- oğlum bak balığı tutuyorsun böyle, derisini sonra şu şekilde hede hödö.
+ abi yüzmeyi oğretecektin sen bana.
- lan yüzmek işte, balığın derisi?!
+ abi görüşmeyelim.
yüzmeyi öğrenmek, en azından suyun üzerinde kalmak için can atan lakin bunun gereklerini zamanında yerine getir(e)mediği için, denize vs.'ye gittiği vakit sadece suya ayaklarını sokabilen, bazılarının ise ''yüzme bilmiyorum ama belime kadar gelen yerlere girebiliyorum'' u, yüzme bilen arkadaşları kontrolünde hayata geçirebilen, ekseriyetle arkadaşlarının ''ibrikçi''liğini yapmak zorunda kalan, arkadaşının (kendince) bu içler acısı durumuna merhem olabilmek için elinden geleni ardına koymadığının ipuçlarını türlü maymunlukla veren, ''bak çok basit, kendini bırakıyorsun'' gibi gayet akıllıca! laflarla yüzmenin ne kadder kolay olduğunun altını çizmeye çalışan, sağa sola ''öğreten adam'' olarak kesik atan, arkadaşının çabuk pes etmelerinden pes etmeyip bi kaç arkadaşının yardımıyla ve de genelde zorla tekrar suya gerisin geri getiren, deniz oyuncakları ile arkadaşının ürkek kalbini yatıştırmaya çalışan, genelde yüzmekten anladığı sadece suyun üzerinde kalmak olarak bellemişlerin arasıdan çıkan adam.
