arif nihat asya

entry115 galeri7
    26.
  1. Koku, tad, sıcak... sende her aradığım vardı:
    Seni soğuk bulanlar, ısıtamayanlardı.
    ARiF NiHAT ASYA.
    1 ...
  2. 27.
  3. Kayıklarla kayıkçılar
    Dalgıçlarla balıkçılar
    Bilirsin:ne ister,deniz!

    Kendini bu isteklerin:
    Yelkenlerin küreklerin
    Altına seriver, deniz!

    Balıkların,kandillerin
    Ne varsa olsun ellerin
    Bana mavini ver deniz!

    ARiF NiHAT ASYA.
    2 ...
  4. 28.
  5. Yaşamaktan mı yorgunum,bilmem
    Seni günlerce beklemekten mi?
    Yine yoldan geyik geyik sekişin
    Gün sönerken mi,ay batarken mi?
    Söyle:Memnun musun uzaklarda
    Yuvan aydın gönülcüğün şen mi?

    Yine kalsın mı, dizlerimde başın
    Yine koynumda can çekişsen mi...
    Kim sorar,ey hayat,kim düşünür
    Ki vakit geç mi yoksa erken mi?

    Söyle:Memnun musun uzaklarda
    Yuvan aydın gönülcüğün şen mi?

    Gökte kanatlar bizimdi...bilmezdik
    Bu hafiflik kanat mı yelken mi;
    Anlamaz,anlamazdık Allahım
    Böyle yekpare can mıyız ten mi?

    Söyle:Memnun musun uzaklarda
    Yuvan aydın gönülcüğün şen mi?

    Bilemem:Gizli gizli'gel'dediğin
    Başka bir aşina mıdır,ben mi;
    Kadehinden mi sarhoşum hala
    Kadehlerinden mi?

    Söyle:Memnun musun uzaklarda
    Yuvan aydın gönülcüğün şen mi?

    ARiF NiHAT ASYA.
    1 ...
  6. 29.
  7. Hastalık, sevgisizlik, öksüzlük...
    Neler geçirdim ben!
    Çıkabilseydi bir, "güzel" diyecek
    Güzelleşirdim ben!

    ARiF NiHAT ASYA.
    0 ...
  8. 30.
  9. Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
    Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
    Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek

    Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?
    Fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!

    Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden....
    Senin de destanını okuyalım ezberden...
    Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...

    Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
    Fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!

    Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
    Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
    Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

    Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
    Fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!

    Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.
    Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.
    Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!

    Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
    Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!

    Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
    Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan!
    Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan....

    Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
    Fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!

    Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
    Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
    Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...

    Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın?
    Fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!

    ARiF NiHAT ASYA.
    2 ...
  10. 31.
  11. Yatırırken bu sedef kakmalı şimşir beşiğe
    Neyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı?

    Perdelerden taşırıp neyleri çığlık çığlık
    Neyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

    Bir, ipekten ve köpükten yaratılmış yumuşak
    Tüyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

    Kıyılardan, ovalardan dererek inciyle,
    Çiyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

    Gece, mehtâbı elekten geçirip kirpikler
    Ayla kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

    Mesnevî'sinde bir altın lüleden nûr akıtıp
    Öyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

    'Bu yürek durmayacaktır' dediler.. esmâdan
    'Hay'la kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

    Sakalar doldurarak kırbaların Kevser'den
    Meyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

    Ve açıp ağzını Nîsan Tası'nın Besmele'ler
    Suyla kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

    Rûhlardan, kokulardan, durulardan duru bir
    Şeyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

    Ulu Tûbâ'ların altında gönüller, eller
    Böyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.

    ARiF NiHAT ASYA...
    1 ...
  12. 32.
  13. Çekmece'den Maltepe'den ileri
    Gitmemiş Sâdâbâd çelebileri
    Alem tepesine Alemdağ derler...
    Böyle bilmiş böyle yazmış eserler.

    Dağlar var karanlık, dağlar var beyaz.
    Korka korka eteğinden öper yaz;
    Ağrıdağ, Babadağ, Gâvurdağ, Ilgaz
    Kubbelerdir...dolaşır, aşılmaz.

    Tendürük'te, Kop'ta Palandöken'de
    Kurtların payı var gelip geçende...
    Ki alırlar vermek istemesen de!

    Dağlar var, tahtından inmeyen sultan
    Dağlar var, yapılmış bundan, buluttan...
    Dağlar var ki Bingöl, Binboğa, Süphan,

    Medetsiz'ler, Mor'lar, Nur'lar, Yıldız'lar;
    Karalar, Kızıllar, Bozlar, yağızlar...
    Karla dolar 'imdat' diyen ağızlar;
    Yollar kesen, haraç alan dağlar var.

    Bolkarda çamların sakızı damlar...
    Ve bir yıldız düşer, tutuşur çamlar...
    Bir kızıl şehrâyin olur akşamlar...
    Tacı olan, tahtı olan dağlar var.

    Tüter Sarıçiçek, burcu burcudur,
    Akşamlar ya mor, ya turuncudur.
    Ve kışın dünyanın öbür ucudur...

    Sarkarken Cudinin karları dal dal
    Bağdaş kuradursun yollara Karhal!
    'Ferman padişahın, dağlar bizimdir;'
    Dedi yerde bir kurt, gökte bir kartal.

    Dönmez misiniz ey yolda kalanlar;
    Yolcular, garipler, garip çobanlar;
    Allahüekberde tekbir alanlar?
    Ovalar, konaklar, yollar aşırı
    Birbirini selamlayan dağlar var.

    Dağlar var, batının yangınında kor...
    Dağlar var; adları Nemrut, Balahor...
    Kayışdağ kim, alemdağ kim oluyor?

    Lakin ufukları görünce yoksul
    Dağ yerine kubbe yapmış istanbul;
    Kurşun şamdanlarda mumlar fildişi...
    Ki pırıltıları sularda pul pul.

    ARiF NiHAT ASYA.
    1 ...
  14. 33.
  15. Çocuk, çok sevdi ağacı...
    Verirdi ona, her kış
    Çiçekleri olaydı!

    Ağaç, çok sevdi çocuğu...
    Öperdi altın saçlarından
    Dudakları olaydı!

    Ve ona öptürmek için,
    Eğilirdi yerlere kadar;
    Yanakları olaydı!

    Dökerdi önüne hepsini
    Gümüşten, altından, sedeften
    Oyuncakları olaydı!

    Ve çocuk gittikten sonra,
    Böyle kalır mıydı ağaç?
    Ne olurdu onunda
    Bacakları olaydı,
    Ayakları olaydı!

    ARiF NiHAT ASYA.
    1 ...
  16. 34.
  17. Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
    Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
    Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
    Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

    Sana benim gözümle bakmayanın
    mezarını kazacağım.
    Seni selamlamadan uçan kuşun
    yuvasını bozacağım.

    Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
    Gölgende bana da, bana da yer ver !
    Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
    Yurda ay yıldızın ışığı yeter.

    Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
    Kızıllığında ısındık,
    Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
    Gölgene sığındık.

    Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
    Barışın güvercini, savaşın kartalı...
    Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
    Senin altında doğdum,
    Senin dibinde öleceğim.

    Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
    Yer yüzünde yer beğen !
    Nereye dikilmek istersen,
    Söyle, seni oraya dikeyim !

    ARiF NiHAT ASYA..
    2 ...
  18. 35.
  19. ilk kundağın
    Ben oldum, yavrum;
    ilk oyuncağın
    Ben oldum.

    Acı nedir
    Tatlı nedir... bilmezdin
    Dilin damağın
    Ben oldum.
    Elinin ermediği
    Dilinin dönmediği
    Çağlarda, yavrum
    Kolun kanadın
    Ben oldum
    Dilin dudağın
    Ben oldum.

    Belki kıskanırlar diye
    Gördüklerini
    Sakladım gözlerden
    Gülücüklerini...
    Tülün duvağın
    Ben oldum!

    Artık isterlerse adımı
    Söylemesinler bana
    'Onun Annesi' diyorlar...
    Bu yeter sevgilim bu yeter bana!

    Bir dediğini iki
    Etmiyeyim diye öyle çırpındım ki
    Ve seni öyle sevdim sana
    O kadar ısındım ki
    Usanmadım, yorulmadım, çekinmedim
    Gün oldu kırdın...
    incinmedim;
    ilk oyuncağın
    Ben oldum.. Yavrum
    Son oyuncağın
    Ben oldum...

    Layık değildim
    Layık gördüler
    Annen oldum yavrum
    Annen oldum!

    ARiF NiHAT ASYA.
    1 ...
  20. 36.
  21. Ağlayın, parmakları nur
    Sularından kınalı kızlarım
    Ağlasın Meraga göklerinden
    Meraga'ya bakıp yıldızlarım

    Yollara Kürşadlar uzanmış ölü
    Ağlasın Akülke, ağlasın Sütgölü
    Yiğitlerim uyur gurbet ellerde
    Kimi Semerkant'ta bekler beni
    Kimi Caber'de

    Caber yok, Tiyanşan yok, Aral yok
    Ben nasıl varım?
    Ağla ey Tanrı dağlarıdan
    indirilmiş Tanrım

    Şu yakın suların
    Kolu neden bükülmez
    Fırat niçin, Dicle niçin, Aras niçin
    Benden doğar, bana dökülmez?

    Ben ki ataeşle konuşurdum.selle konuşurdum
    idil'le Tuna'yla Nil'le konuşurdum
    "Sangaryos"u "Sakarya" yapan
    "ikonyom"u "Konya" yapan
    Dille konuşurdum.

    ARiF NiHAT ASYA.
    1 ...
  22. 37.
  23. dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
    gölgende bana da, bana da yer ver !
    sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
    yurda ay yıldızın ışığı yeter
    diyen vatansever ve milliyetçi ''bayrak''şairimizdir.bayrak şiirini kendi sesinden dinlemek isteyenler buyursunlar
    http://www.facebook.com/photo.php?v=154700337948564
    1 ...
  24. 38.
  25. --spoiler--
    nerde kaldı o çağlar ki
    analar kurt doğururdu
    hilkat insan çamurunu
    destanlarla yoğururdu

    nerede o yiğitler ki gür
    sesleri ülkeyi bürür
    yürü dese dağlar yürür
    dur dese kalpler dururdu
    --spoiler--
    2 ...
  26. 39.
  27. vatansever bir şairdir.

    5 ocak 1975'te hayatını kaybetmiştir. mekanı uçmağ* olsun.
    1 ...
  28. 40.
  29. D.ali erzincanlı' nında okuduğu naat şiirinin şairidir. 'seccaden kumlardı' diye başlar şiiri.
    0 ...
  30. 41.
  31. Bayrak şairi olarak da bilinir.(bkz: ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü kız kardeşimin gelinliği şehidimin son örtüsü)
    0 ...
  32. 42.
  33. şiirlerini tam anlamıyla hissettirebilen mükemmel bir şair.
    0 ...
  34. 43.
  35. Kendisinin sadece bayrak şiiri ile taninmasi ve bu da yetmez gibi bu şiirininde okul kitaplarından bazı öne sürülen saçma sebepler yüzünden kaldırılması ile unutulmaya yüz tutmuş şair,düşünür,yazar.
    Mekanı cennet olsun.
    0 ...
  36. 44.
  37. "yılbaşı neyimiz olur" makalesinde, noel baba hakkında uzun uzun tespitlerde bulunur. Makaleden en dikkat çekici cümleler:
    O (noel baba), Haçlı Seferlerinden kalma bir kılınç artığıdır. O zaman silahla giremediği yerlere, şimdi beyaz sakalıyla saygılar ve sevgiler toplayarak girebiliyor.
    O, adıyla sanıyla bir misyonerdir ki, şu memlekette ocağına incir dikildikten sonra, kılığını değiştirmiş... ve bizi avlamaya, kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan; çocuklarımızdan başlamıştır.
    Bilirsiniz ki casuslar da kıyafetlerini ekseriya böyle değiştirirler.
    http://www.saatlimaarif.com/detay.asp?ContentID=3869
    2 ...
  38. 45.
  39. saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.
    0 ...
  40. 46.
  41. 47.
  42. 48.
  43. 49.
  44. --spoiler--
    Torunlarım dört yana, kol kol, gitsin;
    Malazgird'den istanbul'a yol gitsin!
    Gelip sana çarpan gücü, yavaştan
    Anlamazsa, haritadan sil gitsin!
    --spoiler--

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/457308/+
    1 ...
  45. 50.
  46. yaşasa idi tayyip için değil mısra yazmak, yüzüne tükürürdü tayyip'in.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük