arda'nın sadık bir taraftar tadında oynadığı futbolun para karşılığını almadığı halde galatasaray'dan vazgeçmeyişi bana emre , okan'ı hatırlattı. yönetimin bizim çocuğumuz bize ihanet etmez buna az para versekte sesini çıkartmaz anlayışı arda gibi bir isim içinde devam ederse bu futbolcuyu da kaptırırlar hiç şüphesiz. bu galatasaray için bir övünme kaynağı yerine utanç emsali olmalıdır. ama bizlerde bulunan fakirizm ezikliği bazen fanatizmin bile önüne geçip yanlış düşüncelere yol açabiliyor. aynı tabloyu fenerbahçe tuncay şanlı'da yaşamıştır.
arda'nın 19 yaşında kendini ispatlayamamış bir futbolcuyken uzun süreli sözleşme yapması ve kezman'ın chelsea ve atletico madrid kariyerinden sonra fenerbahçe'ye gelmesi sonucu olusan hadisedir.
futbolculara verilen anlamsız paraların, futbolun hayatımızı ve ekonomimizi işgal eden bir araç olduğunu gözler önüne seren durum. biz daha çok maçlara gidelim, sonra da patrondan zam isteriz iki kuruşluk maaşımıza.
kezman'da bizim için aston martin'iyle bi tur atar etiler'de, fena mı?
gs'nin 300 milyon avro(!) bonservis bedeline sahip bir futbolcuya sahip olmasına rağmen vergi kaçırmasına, peşkeş çekilen bir stada konmasına, hemen hemen her şubesindeki genç oyuncuları aç bırakmasına engel değildir. demek ki neymiş. bonservisle klüp kurtulmuyormuş.