arapçanın kaba bir dil olduğu gerçeğini savunan ve bu başlığı açan yazarın eski arapça metinlerini incelememiş, hatta hayatında ezandan başka arapça birşey duymamış olduğunu düşünüyorum.öyle bile olsa ahengi uyumu nasıl görmezden gelir.. arapçayı ezandan ibaret sanan küçücük beyinler.kuranda bakara suresinde olan bir ayet var ya hani, allah onların kalplerini gözlerini ve duyuşlarını mühürledi diye.onu bir de orijinalden dinleyin de ahengi uyumu duyun hissedin de sonra düşüncesizmişim ben hissine kapılmayın
öncelikle gerçek değil, kısıtlı hoşgörü ve iq ile oluşturulmaya çalışılan önermedir. özellikle vahyin geldiği dönemde edebiyat alanında zamanının kullanılan dillerinden oldukça ileri seviyede olan bir dildir. kabadır, demekle kaba olmayan dildir. ezandan rahatsız olan ve çevresinde bu konudan muzdarip bir çok kişinin bulunduğu söyleyen arkadaşa sormak lazım gelir sizin mahalle türkiye de mi israil de mi diye?
dili kullanan insanlar hasebiyle belki birazcık doğru olabilir.
bu birazcık doğruluk payını da geçenlerde gittiğim halep gezisinde şahit oldum. kapalı çarşıdaki kalabalıktanbir an önce geçmek isteyen taşıyıcı çocuğun yüksek bir sesle bağırıp 'vara varaa' tarzı bir şeyler söylemesi ve o kadar insanın bu bağrışa hiç tepki vermemesi üzerine bu düşünceye kapıldım. hatta kendim de çarşının orta yerinde yine epey yüksek bir sesle '' am yok mu am'' diye bağırdım ve hiç bir tepki almadım. demek ki buralarda böyle diye düşündüm. konuya bağlayıverin bi zahmet.
beğendiğin dilleri en fazla 60-70 yıl konuşacaksın ama Arapça'yı son nefesini verdikten sonra sonsuza dek konuşmaya başlayacaksın, bence kaba deme sonra sana hatırlatırlar.
dilin kendisinden çok daha fazla o dili kullananların kullanma şekli ile alakalı olaydır. sokaklarda toplu taşıma araçlarında kapalı mekanlarda bağıra bağıra telefonda veya 20 cm ötendeki insanla konuşursan mutlaka ki kaba gelecektir etrafındakilere.