tam yavru olmamakla birlikte ergen kedilerdir. genellikle oyun çağlarına tekabül eder bu dönemleri. citroen, renault, volkswagen'in bazı modelleri ve alfa romeo türü araçlar, şasi yapılarından ötürü bu durum için aşırı risk içerirler. çünkü hem aydınlıktır hem de dışarıdan erişime kapalıdır.
kedi oltası denilen yöntem bu sorunu çözmekte kullanılabilir. ince sicimin ucuna bağlanmış bir et parçası (kokusunun daha tahrik edici olması için hafif kızartılmış olması tercih sebebidir) bir değnek vasıtasıyla dingil üstüne bırakılır ve ipin ucu elde beklenir, ilk sarsıntı geldiği anda, et hafifçe geri çekilir. böyle milim milim tekerleğin yanına kadar getirilir kerata.
sonrası artık, cesarete ve kedilerle olan genel ilişkinize bağlı. birkaç tırmığı göze alınıp enseden tutulabilir (uyanıksanız eldivenle de gidilebilir), ya da önceden hazırlanmış ikinci bir değnek (rulo yapılmış gazete de olabilir) kediyi dürtmekte kullanılır.
ha dalgınlığı götürmez bu iş. kedi çıkmasına çıkar da, etle beraber yuttuğu sicimi kursağından çıkarmak oldukça zahmetli bir iştir, cerrahi müdahale gerektirebilir ciddiyete göre.
boğaz köprüsünden, tem den, e-5 ten geçerken yolun ortasında görülen telef olmuş ve oraya nereden geldiğini anlayamadığımız kedilerdir.
eskiden kediler mart ayında çiftler iki ay sonra doğur mantığıyla yaşardı. bu aralar dünyanın çivisinin çıkmasından mıdır nedendir bilmem; memleketimde sürekli bir yavru kedi yoğunluğu var.
yavru olmalarından mütevvellit üşüdüklerinden midir; yoksa kuytu köşeye saklanmak hoşlarına mı gidiyor bilemiyorum ama tekerlek üzerlerine, motor kapaklarının içine, egsoz borusunun üzerine yerleşiyorlar.
bugün de işyerimin kapısındaki yoğun miik miyav miyk gibi seslerin sahibini ararken şu anda yanımdaki sepetin içinde uyuyan kediyi, motor kapağının içinde motorla bağlantı kabloları arasında sıkışmış şekilde bulduk.
diyeceğim o ki; sevseniz de sevmeseniz de minik bir varlığa zararınız dokunmasın isitiyorsanız, arabaya binmeden tekerleklere ayakkabınızın burnuyla hafifçe vurun, motordan kedi sesi geliyor mu bakın; ön kaputa bir vuruverin. o da can.
