bir çok valinin veya memurların ve yeni başlayan stajer öğretmenlerin görev yeridir. gitmek için gün sayarlar. ama nedense orası vatan toprağı değildir onlar için, çünkü herkes garibandır ve sosyal hayat yoktur. insanların ahır koktuğundan şikayet ederler ama bilmezler ki o kokuyu koklamadıkça onların karınların doymaz. hiç bir zaman isyan etmemiş olan bu vilayet devlet tarafından hor görülerek ödüllendirilmiştir(!)
herşeye rağmen dağlarında hâlâ "önce vatan" yazar ve o yazıya hiçbir zaman halel gelmez.
her yerde gururla savunup anlattığım fakat göçler sonucu gidecek kimse kalmadığı için sadece dört yasında gördüğüm hayal meyal hatıralara sahip olduğum şehir.Çeçil payniri ile meşhurdur tavsiye ederim.
Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesindeki sınır illerinden olan Ardahan,
sınırları içerisindeki Damal Dağları'nda beliren Atatürk silüeti ile
ünlüdür. Her yıl Haziran ayının 15 ile Temmuz ayının 15'ine kadar saat
18'den itibaren Karadağ sırtlarında Atatürk'ün bu silueti net olarak
yaklaşık 20 dakika güneş batımından önce izlenmektedir
il merkez nufusu 15 bindir.23 oteli vardır fakat bunların sadece üç tanesi gerçek anlamda oteldir.şehrin 3 tarafı askeri birliklerle çevrilidir.insanları türkmendir bu sebeple pkk veya benzeri bir terör örgütü etkili olamaz bu güzelim şehrimizde.
ömrümden ömür götüren yer, o kadar sıkıcı ve kasvetlidir ki, il demeye bin şahit lazım istatistiklere göre türkiye nin eğitim alanında sondan birinci olan ili, şehir merkezi kongre caddesi isimli tek bir cadde den ibarettir, birgün görmediğiniz bi tanıdığınızı ikinci gün görebilirsiniz, mecburen selam vermeler sıkıcı yüz ifadelerinden belli olmaktadır.
bu küçük şehir de öğrencilerin durumu çok zordur, şehir dışında olan yüksekokul a gitmeye çalışmaklar, dolmuş şöförlerinin (bkz: çoban ali) şarkıları eşliğinde arabaya tıka pasa öğrenci doldurması cabası, eğer araba bulamazsanız -30 da soğuktan ölebilirsiniz, ki ben donarak ölmüş köpeklere şahit oldum bu şehirde. can sıkıntınızı geçirmek amacıyla (bkz: playstation) yada internet şarttır kendi evinizde.
şehir merkezinde ilçeler arası ulaşımın idare edildiği yazıhane barakadan bozma bir şeydir. ardahanlılar şehiriçi terminali filan der. bu terminalin tuvaleti yoktur. ardahan'a ilk gidişinizse ve çişiniz gelmişse hemen en yakın tuvaletin nerede olduğunu öğrenmek için ardahanlı bi arkadaşınızı ararsınız. arkadaşınız kura nehrinin üstündeki köprünün ayaklarını tarif eder. inanmazsınız,inanamazsınız lakin bir süre etrafı gözlemledikten sonra insanların gerçekten kura nehrinin içine sıçtığına tanık olursunuz.
insanları fakir, gariban, samimi anadolu insanıdır. halkın çoğunluğu türkmen filan değil bildiğin ahıska türküdür. ayrıca şehirde mutruf adı verilen çingenelerle kürtler de yaşamaktadır.
insanlar hayvancılıkla ve kısmen de olsa tarımla uğraşırlar. ne yapın edin bu şehirde döner yemeden gitmeyin.
kışları çok soğuktur. eğer batıdan gelmişseniz siz üç kat kazağın altında tir tir titrerken poşetten kendine ayakkabı yapmış tipiyi hiç iplemeyen çocuklar görürsünüz.
otellerinin kötü bir ünü vardır. derler ki gece ikide kapınız çalınırsa açmamazlık etmeyin.ben şahsen tecrübe etmedim.ardahanlıların yalancısıyım.
trafik sorunu pek yoktur.çünkü şehirde traktör,minibüs ve at arabasından başka taşıt yoktur. özellikle o kadar çok at arabası var ki,at arabalarına plaka takma zorunluluğu getirmişler.
artvinlilerle pek iyi geçinemezler. iki komşu şehir aynı yaylayı kullandığı için sık sık hayvan hırsızlığı veya odun kaçakçılığından mahkemelik olmaktadırlar.
zorunlu doğu hizmeti için memurların kete diye tabir ettikleri bir yerdir ardahan. eğer tercih ederseniz en az iki sene kahvaltıda peynirin ve balın en kalitelisini yersiniz.