arkadas olunan ispanyolun escinsel cikmasi

entry1 galeri0
    1.
  1. gerçekte, ben de sözlükteki bir çoğu gibi eşcinselliği bir tercih olarak kabul eder ve buna karşılık olarak, bunu tercih etmiş insanların kendi dünyalarında yaşamaları, bir tabu olarak önümüze bu meselenin gelip gitmemesi taraftarıyım. natürel seleksiyon mudur bilmiyorum ilmi bi açıklaması yok henüz bana göre. crazy filmindeki gibi bazı şeylerin anne faktörüne bağlanması, erkeğin yetişmesinde hakim unsur olan babanın uçta olması vs. beni bağlamıyor. dünyamda mutluyumdur, gerisi de mümkünse irtibata geçmeksizin yaşasın ve ölsün. daha öncekiler gibi.

    olayın gelişme esnası beni bile aşırı şaşırtmıştır abiler. feci afalladım desem yeri. tescilli bir bedevi olarak dünyadaki insan popülasyonu içinde bir numune olmam, bedevinin alt başlığı değil de ayrı bir ansiklopedi maddesi olmayı gerektiren olayları yaşamamın neticesidir. biliyorum meraktasınız ve introya sinir olanlar var aranızda ama önce geleyim vukuata:

    kısaltması j.s.c. (ki biz ona esteban diyeceğiz) (ismini vermeyeceğim) bir sitede tanıştığım, 50-55 yaşlarında, pre-romantik dönem mimari, resim, müzik gibi sanatlarla ilgilenen sanat tarihçisi bir akademisyen. beni arkadaş olarak ekledi esteban, neyse ben elin ispanyolu dedim neticede herhalde ilgi alanlarımdaki çeşitlilik, kültürel konularda evrensel düşünmemi yansıtan müzik zevkim, maria del mar bonet, mercan dede, yasmin levy ortak noktalarımız. neyse ben buna bi şarkı önerdim, mesajda da abi bu müzik süper dinle kesin türkiyeden hediye, diye. aman bi muhabbet başladı sormayın aabiler. adama öyle tanıtıyorum ki bizim kültürü, ağzın açık kalır. şahsen o yazışmaları kültür bakanlığına göndersem hemen başbakana bi faks çeker, cumhurbaşkanına sms atar, mozambik'e füze atar, bana da bi kutu pişmaniye gönderirlerdi üzerinde "sen neymişsin cengaver, bilemiyoz gençlerin değerini affet" diye.tabi ben yine mütevazice sitede takılır, ona buna müzik önerir, kilim dokur, kaşık oyardım, teke zortlardım, efelerin bıçağını bilerdim. öyle kültür neferiyim. neyse abi, adamla muhabbet süper demişken bu bana dedi bi gün: yahu sen niye geç saatlere kadar oturuyon sevgilini mi düşünüyon? diye. dedim ki: "yok yau ramazan ya biz sahuru bekliyoz. yiyip yatacaz." hatta öyle gaza geldim ki belki ahreti de garantileriz diye adama: "demişler ki: oruç tut sıhhat bul. sen de dene*" bile yazdım.

    aradan zaman geçti her gün şarkılaşıyoz adamla, foto filan istiyo benden sivas nası bi yer diye. gönderdim bi sürü. sonra feysbuk hesabı açtı bu emmi, beni de ekledi nitekim. üç arkadaşı var biri ben, diğeri kendi, diğeri de laura. 40 yaşlarında su perisi gibi bi hatun.

    esteban:+ laura, bir arkadaşım var türkiyeden. çok ince birisi (95 kiloyum aq)

    laura: - gerçekten mi estoş, inanmıyorum! barbar türko. parçalar seni cicim.(zoboymuşuz yani)

    +ah laura bilmezsin, çok düşünceli. seksi bi de. yandan bi bakmış feysbuktaki fotoda. ahh ah. bien. yalnız hep erkeklerle fotoları var laura. acaba açılsam mı? hadi ordan bunak mı der?

    -yapma estooo, madem öyle fotoları var. şansını dene bebişim.

    +grasyas laura.(dostça sarılma var burda, karı da ilik gibi)sen olmasan aşkım içimde kalırdı.

    ****
    bu konuşma gerçekleşirken, ben ispanyol amcamıza güzel bi mail attım. halay ve semahlar hakkında. halkbilime dair birikimimi ingilizceye mümkün olduğu kadar aktarıyorum. ha o kadar iyimserim ki, adam ankaraya gelse hamama götürecek, ordan kelle yedirecek, üstüne kerane tatlısı, peşine türkiş raki(you go to the feza adamım), ondan sonra da ayakkabılarını boyatacaktım seyyar lostra çocuklarda. akabinde konyaya bile götürürdüm yani. şöyle bi düşüncem de var: avrupalı akademisyenlere, türkiyedeki akademisyenlerden daha fazla inanç var. bu adam orada bi dergiye "ya türk insanı çok iyi, türkiye harika bi yer, ön yargısız gidin." dese büyük kazanç diyorum. fedaiyim bu konuda.

    o da maile cevaben bi ispanyol halk şarkısı gönderdi teşekkür olarak. ben de insani duyguların en vacibini yaşıyorum. herif de ispanyayı tanıtıyo bana. istersen gel burada doktora yap diyor. üniversitenin imkanları vs. epey de ordan sohbetimiz var. güzel bi arkadaş diyorum. kralsın esto.

    ertesi gün... babam bize geldi. testesteronun en yoğun salgılandığı anlar babayla muhabbet edilen anlardır. her an icraate çıkasın gelir. ayrıca sinik bir karakter olman icap eder. bileğini burktun, çaktırma. kafan koptu, yerine tak. bizim peder öyle. askeri nizam ister.

    gün boyu koşturdum babamın peşine. eve gelince bi maillere bakayım dedim. o bu değil peder internet kullanımında msnye karşı, emulenin eşek amblemini gördü "oyun mu la bu" dedi. o derece. bakarken ne göreyim, kıymetli dostum esteban mail atmış, konu bildiğin gülücük. bi açtım. hay açmaz olaydım. delim delim delleneydim. mezbaaneye çevireydim. kuru kuruya kurbanların olaydım. bu da mı geleceğdi başımıza. kurşunlara geleydim. abareeey.

    bizim esteban dayı benim faceden arkadaşla sivas kalesinde çekindiğimiz bir fotomuzu almış, arkadaşımı(ki o da yakışıklıdır niye yazıldı ki bana) fotoşoptaki toolstan siyah fırçayı alıp karalamış, geriye kalan beni masaüstü arka planı yapmış, bunu da prntscrn yapıp bana göndermiş. abi inanamadım cidden. kankaydık la hani mealli bi mail attım. çevirisi şudur: "la bana bak olm. kanka dedik, can dedik. benden büyüksün diye bişey yapmıyom. sil la o resimleri." burada cinsel çağrışımlı küfür edemezsin. adamın aradığı da o zaten. o da özür dileyen bi mail atmış, yok işte kankalarının resmini koyarmış da, akrabalarının filan. onların gönderdiği şarkıları da atarmış media playere, dinleyerek kahve cigara içermiş. ulan ben de bu samimiyetin akabinde : "çördükito, sen var çok yiğit, ben vermek sana küçük kızı. var o bir prenses, sen onla evlenmek ben boğa kesmek sizin adete göre." gibi bi mail gelir diye uzak ihtimal beklerdim lakin adam böyle : 0, çıktı abiler.

    ha ben irtibatı kesmeden o kopardı, mail atmayı kesti. sitede de hala arkadaşlarım arasında. uyuzuna mesaj atmıyom abi. siz siz olun arkadaş olduğunuz adamın kız arkadaşıyla evde ıslak tişörtlerle çektikleri resimleri görmeden merhabadan öte gitmeyin derim.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük