annem küçükken bu adam babanın hocası derdi hep. anlam veremezdim. hocası deyince, okuldan öğretmeni falan sanırdım. alttan alttan babama laf sokuyormuş ben de mal mal neler düşünmüşüm.
yaptığı konuşmalara müge anlı 'aferim lan arif konuş' tadında destekler verince suratına öğretmeninden pekiştireç almış ilköğretim öğrencisi ifadesi yerleşen ve daha bi coşan psikolog.
bakırköy ruh ve sinir hastalıkları eski başhekimi.ayrıca çok iyi bir psikolog.gerçi deli söylentileri ortadır.önceleri esra ceyhan ve savaş ay müdavimi idi şu sıralar pek gözükmemektedir.*
eskiden beri kadın programlarında geziyordu kendisi, ancak şu an müge anlı'nın programında kadrolu bir iş bulmuş olacak ki, hiç aksatmadan her sabah "görevinin" başında görüyoruz kendisini.
sadece müge anlı'nın konuştuğu, kimseye lafı vermediği bu programda, yayında bulunduğu o dört beş saat içinde birkaç cümle edebilir ancak. bazen o kadar sıkılır ki, oturduğu koltuğuna gömüldüğü, uykunun tatlı kollarına kendini bırakmak üzere olduğu rahatlıkla gözlenebilir. kollarını kavuşturur, suratını buruşturur, "karım tüpçüyle kaçtı, napıyım arif bey?" tarzı sorulara "ne biliyim ulan denyo?" diye bir cevap vermek istediği her halinden belli olsa da, psikolog olduğunu unutmayıp bilimsel bir şeyler geveler. arada bir rahmi özkan'a çıkışır. rahmi kulağının dibinde son ses böğürür. müge'nin saçma salak açıklamalarına "bi siktir git çay koy" ifadesi takınıp, bakar kalır. bir gün programda cinnet geçirecek ama dur bakalım.
ama asıl merak ettiğim, bu adamın her sabah müge anlı'yla olabilecek gücü nerden bulduğudur?
kariyeri falan var mıdır acaba? yoksa cv'sinde çıktığı programlar mı yazılıdır?
ağız kurukuğu çektiğini düşünüyorum bu adamın. yıllardır kadın programlarına katılır, bir su veren görmedim şuna. eve gidince dest-i izdivaç falan da seyrediyor mu acaba diye de düşünmekteyim ayrıca.
kendine hayrı yokken bilmiş geçinen, içgörü yoksunu sözde psikiyatrist. ben bilirim tavırlarıyla artık bıktırmış ve mesleki saygınlığını da yitirmiştir.