tipik bir emir kustarica filmi. kankisi goran'ın harika müzikleri ve filmdeki replikler mükemmeldir. film akışı oldukça hızlı ve komik sahneler boldur kustarica filmlerinde fakat arizona dream eğlenceli sahnelerin dışında dramında dibine vurmuştur. filmin başında fish doesn't because it knows everyting lafını ağzınıza dolarsınız - en azından bana öyle olmuştu- fakat görürsünüz ki fish doesn't know anything.
emir'in(sezen aksu'ya sezen diye hitap etme yarraklığına eş), anlatmak istediğini kurgu bütünlüğüne sadık kalmadan düşsel bir düzensizlik içinde ortaya koyması? bana lynch'e bi öykünme var gibi geldi. sonra müslüman bacılarımızla ilgili şayialarını ben de işitince amına koduğumun dürzüsü dedim, kesin öykünmüştür. sonra bi esprisi kalmadı benim için filmin. böyle örnekleri edebiyatta da bulabilirsiniz. hemi de daha derinlemesine: (bkz: georges bataille)
kustirica adamına kafa atma isteği uyandıran film.
ilk sahnelerini izledikten sonra, hayatımın filmi olacak dediğim film olmasına rağmen ilerleyen sahnelerde, Kusturica denen yönetmen adamı, yine her şeyi uçurarak, fantezi denen kavramı yeniden tanımlayarak, o muhteşem girişi mahvetmiş, filmi bambaşka yerlere itmiş, içine etmiştir. muhteşem girişine ve dinleye dinleye bıkılmayan soundtrack'i hatrına arada yeniden izlediğim, arada yine Kusturica'ya küfür etmeme sebeb filmdir.
film müziklerini goran bregovic yapmıştır ve bu müziklerin her biri birbirinden güzeldir. ölümü, ölmeme çabasını, sevgiyi, nefreti sadece müzikleri ile anlatmayı başarabilmiştir.
grace: two wrongs dont make a right..
axel: but what if we are two rights and everyone else is wrong?
insanların hayalleri olduğunu ve bunların kaçının hayalleri peşinden koştuğunu gösteren filmdir. ölüm sahnesi goran bregovic in death adlı şarkısıyla tüğlerin diken diken olmasına neden verebilmektedir.
bir film düşünün ki yönetmenliğini emir kusturica
müziklerini goran bregovic yapsın,
başrolde johnny depp oynasın en yeni yetme haliyle,
bu filmde sandalyede oturan kadınlar yükselsin, külotlu çorapla intihar etsin...
sonra balıklar, durduk yere balıklar belirsin ekranda,
ve akordeon...
işte öyle bir film, sinema tarihinin en kült filmlerinden.
'bir şeyi yapmayı düşünmek, onu yapmaktan daha zordur' düşüncesinin içinde geçtiği, geçerken de aklıma annemin, abimle bana mırıldandığı gıcık şarkı gelir; bir hastalık vardır bilir misiniz, satılık deseler alır mısınız, tembellik denilir onun adınaaa bıdılılı bıdılııı diye.. emir kustrica ve goran bregoviç ikilisinin alladığı pulladığı güzel bir film.
johnny depp'in henüz lise çağındayken rol almış olduğu kült film. filmin kendisi dışında müzikleri de kült olmayı fazlasıyla hak etmiştir öyle ki goran bregovic filmle o kadar özdeşleşmiştir ki sanki filmin yönetmeni emir kusturica değil de goran bregovic'tir.
bir replik:
-axel, axel, axel.
-leo, leo, leo.
çok hoş bir film yeni izleyecek olanlara tavsiyem kesinlikle orjinal dilde izlesinler değilse keyfi kaçıyor filmin.
ilginç, doğal, absürd güzel, biraz fantastik, johnny nin her zamanki gibi rolüne cuk oturduğu, (diğer oyuncular da öyle),ama herkesin beğeneceği tarzda olmayan, replikleri ezberlenesi, tekrar tekrar izlenesi bir filmdir.
Emir Kustirica ile Johnny Depp' in döktürdüğü sanat eseridir. Her haliyle Avrupalı bir yönetmenin eseri olduğu hissedilir. Hayal ile gerçek arasında geçen müthiş çekimlere sahip bir yapım. Johnny Depp' e gelecek olursak bence kariyerinin en iyi performanslarından birini sergiliyor ve yaşı oldukça genç. ilk kez izleyecekler baya bir şaşıracak genç Johnny' i görünce. Fazla söze gerek yok kesinlikle izleyin izlettirin.