ben hayatımda bu kadar boktan olup, bu kadar insanı televizyona bağlayan bir dizi görmedim. oyuncular olsun, senaryo olsun, mekânlar olsun, tamamıyla tırışka. oyunculara para veriyorlar mı, onu da merak ediyorum. yemek falan ısmarlıyorlardır heralde en fazla.
şimdi burada klasik şeyleri söylememe gerek yok, devlet okulu ve etek boyu, kızların taşlığı vb. şeyler, her internet platformunda söylendi zaten. onun haricinde, daha çok kurgu ve repliklere değinmek istiyorum ben.
şimdi izlediğim kadarıyla, bir "özel okul vs. devlet okulu" olayı yaşandı. buradan galip (?) çıkan, devletliler oldu. daha sonra özel okullular başka şeyler yaptı falan, böyle bayağı gitti bu dizi. her süreçte de 35 yaşındaki oktay ile tipsiz gamze'nin aşkının solup yeniden yeşermesine tanık olduk. başkaları da var tabi aralarda, yetimhane'nin sağlam çocukları, saffet, ali ve memo. onlar da ayrı bir grup, ama daha farklı takılıyorlar vs.
sibel ve ibo diye iki mal var. paso kavga ediyorlar. kız zaten eski hayat kadını, yok tuzağa düşmüş, yok bilmem neymiş, hikâye geyik. ibo da problemli ama "delikanlı" genç. oktay ile hep şu diyalogu yaşıyorlar.
ibo: abi nasıl yapar ya! nasıl gider abi o çocuğun yanına?!
oktay: sakin ol ibo, sibel yanlış bir şey yapacak biri değil, kendini bilir o, hem sen kemal hoca'dan hiç mi bir şey öğrenmedin?
yani uzun yazmaya niyetlendim de, çok uzun yazmayayım dedim sonra, ne de olsa bu diziyi izlememin tek sebebi, zaman geçirmek, ama böyle arkadaşlarla konuşurken "hacı, ibnelik yapma doğru söyle, arka sıradakiler'i izliyorsun di mi ahaha" tümceler geçmeye başladı. ben de o yüzden izlediğimi gizliyorum.
izleyin ey insanlar, benim zamanım bol, canım da sıkkın, zaman geçsin yeter diyorsanız, izleyin.
saçmalaşmış dizi. arka sıradakiler dedik bir ara bağrımıza bastık. ne oldu.. öss' ye şurada ne kaldı hala bunlar entrika mavi sakal peşindeler, özellikle eda sen çalışkan bir kızdın be yavrum be, ne o çakmakla kameraya yaptıkların, sen lisede süğeter evet süğeter giyen kızlardansın ne anlarsın o ayaklardan, psikopatlaşmaktan. hadi saffet' in tuzu kuru parası var annesinin şirketinin başına geçer. ama eda sen nesin ki, baban serbest meslekle uğraşıyo, çalışmaktan başka çare yok. başarmak zorundasın eda. bücür cadı olduğun günleri ne çabuk unuttun. iki ağız kıvırır tüm sorunları hallederdin. yiyosa şimdi yap. mavi sakalı yen. hani nerde köfteci abbas, nerde şehriye hanım? netlerin çok düştü eda.
hiç uzatmadan söyleyeyim, izliyorum.
bir dizi fox'ta yayınlanacak, hamdi alkan yönetecek, yapımcısı birol güven olacak, liselileri kart elemanlar oynayacak ve ben bu sirki kaçıracağım ha? bırak ya.
eskiden hep benim boş saatlerime denk geldiğini sanırdım, sonra baktım ki, gece gündüz yayınlandığı için illa denk geliniyor, çabalamak yersiz. ben çok seviyorum böyle iler tutar yanı olmayan, neresinden tutsan elinde kalacak dizileri. hbb yayını iki gün donduğunda bile ara ara açıp izleyen bir neslin evlatlarıyız. fox tv'nin inanılmaz bir yayın politikası olduğuna da inanıyorum zaten. tribün ateşi mi desem, bez bebek mi; su gibi mi desem, k1 boks saati mi, maliyle 50 sarışın mı, cıvık ana haber mi yoksa çarkıfelek mi? flash tv'nin büyük bütçelisi, çölde bir vaha gibi adeta.
fox'un türevini arka sıradakiler'e göre alıp, arka sıradakiler dizisini izlemeyenler için kısaca özetlemek isterim:
leş soundtrack, gözde mukavelat, oktay'la manitasının maceraları, çirkin adamın oktay'ın manitasına yanık oluşu, didaktik ve tam bir kafa ütüsü öğretmen dayı, "sibel aşkım noooooldu?", "ibom seni seviyorum aşkım", ki sibel dediğim kötü yola düşmüş ama sonra kendini kurtarmış çirkin ama dev göğüslü sibel, "breehehehe zengin çocuklarıyız oktay'ı dövelim" ve son olarak da bugüne dek böylesini görmediğim bir duman yoğunluğuyla yazıldığı aşikar "mavi sakal tribi". mavi sakal müziği, csi kafalı piercingli ali, mavi sakal kurbanı bücür cadı'daki kızcağız ve peltek romancı mavi sakal... güzel allah'ım.
of of, yazdım da canım çekti. izliyorum, kenevir tarlasını ateşe verip ciğerlerime dumanı çekiyormuşum gibi hissediyorum kendimi, ta ki su gibi başlayana dek.
arka sıradakiler umut ile bütün karakterlerin öldüğü, ama son anda aslında bunların oktay'ın rüyası olduğu anlaşılan (yani bi 50 bölüm falan rüyaymış) ve şimdi tnt'de hayatlarına devam ettikleri dizi. *
fox tv'nin geceleri tekrarlarını yayınlayarak beni mutluluk denizlerine attığı dizi.. yalnız o ibo mudur nedir acayip tilt oluyorum o arkadaşa şöyle ki;
kız arkadaşı başka bir kızla bir evde ikamet etmekte ve bu ibo beyin kız arkadaşının ev arkadaşı bir sevgiliye sahip.. eleman evde donla gezmekte ve ibo bu duruma çok kızıp sevgilisine ahlak dersleri vermektedir.. ben de burdan tüm türkiye'ye sözlük vasıtasıyla haykırıyorum; ''be arkadaşım! dayılık yapacağına o sevgilinin eteğinin boyuna bir baksan olma mı?''
bu ülkenin liselerindeki şiddet olayları malum. okula bıçakla gelen, sevdiği kız başkasıyla birlikte diye onu sevdiği çocuğu öldüren, çocuk düşüren, esrar içen, arkadaşının yaptığı hareketi beğenmeyince ona dayak atan öğrencilerin haberleri çıkyor zaman zaman eyvallah; ama bu dizi liseleri öyle bir anlatıyor ki ben ebeveyn olsam çocuğumu değil okula bakkala bile göndermezdim. fragmanını izlersin çocuğun biri herkesi dövmek istiyorum der kızın biri b.k herifler diye kıçını yırtar, ötekisi herkesten herşeyden nefret ediyorum der. insan düşünüyor ben ve arkadaşlarım sevgi pıtırcığı şeklinde ortada mı dolaştık bütün lise hayatı boyunca diye.
istisnasız her öğrencinin psikopat olduğu, hamdi alkan'ın yönetmenliğini yaptığı dizi. klasik bir sınıf dolusu problemli öğrenciyi dize getiren zeki bir hocayı konu alıyor. ama problem düzeyini biraz abartmışlar sanırım. türkiye'nin hiç bir yerinde bu kadar manyak tip bir araya gelemmiştir sanıyorum.