araz

entry22 galeri0
    22.
  1. 21.
  2. Kendi zatıyla kaim olmayana denir.
    5 ...
  3. 20.
  4. Felaket anlamında kullanılır genellikle.
    0 ...
  5. 19.
  6. Koskoca antonio banderas'ı bile duygulandıran kitap.
    9 ...
  7. 18.
  8. 17.
  9. lil ile akan nehir, aras nehri'nin azeri lehçesinde söylenişi.

    Play
    Current Time 0:00
    /
    Duration Time 0:00
    Remaining Time -0:00
    Stream TypeLIVE
    Loaded: 0%
    Progress: 0%
    00:00
    Fullscreen
    00:00
    Mute
    Playback Rate
      1
      Subtitles
      • subtitles off
      Captions
      • captions off
      Chapters
      • Chapters
      The video could not be loaded, either because the server or network failed or because the format is not supported.

      0 ...
    • 16.
    • ruhsal marazlara neden olabilmektedir ya da ruhsal marazlar da arazdır aslında.
      1 ...
    • 15.
    • uzun zamandır dağılmıyordum böyle. sağlam bir şiir.
      1 ...
    • 14.
    • 13.
    • ilk hecedeki "a" sesinin uzatılarak: "aaraz" şeklinde telaffuz edilmesi gerekir.

      (bkz: emare)
      (bkz: belirti)
      (bkz: semptom)
      0 ...
    • 12.
    • * "kısa hayatlara uzun cümleler kurardık..."

      * "bir gün gidersen beni 'kaldığına' inandırarak git. ben ancak, gitmediğine inanarak yaşayabilirim. çünkü seni beklemek için önce gittiğine inanmam gerek..."

      * "yalnızlığa en büyük düşman senin yokluğun. varlığını inkar edecek bir yokluk, yokluğunu yok sayacak bir varlık yok. ben seni unutmak için sevdim! hatırlamak için nefret ettim. sen beni sevmek için unuttun! nefret etmek için hatırladın..."

      * "ayrılığı seçtin mi herşeyi götüreceksin yanında.geriye hiçbirşey kalmayacak. söylenmemiş sözler kalmamalı bıraktığın yerde... ki ben en çok onları duydum... gittin mi adam akıllı gideceksin. hiçbir özlem kalmayacak dönüşleri emziren. demem o ki dönecekmiş gibi gitmeyeceksin. büyük git gideceksen, uçsuz bucaksız, dursuz duraksız git. telefonun numaraları sesime düşmemeli, yolların yoluma değmemeli. hiçbir anıya, hiçbir dizeye, hiçbir şarkıya yenilmemeli ayrılık. şiirler okununca unutulmalı,hasret dokununca uyutulmalı. gece inmişken ayak parmaklarına kadar yahut gün doğarken, yatağının diğer yastığındaki boşluk tecavüz ederken gözlerine, ne bileyim tek başına yiyeceğin sofrana iki kişilik servis açtığında susacaksın, duracaksın... gitmenin hakkını vereceksin. ayrılık gurur duymalı seninle. gidersen, sözün ayaklarına geçmiyorsa, ayakların yakınımdan geçmeyecek! ayrılığı seçtin mi büyük olacak ayrılık! ayrılığı seçtin mi?.."

      * "ne kadar haykırsan; o kadar sağırım bilesin. ayrılığın önsözündeyiz daha... bir kaç sayfa okudukça, bir önceki sayfaya dönülen bu garip kitabı bitirdiğimizde, gençliğimiz pılını pırtısını toplamış olacak. avazımız çıktığı kadar susacağız..."

      * "-ne alırdınız?
      +biraz yalnızlık ve biraz da sessizlik alayım. getirirken dökmeyin, mutsuzluğum eksilir..."

      * "bir adımda bin uçurum, bir uçurumda en gizli yakınlığı saklarım, ta ki sen seslenmekten, ben sakladığımdan gelene kadar..."

      * "anladım. ihanete uğrayan hiçbir aşk, uğratanını terk etmiyor..."

      * "ölüme el uzatmak bellerdim aşkı, boğulmanın dalında."

      * "intiharlardan ölümsüz, ihanetten ölümlü yüreğim, senzede acılarla küçüldü yine; bu gece, dün gece, gecelerce..."
      1 ...
    • 11.
    • --spoiler--
      oysa sen
      melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin
      ve kendini acıtmak istiyorsun
      ama güller kendine batamaz
      bilmiyor musun
      --spoiler--
      0 ...
    • 10.
    • Pek duygusal bi insan değilim, öncelikle bunu belirterek yorumda bulunuyum.
      1-Aşk mektuplarında bir yerden sonra hep koptum onlar nasıl benzetmeler nasıl tabirler helal olsun daha o kadar edebi yönüm olmadığı için pek anlamadım ama güzeldi
      2-Üniversite'de yaşanan yılları kısada olsa çok hoş anlatmış bu duygusuz insan bile duygulandı durdu düşündü,Kendi Araz'ını-ilerde anlatabileceği üniversite anılarini..
      0 ...
    • 9.
    • romandan bir bölüm...

      ... "biliyor musun; umarsız bir yıkımdı gidişin. Liman boyu uzanan iç kanamalı bir suskunluktu bizden geriye kalan. Oysa bilmeliydin; bütün bir hayatı ürpererek yaşama cesaretiydi aşk. Ve yola çıkıldığında göze alınmalıydı aşkın adressizliği. Sen bir tepeden masal gibi geldiğinde gözlerime, ben kendi masalımı terk edip, gözlerine benzeyen bir deniz seçmiştim kendime. Bana aşkı öğretmişsen yorgun, terli bir tepede; bırak isyanım tam olsun yüreğimin sessizliğindeki kıyamete... bilirim sen kendince bir hayatı onarmaya düşkünsün. Onarmak içinse gidişin; sen önce seni affet. Adına mavi dediğin çoğul eksikliğinde... bazen seni affedebiliyor muydun, beni ağladığında?
      Bilirsin; ben ki kabilesiz bir savaşçı. Senden aldığım bütün anlamları sana geri verdim. Bir "içim"; kaldı ben de, bir de aklımın aldanmışlığı. Haklısın sende bensiz sularında elbet denizi aşmış bir okyanus telaşı yaşanacaktı. Bağışla sözlerimi. Bağışla gözlerimi. Dahası yok, fazlası az... bazen terk edip gidebilmeli bu şehri kendi çaresizliğinde. Bazen inceldiği yerden kopmalı hayat. Neyse! Sen benden ötede, ben senden uzakta... ne kadar çok "vardık" oysa ne kadar çok kaybolurken bile... karşımda yorgun bir adam var şimdi; özleyişlerini reddetmek uğruna yorgun düşmüş bir gemi... bu gemi nereye gidiyor usta... içim boş, gemiler boş. Bu gemi nereye gidiyor usta...
      Bir romanı bitirmiş gibiydi sustuğunda. Bende sustum onunla. en iyi yaptığımdı susmak. Uzun bir sessizliğin sonrasında "susuşlarımızda sen benim susuzluğumu dindirecek yağmurunu bulamadığını sandın, ben senin yağmurunu yağdıracak o bulutunu. Oysaki yağmur bulutta saklıydı, bulutta yağmurda. Susmasaydık bulacaktık" dedim.
      Neden geçmişin muhasebesini yapmaya başlamıştık bilmiyorum. Son sözleri iyice içime oturdu. "Bana bir kere susma hakkı verseydin, sana neler söylemeyecektim! Oysa sen hep payına susmaları aldın, bana ise hep sessizliğin ezeceği vakitlerle savaşmalar kaldı. Evet! susmak birilerini hep konuşmaya mahkum etmekti. Ve en çok konuşan en fazla hata yapandı her zaman. En çok susanın hep haklı kaldığı gibi... Sessizlikten korkan birine sessizlik dayatmak (hem de bir lütuf, bir armağan gibi) işlenen en haklı suçtu. Sen tüm suskunlukları kimseye bırakmayacak kadar bencil, herkesi suskunluğuna özendirecek kadar cömerttin. Sana söylenenlerle, sana anlatılanlarla herkesin sırrını bildin ama kimseye bir şey söylemedin. Oysa izin verseydin benimde sana söylemeyecek ne çok şeyim vardı. insanları sadece dinleyerek böyle çıplak, böyle savunmasız bırakmayı nerden öğrendin? Başkalarına ait bunca sırrı taşımak seni neden hiç yormadı? Sen en çok bana sustun; ben en çok sana konuştum. Sana benzemeye başladığımdaysa, bende içimi susarak döktüm. Yoksa içim dökülecekti. Susacak hiçbir şeyin kalmadığında ise içindeki sessiz diyaloglarla benden çekip gittin.
      Meğer susmak, insanın içiyle konuşmasıymış. Geç fark ettim!"
      3 ...
    • 8.
    • aynı zamanda sanatçı neslihan'ın cine5'de katıldığı bir programda anlattığına göre, kahraman tazeoğlu'nun araz adlı romanını ve şiirini okuduktan sonra yazara ithafen yapmış olduğu bestenin adıdır.
      0 ...
    • 7.
    • Kahraman tazeoğlu şiiri.

      ARAZ

      "Yalnızım çünkü sen varsın"

      "gel" desen gelirdim
      gittiğin uzakta bendim
      dağ gibi bir ihanetten düştüm
      bu kendime son gelişim

      ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime
      kendimi suçüstü yakalıyorum
      ve kentsizliğimin isimsizliğini
      Araz´a uyak düşüyorum
      gözlerime senden düşler sürüyorum
      ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor
      bana en büyük tehdit yine ben oluyorum
      sonra bir durağa yaslanıyorum
      sonra bir kente
      ve sen gidiyorsun
      ben kanıyorum
      diyorlar ki "kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun"
      oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun

      yorgun Haliç´e biraz inat
      biraz ihanet bırakıyorum
      ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum
      aklıma düşüyorsun
      düşüyorum
      düşünce
      üşüyorum
      azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum
      ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum
      yalanlarımla bir hiçlikteyim
      beni içinden kaç

      bu kentte her yağmur kendini ağlar
      aklıma düşsen yalnızlık oluyorum
      ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir
      nerde kimi üşüyorsun
      artık kendini yakan bir ateşim
      kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz
      şimdi boş duraklara yaslanıyorum
      boş kentlere
      oysa "gel" desen gelecektim

      gün düşlerime dönüşlerimde
      bakışın içiyor beni gözlerimden
      gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara
      uzaklığına uzanıyorum
      sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden
      ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan
      yıkılıyorum şarkılara
      "kimseler biliyor"
      yalnızlık dostumdu
      şimdi korkum oluyor
      oysa "gel" desen gelecektim

      artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor
      güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik
      göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan
      kendimi yitirdikçe sana gidiyorum
      göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum
      düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum
      uysal yalnızlıklar satın alıyorum
      gülüşümle ödeyerek
      ve içimde yalancı bir katil taşıyorum
      yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma
      cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben
      kirli sözlerimi temize çekme
      oysa "gel" desen gelecektim

      gözlerim ihanete ihbar taşıyor
      kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına
      sözü namluna sürmelisin şimdi
      en yaralı yanımdan vurmalısın beni
      çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır

      avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum
      ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam
      susuşuna kan döküyor gözlerim
      sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun
      oysa bilmelisin Araz´ım
      kimsenin içi görünmez
      ve hiç bulamadıklarını
      asla yitiremezsin
      bak şimdi aramızda sessiz kalıyor
      söylenecek bütün sözler

      her sabah akşam oluyorsun
      alnından ellerine damlıyorsun
      yüzündeki yağmurla iniyorsun kente
      içine dert oluyorsun kentin
      dışına yağmur
      yüreğinde dağılıyor kristal şehirler
      duvarların kan öksürüyor
      ve sen
      başkalarının gözlerini
      yüzümde aramamayı öğreniyorsun
      beni bir durağa yaslıyorsun
      beni bir kente
      gidiyorsun
      oysa "gel" desen gelecektim

      susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın
      en susmakta neydi öyle
      sen en dinlerken
      biliyorum Araz´ım
      insan kendini bulmamalı, hep aramalı
      gittiğin yerden başlıyorum öyleyse
      gece cinnetlerimi de alıp yanıma

      denize bakmayı bilmeyenler
      bir gün mutlaka boğulur
      işte bundandır gözlerinden kaçışlarım

      siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı

      ben şimdi gurbetim
      içimde taşıyorum
      heba olsa da senlerce yılım
      oysa "gel" desen gelecektim

      ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep
      ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden
      şairler ölüdür derler
      inanmıyorum

      en karanlık ceketimi giyiyordum
      ışığa kördüm çünkü
      şimdi ise güneşe ilerliyorum
      dirilmek için

      kimliği paslanıyor eski bir anarşistin
      gecenin kör gözünden utanıyorum
      hadi bana en militan kelimelerle saldır
      batır içime cümlelerini
      beyhude bir dehşet bırak
      hak ediyorum

      gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime
      can kaybından ölüyorum
      cenazemde namaz kılacağım
      zan altındayım
      yalanıma inanıyorum

      yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan
      kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin
      kinim kendime
      susuşum sana
      küsüşüm tüm dünyaya

      üstü kalsın ihanetimin
      "gel" desen gelecektim

      yine bir tren geçiyor içimden
      sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı
      saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor
      görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum
      hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede
      sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan
      süsle beni ey aşk
      geçtiğin yerleri öpüyorum

      yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum
      dişlerindeki nikotin tadı terkimde
      sirenler ve ateş hatları içip
      sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden
      ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla
      yasadışıyım
      tutukla beni gözlerimden

      kalemim bitti yitirdi şiirini şuur
      öldü kanımdaki mürekkep balığı
      solumdaki sise intihar etti intiharlar
      bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek
      yaşamak için geç bir zaman
      ölmek için ise erken

      çok davullu bir senfoni sürçüyor
      dikiş tutmaz ayrılığımda
      kirpiğinden yapılma bir darağacına
      geceyi asıyorum
      yoksun
      bu yağmurlar ıslatmıyor beni
      bir durağa yaslanıyorum sensiz
      gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum
      "gel" desen gelecektim oysa

      kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor
      şimdi herkes biraz sen biraz acı
      göğsümde bir vagon
      gizli sözler batıyor
      fırtınalar çıkıyor üstüme

      şakağımda
      intihar acemisi bir şairin
      delilik provaları
      arkandan uluyan kapılardan
      söküyorum kokunu
      yokluğunu kokluyorum
      yokluğunu yokluyorum

      çöz gözlerimi senden hadi
      ücranda yak bakışımı
      gözlerine bekçi sevdam
      dünden ve senden kalmayım

      içine her düşen
      kendi keşfi sanıyor seni
      oysa sen
      melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin
      ve kendini acıtmak istiyorsun
      ama güller kendine batamaz
      bilmiyor musun
      "gel" mi diyorsun

      herkes kendi gördüğüne bakar
      peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz
      kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu
      hadi en kanadığımız yerden susalım
      "gel" desen gelirdim
      "git" dedin ve gittin

      Aşka...
      Rüzgara...
      Ayrılığa...
      Zamana...

      eyvallah..
      8 ...
    • 6.
    • Neslihanın defalarca dinlemeye değer şarkısı..

      Neslihan - Araz
      Araz...
      Duyuyor musun beni?
      Kapılar açık hadi gönlümde uyu biraz

      Araz...
      Görüyor musun beni?
      Dünyamı senin gibi hiçbir göz dolduramaz

      Araz...
      Kaç çığlık biriktirdim içimde
      Kaç defa kaçtım insanlardan
      Sessiz uzayan sokaklara bak

      Araz...
      Yağmuru bekliyorum biraz
      Belki söndürür volkanımı
      Belki dindirir içimdeki lavları

      Yürüyorum yavaş yavaş sana doğru
      Sessiz ve sakin olmaya gayret ediyorum
      Boğuk doluyum bir kuş sesine ağlarım sokaklarda
      Ceplerimde sen varsın tükenmem ben zenginim

      Araz...
      Kaç çığlık biriktirdim içimde
      Kaç defa kaçtım insanlardan
      Sessiz yolcusuz duraklara bak

      Araz...
      Yağmuru bekliyorum biraz
      Belki söndürür volkanımı
      Belki dindirir içimdeki lavları

      Araz...
      Adını taşlara mı yazdılar?
      Dört harf dünyamı doldurdu
      Söyle mermerde ne arar?

      Araz...
      Kapılar aralanır adından
      Çıkmaz kapalı sokaklarda
      Bir sen yeniden yol olursun bana
      2 ...
    • 5.
    • -uçmak düşmeyi göze almaktır.
      -denize bakmayı bilmeyenler bir gün mutlaka boğulur
      -oysa sen
      melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin
      ve kendini acıtmak istiyorsun
      ama güller kendine batamaz
      --spoiler--
      http://www.youtube.com/watch?v=k7gmL9aNxAY
      --spoiler--
      2 ...
    • 4.
    • a ska
      r üzgara
      a yrılığa
      z amana eyvallah...

      tanışma fırsatı bulğum çok şeker bir yazar. şiirleri çok etkileyici.

      "bir zamanlar sana en yakın kadar uzaktım, şimdi ise en uzak kadar yakınım."
      2 ...
    • 3.
    • 2.
    • kahraman tazeoğlu'nun 2005 yılnda çıkarttığı ilk romanının adı.
      1 ...
    • 1.
    • belirtinin bir diğer söylenişi
      1 ...
    © 2025 uludağ sözlük