şimdi efenim bu akşamki tespitimizin konusu yalnızlık üzerine. hem de yalnızlığın insanın gözüne gözüne sokulduğu durumlar üzerine. arkadaş grubuyla bir şeyler yapmak için çıkmışsınızdır, lakin herkesin bir sevgilisi vardır ve acı ama gerçek tek yalnız* sizsinizdir. üçüncü kişi olmak bunun yanında devede kulak misalidir. espriler havada uçuşur, herkes sarmaş dolaş oturur, siz bakarsınız anca. elinizdeki bardaktan içeceği pipetten içersiniz, etrafa bakarsınız. çiftlere bakmamaya gayret gösterirsiniz.
arkadaşlarınız sizi dışlamaz belki, sizi muhabbete sokmaya çalışırlar amma velakin muhabbet bir yerde dönüp dolaşıp çiftlere özgü durumlara girer. hele gele fonda inceden iç sızlatan, yürek burkan bir şarkı da çalarsa*** vay halinize. bir an önce kalkıp gitmek istersiniz. uzaklaşmak istersiniz ortamdan. bu anlarda telefon sizden en uzak durması gereken cihazdır. neden mi? çünkü yalnızlığın dip ya da tavan -tanımlamaya göre esneklik gösterir- yaptığı bu anlarda es kaza gidip bir de eski sevgiliyi neyim ararsınız.
kıssadan hisse, grupça bir aktivite yapılacaksa muhakkak çevrede sizden başka yalnız arkadaşlarınız da olsun aksi halde güzel akşam kabus bir gece ile sonlanabilir.
eğer duruşunuzla, karizmanızla aranan bir arkadaşsanız, sevgilisiz kalmayacaksınızdır. ne kadar çirkin olsanda kankalarının kız arkadaşları sana iyi kötü bulacaktır birini. ama böyle ortacı yavsak biriysen (yahşi cazibede barış) eehe yenge bana bi kız yapsana diye ortada dolaşan bi tipsen, kankalarına olm hatuna söyle bana kız ayarlasın diye abazalıklar yapıyorsan, ömür boyu öyle gezersin.
edit. harf yanlısları düzeltilmeye çalışıldı. uykusuz idare et abisi.
bir keresinde böyle durumda kalmıştım. ortamda bir çift ve benim gibi sevgilisiz biri vardı ve ortama girdiğimde sevgililer cafenin ortasında öpüşüyorlar diğer bekar arkadaş da hiçbir şey yokmuş gibi çevreye bakınıyordu. napıosunuz lan siz dedim alış bunlar böyle dedi.tiksinmiştim.
eğlencenin dibine vurmaktır. çift tam öpüşürken araya elinizi veya kafanızı sokabilirsiniz, ortalığı karıştırıp toparlayabilirsiniz. yanınızda sevgiliniz olmadığı için dilediğinizi yapabilirsiniz.
kaç senedir bizim arkadaşın (hakan) başına geliyor her seferinde de aynı muhabbet.
uzun zamandır görüşülmeyen bi arkadaş vardır. bi de yakın zamanda hep görüştüklerin vardır. uzun zamandır görüşmediğin "eee sevgilin falan var mı naptın bakayım" diye sorar benim arkadaşa, yani hakan'a. soran kişi de kız. bizim hakan'da cevap olarak "yok bi şey ya" der. uzun zamandır görüşülmeyen kız arkadaş, diğer arkadaşlara sitem eder, "niye bulmuyonuz bu çocuğa düzgün bi kız". daha sonra da konu değişir. siklenmez.
zaten hakan'ın, ''bana sevgili bulun'' gibi bi derdi de yokken bu muhabbet niye her seferinde dönüyor amına koyim ya. kendisi bi keresinde şöyle dedi;
''sesimi çıkarmıyorum diye oluyor hep. düzgün bi kız bulun falan deyince utanıp yere bakıyorum diye herhalde. bi daha desinler. bulun lan bulmazsanız onun bunun çocuğusunuz her sene her sene aynı muhabbet amına koduklarım diyeceğim. aslında arkadaş grubundaki sevgilisiz kişi olmak iyidir bazen. onlar hep seviştikleri için ben onlara bakmamak adına doğada bir sürü şey keşfettim mesela. gerekli gereksiz bir sürü ayrıntıya sahibim. metroda giderken yüksek gerilim hatlarında 50 m arayla bulunan kırmızı beyaz topların ne sike yaradığını sen biliyor musun mesela? ben biliyorum işte. ama söylemem.''
biz yarıldık tabi gülmekten. sonra ısrar edip zorla söylettik kırmızı beyaz topların ne sike yaradığını. şöyle anlattı hakan;
''tamam lan söylüyorum. helikopterler ve alçak uçuş yapan uçaklar gelip yüksek gerilim hattına girmesin diye. kırmızı beyaz toplar fark edilmesini sağlıyor. tamam mı lan? biraz sevgilisisiz olsaydınız bilirdiniz. pislikler.''
biz hala yarılıyoruz. ama bu kırmızı beyaz topların ne işe yaradığını, o ortamda sevgilisi olup da bilen de çıktı; ''ben bunu biliyordum zaten'' dedi. bunun üzerine hakan;
''peki lan. denizin ortasında her şeyden bağımsız gibi duran, küçük bir dubaya benzeyip ara sıra batıp çıkan nesne ne işe yarıyor peki? hadi bakalım!!!''
hakan bunu söyleyince hepimiz yerlerdeydik artık.
öyle işte. ee burdan çıkaracağımız sonuç nedir diye sorarsanız; olum hakan çok komik lan. *