güz önce arka bahçeye gelir.kimseyi üzmeden kırmadan yapraklarımızı dökebiliriz artık.ben bu muyum?acı bir sorudur, ancak arka bahçede sorabiliriz.özgürlüktür, zamansızlıktır arka bahçe.dünümüz, bugünümüz ve yarınımız aynı andadır.kendimizizdir hacmimiz kadar yani.aşkın tüm halleri yaşanır burada sınırsızca.ve hiç bir hikaye bitmez, hep arkası vardır.gölgesiz aydınlıktır arka bahçe..
sahibinin zamanla o sıradaki tüm dükkanları bünyesine katmasından korktuğum eskişehir kafesi. yan taraf'ın yanındakini de almışlar sanırım.
bir de, kafeye nazire yaparcasına kafenin önündeki çimlerde oturanlar var. aynı kafe sahibinin bunları 'lan allahsız beleşçiler' diye sopayla kovalamasından da korkuyorum.
tek sıkıntıları, alkollü içeceklerin menülerinde yer almaması sanırım. ve garip bir şekilde buna rağmen güzel bir mekân... canlı müzik olmadığı zamanlar da film gösterimi mevcut mekânda. o da ayrı bir lezzet. ekonomik olması da cabası.
her insanın iç dünyasında olması gereken bahçedir. kimsenin göremeyeceği, kimsenin haberi olmayacağı, sıkıntılardan uzak tutacak, huzur verecek, kafa dinleyecek, deşarj edecek bir arka bahçe herkese lazımdır.