bilmem kaçıncı manita ayarlayalım olm sana şenlikleriydi..
dostlar böyledir, mürekkebi yeni kurumuş bir infazdan çıkmış olmanıza bakmazlar. her gece içinizi kemiren başkalaşımı göremezler. belki de yalnızlığınıza asla saygı duymadıkları için dost olabilmişlerdir. yasınızı küçülterek yoketmeleri gibi.
-memed ne bu halin ya sana bi manita bulalım olm.. döngünün başlangıcı bir kaç cümle sohbet, belki türk kahvesi. iyi ki varlar.
-bak bizim gülcan'ın bir arkadaşı var. süper kız diyor gülcan. kız sen tanıyormuş. hakkında bir iki konuşma da geçmiş yurtta.
+fatihim başlama gene. çok feminen olacak ama hazır değilim abi. biraz kafa dinlemem lazım.
-olm hemen nikahına al demedik zaten. bi tanış arkadaş ol önce.
arkadaş önerisiyle tanışmak doğanın kanunlarından biridir. zamanla kişi kendi doğrularını yitirir. değer verdiği kişilerce kundaklanmıştır çünkü. dost ise pusuladır, eski bir teyp kaydıdır seni sana anlatan. o yüzden güvenir, öneriliyorsa var bir bildikleri dersin.
-bak akşam gösteri provasına gelecek gülcan ziyarete. kendisi de halk dansçısı zaten onların da provası var. o arada şirinle işte.
+off tamam fatih tamam..
akşam tiyatro provası çıkışında fatih koluma girip sevgilisi gülcan'ın bulunduğu yere doğru götürdü beni. ben bu tanışma olayının kurgulanmış gibi görünmemesi için arkama dönüp ikide bir diğer arkadaşlarıma bir şeyler söylüyor rahat jestler yağdırıyordum. sözde isteksiz ve az zamanı olan bir adamdım. istemeden girdiğim bir skeç gibiydi. rolü oynayıp bitirmek istediğim..
*memet
+gülcan merhaba napıyosun? "ali yarın ilk ders yokum, alii" nerlerdesin kara kız? "metin, çıkışta bekle abicim"
*meşgulsün yine. fatih'i de kendine benzetiyorsun gitgide.
+yok gülcan ya bugün telaş işte biliyorsun haftaya gösteri var. hanımlar kim?
*aa bu irem
+memnun oldum irem, mehmet ben
/ben de handan
+memnun oldum.. (handan dan dan dan dan...)
olmuştu işte. ilk defa arkadaş vesilesiyle tanıştığım bir kız içime taşlar yuvarlamıştı. iri lacivert gözlerini çepeçevre saran keskin bir yüz ve sarı dalgalı saçlar. genişçe kotunun üzerine beyaz gömleğin yakaları çıkmış bir bluz. ne kadar da zarif. tanrım neden kimse düşünememiş bu kombinasyonu? paltosunu attığı kolunda küçük mor bir çantası da vardı. telefonunu merak ettim, acaba çok kullanıyor muydu? baş parmağında bir yüzük vardı ve şimdi karşılıklı bakışıyorduk. doğrusu pek de asil duruyordu. diğer bütün her şey birer dekora dönüşürken irem'i hiç görmedim.
*fatih biz gidiyoruz hayatım
-tamam ben bırakırım sizi. memed iyi misin?
+yoo iyiyim şey metin bekliyor sonra yine görüşelim gülcan arayı soğutma.
*tamam görüşürüz de sözün var unutma. ;) hadi iyi akşamlar
+iyi akşamlar
/iyi akşamlar mehmet..
+sana da handan
(bulanıklık)
aşk tesadüfleri sever de bu kurgusal tesadüf fazlaydı. düne kadar kutsal ada rahibi gibiyken bir akşamda alt üst olmuştum. gözlerimle resmettiğim handan fotoğrafı beni birkaç gecede aşık edebilirdi. dersiz başıma seve seve bir dert alıyordum.
-e abi nasıl buldun kızı?
+fatih çıkar boynuma dolayacam, çıkar çıkar.
-hehehe nasıl ama şöyle büyük sözü dinle kerata. kız seni beğenmiş ama çok soğuk davranmışsın. öyle diyor.
+nası.. ne soğuğu oğlum lav fışkıracaktım neredeyse. gözlerimi alamadım lan ne diyosun
-allah allah.. neyse içeriz mi la buna.
+içmez miyiz topraaaağm
(bir süre sessizlik)
-abi sen hangi kızı diyordun bi adını desene
+lan oğlum hüzünlü yağmurla getirdiğiniz kızın adını sen bilmiyo musun köfte..
-biliyorum, irem esmer olanı yolda konuştuk da hatta
+yolumu skeyim fatih yolumu.. (handan dan dan dan...)
örneğin ben . arkadaş önerisiyle tanıştım.
Mutluyum. 3 seneye yaklaştık. anlamsız görebilirsiniz ama aşkı buldum ben ve kolay kolay kaybetmem. elimdeyken değerini bildim ve herkese tavsiye ederim.
not:Aşık.