağıdı bırakıyorum masaya. 8-10 dakika içinde çıkıyorum amfiden. aliyi buluyorum. bi yerde pusmuş beni bekliyo ipne. sınav sonucunu öğleden sonra öğreniyoruz. 90 civarı bi notla geçmiş.

    o gece biraları ali ısmarlıyo tabii. sarhoş olup sevinçten ağladı bütün gece başbakanlık bursunu kurtardığım için. sınav yetmezmiş gibi bi de zırlamasını çektim pezevengin.

    neyi mi feda etmeyi göze aldım?

    bütün öğrencilik hayatımı mahvetmeyi.

    şimdi bakıyorum da bunu ben nasıl yapmışım diye. nasıl göze almışım o tehlikeyi. cesaretle gelen aptallık.

    aklımda kalan alinin bi tek cümlesi ' 70 lira benim için büyük para'
    10 ...
  2. 2.
  3. Babadan borç para alıp birde üstüne gece cebinden aşırıp arkadaşın kumar borcunu ödemek. Canıms
    0 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. hoşlandığı kızı, sırf hesap ödeyip parasını harcamasın diye ayartmak.
    0 ...
  7. 5.
  8. Çoğu zaman pişmanlık ile sonuçlanır.
    1 ...
  9. 6.
  10. 7.
  11. EN BUYUK FENERBAHCE DEMISTIM!
    0 ...
  12. 8.
  13. karşılığı alınmayan ve arkadaş tarafından çabuk unutulan fedakarlıklardır.
    1 ...
  14. 9.
  15. arkadaşların uğruna değer verdiklerinden vazgeçmektir bazen.
    lisedeydim o zamanlar. ve herkesin olduğu gibi bir lise aşkım vardı; okula değil de sanki eğlenceli bir mekana gidiyormuş gibi hissettiren, teneffüse kalan dakikaları saydıran, bakıp da bakmıyormuş edasını kazandıran platoniklerden biriydi işte.
    uzun bir süre devam etti ki onun da benden hoşlandığını öğrendim.
    hatta ilerleyen zamanlarda ömrümde aldığım en güzel sözlere sahip o mektubu yazmıştı bana ve gelmemi evet olarak algılayacağını belirten de bir randevu talebi.
    çok heyecanlıydım ve bunu tam en yakın arkadaşıma söyleyecekken o bana o kişiden çok hoşlandığını, gece gündüz onu düşündüğünü söylemesiyle yıkılmıştım.
    arkadaşıma hiçbir şey söylemedim.
    o buluşmaya da gitmedim.
    daha sonrası ise çok kötüydü.
    o çocukla birlikte laboratuvarda çalışmak zorunda kalmıştık ki ilk defa bir erkeğin ağlamasına şahit olmuştum.
    yine de sustum ne salakmışım.
    o zamanlar arkadalar herşeyden önemlidir fikrine sıkı sıkı bağlıydım- koca bir yalan olduğunu acı acı öğrettiler.
    bu arada o kız arkadaşım da birkaç ay sonra biriyle evlendi.
    1 ...
  16. 10.
  17. Pazar günü sabahtan sınava girip arkadaşımın doğum gününe gidicem ve orda arkadaşım hariç kimseyi sevmiyorum. Ortamda mutsuz mutsuz takılıp mutlu görünmeye çalışıcam ve ardından okula gidicem sonra oturup ders çalışıcam. Şimdiden gerginliğini yaşıyorum. Umarım bir sorun çıkmaz.
    1 ...
  18. 11.
  19. birilerini söylemek için, sayılması için yapılıyorsa içten olmayandır. bence. o an yapmanız gerekir, yaparsınız. yarın öbür gün yanınzda duracak olan yine dostunuzdur. aileniz dışında tabii.
    1 ...
  20. 12.
  21. Yapacaginiz arkadasi iyi secin zira sevgilinize ya da esinize asliyor olabilir ve siz bunun cok sonra farkina varabilirsiniz. Fedakarliginiz sinirli olsun.
    2 ...
  22. 13.
  23. kavga çıkar arkadaşınızı desteklemek uğruna dayak yiyeceğinizi bile bile dalarsınız.
    ailesiyle sevgilisiyle tartışır yada morali bozuktur teselli edersiniz acısına ortak olursunuz gerekirse birlikte sabaha kadar içersiniz.
    eğer gerçekten arkadaşınız çıkarcı birisi değilde adam gibi birisiyse birlikte ölüme bile gidersiniz arkadaşlık budur.
    1 ...
  24. 14.
  25. Değen elbet var da, hatırlayınca canı sıkılıyor insanın. Boşverin çok açmayın sınırlarınızı.
    3 ...
  26. 15.
  27. eninde sonunda ''yapmasaydın sen de '' ye dönecek fedakarlıklardır....

    beğen paylaş.
    4 ...
  28. 16.
  29. elimden gelen her şeyi yaparım cidden değer veriyorsam, ki öyle bir arkadaşım var. hatta kardeşim..
    4 ...
  30. 17.
  31. Neden fedakarlık yapacakmışım ki ?
    sırtımdan vursun diyemi ?
    1 ...
  32. 18.
  33. yapılmaması gerekendir. ben yapmıyorum onlar da beni böyle kabul ediyorlar. ayrıca onlar da bana yapmıyorlar.
    1 ...
  34. 19.
  35. üniversitedeki ev ve sınıf arkadaşım olacak hıyar için kendisinin hoşlandığı kıza asılan dallamaya dalmıştım. üniversitenin orta yerinde. bu ne cesarettir yarabbi kendimi tanımak istiyorum. sonuç kız başkasıyla sevgili oldu bizim arkadaş mal mal kaldı. evet.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük