Rakibin faullerinden ötürü, futbolculuk döneminde 3-4 kez ayağı yarılmış futbolcu. Kendini hep yere atmıyordu, sert faullere de maruz kaldığı oluyordu. Süratli ve pasör niteliği olan bir hücum oyuncusuydu.
kendisi futbol oynadığı dönemlerde, bugünün umut bulutuna tekabül eden adamdı. saç baş yoldurmuşluğu, türlü hakaretlere maruz kalmışlığı vardır vakti zamanında. ha hakan şüküre sövdüğümüz zamanlarda da "çıkart şunu arifi al" dediğimiz de vakidir. yalnız ağır eleştirilere maruz kalan, müsait goller atamayan, müsait durumlarda ayağında topu tutamayan bir adamdı genellikle. şimdi oturup güzel oynadığı maçlara bakınca "vaayy bee ne topçuydu" diyoruz ama değildi. yarın öbür gün umutun da kahraman olduğu maçlara, fenerbahçeyle oynanan süper kupa maçına falan bakınca vaaayyy beee ne topçuydu diyeceğizdir. gelelim sneijder eleştirisine, "defans oyuncusu da ona niye gelip defanstan top çıkartmıyorsun?" der diyor. sonra en çok gelip çıkartan oyunculardan biri denilince de "niye top çıkartıyorsun, git bana pozisyon yarat" diyor sonra da top o bölgeye gitmiyor denilince "niye şınaydersin sen topu götür" diyor.
dün sneijder atletico formasıyla sahada olsaydı, o takımın bir parçası olsaydı "rakipte şınayder var kardeşim adamı tutamıyorsun, geliyor defanstan top çıkartıyor, atakları organize ediyor, şut atıyor, araya top atıyor" falan falan denilecekti kesin. zira futbol takım oyunudur. kalıbımı basarım ki messiyi ronaldoyu getirin koyun dünkü galatasaraya onlar da hiçbir varlık gösteremezdi. belki esktradan bir iki adam çalımlarlardı o kadar. keza messinin barcelonadaki oyunuyla arjantindeki oyununu kıyaslayın ne demek istediğim biraz daha net anlaşılacaktır.
dün podolski sahada yoktu diyor arif erdem, top onun olduğu bölgeye geldi mi arif efendi, top oraya gelse de adam senin topçuluk zamanındaki gibi beceriksizlikler yapsa tamam. ama top oraya gitmedi, "o zaman gelsin defasntan top çıkartsın" diyeceksin, onu yapınca da "gelmesin ne işi var o golcü gol atsın" diyeceksin. zira maksat bağcıyı dövmek olduktan sonra her türlü dayak yiyor adam.
mesele şu ki antrenör, futbolcu, spiker, yorumcu, yönetici, sağlık ekibi, kısacası futbolun her alanında %10'luk bir istisnaya sahibiz, o %10 dışındakilerin alayı futbola zarar vermekten öte gidemeyen, duruma göre yorum yapıp polemik yaratmaktan başka bir halta yaramayan, her durum karşısında farklı yorum yapabilen, omurgası olmayan insanlar topluluğudur.
futbolcusun sen futbolcu kal. ömer üründül seviyesinde konusmana hic gerek yok arif erdem. hele ki ali ece yanındayken kahvehane tadında, futbol endüstrisi hakkında düz mantıkla konusman hakikaten çok gülünç (ki ara ara güldüler zaten)