refii cevad ulunay'dan, "eski istanbul yosmaları" ve "eski istanbul kabadayıları" adlı kitapları muhakkak okuyun. cumhuriyet öncesi dönemin arka sokaklarını ve argosunu çok güzel anlatıyor.
Amerikan propagandası içermesi Vs ayrı mesele ama her zerresinden kalite akan çok güzel bir filmdi.
Siyasi meseleler, özellikle yakın tarih siyasi olayları zerre kadar ilgimi çekmez, patlarım sıkıntıdan. o yüzden başlarda bi "kapatsam mı lan?" dedim, bunu düşündükten çok kısa bir süre sonra film beni yakaladı, soluksuz izledim. gerginliği bana bu kadar yüksek yaşatan diğer film için (bkz: telefon kulübesi).
Ağır bir şekilde Abd propagandasına maruz kalacağımı bildiğimden bugüne kadar izlemediğim bir filmdi argo ama sonunda dayanamayıp izledim ve biraz haksızlık yapmışım zannımca. Hollywood ne kadar izin vermişse o kadar propagandadan kaçınmışlar. Özellikle filmin introsunda o tarihteki olayları anlatırken üstüne basa basa abd'nin iran'da ki devrim olaylarından asıl sorumlu taraf olduğundan bahsediliyor. Bence bu söylemden bile filme şans verilmeli. Ama gerisi malum tahmin edebileceğiniz üzere canavar militanlar, nefret dolu halk, sanata karşı(sansür) zihniyet, totaliter rejime sorgusuz itaat, sokaklarda sallandırılan cesetler ve bunu normal karşılayan insanlar vb... yani anlayacağınız abd sinemasının belkemiği "özgürlük" temasına ters düşen her şey var.
Bir de filmden sonra entryleri okurken bir yazar arkadaş sokak tabelası arkasındaki ibb logosundan bahsetmiş. Bakıp araştırdım harbiden var öyle bir şey. Filmin türkiye'de çekildiği zaten çok malum ama bu kadar da insanın gözüne sokulmaz. Ayrıca film 2012'de Oscar kazanmış. Tam da arap baharı'nın en tepe noktada olduğu yıllar. Tesadüfün de böylesi gerçekten.
Son olarak filmde iran'dan türkiye hava sahasına girerken uçaktaki alkol yasağının kalkması ülke olarak her ne kadar b.ktan bir durumda bulunsakta %100 laik tc duygularımı kabarttı. Beterin beteri harbi varmış gerçekten. Atam iyiki varsın.
