araçla seyir halindeyken çarpışmanın kaçınılmaz olduğunun anlaşıldığı andır. o an insanın aklından şoför mahalinden çarpıp yandaki yolcunun çarpışmanın etkisiyle sıkışmasını önleyerek hayatını kurtarmak dahil milyonlarca şey geçer ki, alakasız olanların da bulunduğu bu düşünce silsilesi içinde en önemli olan iki şık; gaza basıp direksyonu kırmak suretiyle hamle yapmak veya frene abanmak arasındaki tercih meselesidir. hangisini tercih ederseniz edin çarpılacağın anlaşıldığı o an en iyisi en başta doğru tercihi yapmış olmak ve emniyet kemerini takmaktır. sonrasında kaskonuz da varsa durumdan maddi olarak da etkilenmez konu hakkında sözlüğe entry dahi girebilirsiniz. takın emniyet kemerlerinizi.
çok ama çok çaresiz bir andır. genellikle dangalak kural tanımaz, direksiyon hakimiyeti kötü olan şöförlerin sizi kaza yapmaya ittiğ anlardır. yok öyle bir dış etken yoksa o dangalaklığı siz yapmışsınızdır.
o an dudaklardan dökülen bir kaç parça küfür ve karşıda ki hatalı kişiyi yesem doymam gibi bir ruh hali. bi de normalmiş gibi inip: pardon, demeleri yokmu kafa göz dal. neyin pardonu arkadaşım biraz dikkat yaaa.
kazanın nasıl olduğunun farkına varmazsınız, hiç bir şey düşünemezsin, bir kaç dakika sonra biraz kendinize geldiğinizde üstünüze bakarsınız herhangi bir kanama var mı diye, daha sonra dışarı çıkmaya çalışırsınız.
'Bitti herhalde' denilen andır.. Her şeyin bittiğini, öleceğinizi düşünürsünüz. Ve hatta ailenizin film şeridi gibi tek tek gözünüzün önünden geçtiği olayı kesinlikle doğrudur. Çok kısa, 3 saniyelik bir olay fakat aracın sarsıntısı bitmek bilmez size göre, sarsıldıkça bi darbe daha gelecekmiş de sonunuz olacakmış gibi hissedersiniz.
eğer büyük bir kaza yapmış olursanız sonucunda aynı kazayı tekrarlamak istersiniz şamar oğlanı misali. uçurumdan uçup, 16 kırılmış kemik 790 dikiş izi ve iki hafta komadan çıktıktan sonra kazayı yaptığınız yere gidip kendinizle gurur duyarsınız.
Her şey bir anda olur ancak ağır çekimde izlersiniz. Buda nasıl oluyor anlamış değilim açıkcası, kafa karıştırıcı bir olaydır insanı böyle mal eder işte.
