ispanyada oynadığı dönemde full takip ederdim gururlanırdık kendisiyle. Başakşehire gidip çürüyeceğine avrupada kalıp bi eric cantona dönüşü yapabilseydi keşke.
galatasaray'ı gerçekten çok sevseydi, şu an olanlar yaşanmıyor olurdu, baktı kulüp karışıyor çıkar açıklama yapar, galatasaray'ı çok seviyorum ama şu şartlarda gelmem kulübe zarar verecek, galatasaray'a zarar vermek istemiyorum derdi. yarım dönem bir kulübe gider, gerekirse kayserispor'da, ankaragücü'nde yarım dönem canını dişine takar köpek gibi çalışır, forma girer, yanlış yaptığı insanlardan çıkar özür diler, bazı şeylerin değiştiğini gösterirdi. herkesin olmasa da önemli bir kesmin bakış açısını değiştirir bir sonraki sene kulübü bu kadar bölmeden gelirdi, vestel manisa'dan geldiği zamanki gibi olurdu.
kendisi şaşırtmadı ve kolay yolu seçti, kapalı kapılar ardında terim'i bağladı. maç öncesi bi tiyatroyla elini öptü, galatasaray'ın yediği golde sevinmedi ve her şey düzelecek sandı. sosyal medyaya da trollerini saldı, arda çok düzeldi, galatasaray'a hiç yanlış yapmadı falan yazdırdı. şu an yaptığı bile yeterince büyük bir yanlış değilmiş gibi. ultraslan'ın tweet'inin arkasına sığınıp, gerçek aşkım falan yazıcağına, kulübün karışmaması için yukarıda yazdıklarımı yapmaması galatasaray'a yaptığı en büyük yanlıştır. (evet orospu renginden bile)
fatih terim'in son dönüşünü hiç istememiştim, içimi ferahlatan tek kısmı ise bu adamın gelme ihtimalinin ortadan kalkmasıydı. geldikten sonra tatsız tuzsuz futbol oynattı, şimdi de arda turan'ı getirmeye çalışıyor. ve eminim ki bir şekilde başarılı olursa buradan gidişi de arda turan yüzünden olacak. (sayesinde demek daha doğru olabilir aslında)
umarım gelmeden, fatih terim'in de gitmesini sağlar da kurtuluruz.
futbolla pek alakası olan bir insan değildim. bu sene ucundan köşesinden takip ediyorum. arada maçlara falan gidiyorum ve bu esnada seneye kombine alayım falan diye düşünürken arda'nın alınması konuşuluyor. hayattaki şansım...