Yaşın kaç acaba ben onu merak ediyorum. Ama harekelerin kelimelerin anlamlarını değiştirdiğini bilmeyecek kadar ya küçüksün, ya da cahilsin. Umarım küçüksündür, cahil isen işimiz daha zor.
Harekeleri olmadan bir kelimeyi o cümleye göre okuman lazım. Ama siz okuduğunuz kitabın kelimelerinin anlamını bilmediğiniz için dümdüz okuyorsunuz. Eğer kuran okurken de bir kelimeyi olması gereken anlamdan başka bir şekilde okursanız bu da kuranı değiştirdiğiniz anlamına gelir o daha kötü bir durum.
Araplar kelimenin anlamını bilip ona göre cümleyi anlayıp Harekesiz kelimeleri o anlamına göre kendileri kafalarında "ulan bu e dir bu i dir" diyor, sen kelimenin anlamını bilerek mi okuyorsun?
Burada sana Arapça dersi vermek isterdim ama ateist birisinden inandığın dinin dilini öğrenmek gururunu kırar düşüncesiyle yapmıyorum.
(#38874669) keşke sana Suudi Arabistan dan bir tane kuran getirebilseydim. Değil tüm kitabı, tek bir kelimesini doğru şekilde okuyabilecek miydin merak ediyorum.
Oğlum sallamayın milyonların hemde zengin milyonların konuştuğu dil azıcık kafası olan öğrenir parayı cukkalar. Sırf istanbulda bip minibüs alıp arap aile gezdirse aylık 20000 tl köşeye atar.
bütün arap ülkelerinin resmi dili arapça olarak geçse de bunlar her ülkede aynı arapça değildir. öyle ki bazen iki diyalekt arasında iletişim kurmak imkansızdır. örneğin bir ıraklı ve bir faslı ne kadar götlerini yırtsa da birbirlerini anlayamaz.
msa* dediğimiz dil standart arapçadır ve bütün arap ülkelerinde öğretilir. ayrıca arapların günlük hayatta kullandığı arapçadan epey farklıdır. gazeteler, televizyonlar, bilgisayar oyunlarına dil desteği vs. gibi şeyler bu dil üzerinden olur. yani anlayacağınız adamlar kendi dillerinde yazılmış şeyleri okuyabilmek için kendi dillerini öğrenmek zorundalar* sırf bu nedenden dolayı bana göre bu diyalektler ayrı diller olmalı. örneğin tek bir dil olarak arapça yerine, arap dilleri olarak suriyece, lübnanca, suudice gibi dillerin olması bu insanlar için daha kolay olur. nasıl ki rusça, lehçe, çekçe gibi diller "slavcanın diyalektleri" olarak kabul edilmiyorsa bu diller de arapçanın diyalektleri olarak kabul edilmemeli.
almanca "elf" 11 sayısına tekabül ederken arapça "elf"1000 demektir.
şimdi böl bakalım 1000 sayısını 11'e, ne çıktı:90,9 aslında devirli bir sayı ve 91'e yuvarlanabilir. yüzde 50 + 1'in yeterli geldiği düşünülüp 91'den çıkarılırsa kırk yapar!
a dili b dili ile ittifak yaparsa c dili ortaya çıkar. peki bunun kaçta kaçı d ve e'dir? bu hesapla ne yapılmak istendiği ve nereye varılacağı an itibarıyla belirsizdir. cepte bulunsun diye eklenmiştir.
not: doğru düzgün bilmediği dilde yazmaya çalışan biri anlayamamış. isterse, ismin bulunma halini kullanarak ve ticaret yapanların "bilicek"lerini iddia ettiği yöntem ile kendisine türkçe ve arapça konusunda yardımcı olabilirim. bunu hiç anlayacağını sanmıyorum, ben yardımcı olana kadar "tercuman" tutması gerekebilir.
milliyetçi ya da ırkçı değilim. faşist hiç değilim. ama arkadaş bu ne kadar kötü bir dildir ya? bakın ben yabancı dillere özellikle ilgisi olan biriyim ama ne zaman arapça duysam bir tiksinti duyuyorum. ne bileyim artık ben mi ısınamadım yoksa normalde de mi kötü bir dil orasını bilemeyeceğim.
öğrenilmesi ingilizceye göre zor olan (genellile türkiye`de verilen arapça dil eğitimi ve türkçe yazılan arapça gramer kitapları söz konusu olunca), konuşma dili olarak değişime uğrayan, başka dilleri etkilemekle birlikte başka dillerden de etkilenen sami dili. yazı dili standart ve geneldir ancak konuşma dili ülkeden ülkeye birtakım farklılıklar gösterir.
mesela "şu, wein, bedd, kif..." gibi kelimeler sadece levanten (lübnan, suriye, filistin, ürdün) lehçesine,
"eih, fein, izey, ayze, keda" gibi kelimeler ve c`nin g şeklinde telafuz edilmesi mısır lehçesine özgüdür.
gırtlak yapısından dolayı bazı seslerin zor telaffuz edildiği dillerden biridir.
ayrıca birçok arapça şarkı yukarıda örnek olarak gösterdiğim 2 ayrı diyalekt ile yazılmış ve söylenmiştir. bu durum büyük ölçüde günümüzde de devam etmektedir. bunun nedeni lübnan ile mısır`ın büyük ölçüde kültür-sanat alanında etkili olmalarıdır. bunun dışında cheb khaled gibi cezayirli, saad lamjarred gibi faslı bazı isimler kültür-sanat alanınca ön plana çıkmaya başlayınca bu alanda magrip diyalekti kısmen de olsa yerini almıştır.
cumhuriyet sözcüğü, Arapça kökenli olmasına rağmen ilber hoca'nın söylediğine göre Türkler tarafından türetilmiş.
Bu gibi Büroktarik kelimeler yönetici zümre olan Türklerin meydana getirdiği kelimelerdir. meselâ, vatan kelimesini bugünkü anlamıyla ilk olarak Türkler kullanmış. Vatan kelimesi bir arap'a gençliği , etrafı ve hayatı gibi şeyleri ifade edermiş. ülke anlamında vatan kelimesi de bizim icadımızmış.
Bir rivayete göre konuşulması en zor dildir. Murat bardakçı "kaf" harfinin bir tonunu, arap olmayan birinin asla çıkaramayacağını söylemişti bir keresinde. Yani istersen Arapça profesörü ol, o vurguyu ve o tonlamayı ana dili arapça olan birisi gibi çıkaramazsın. Ayrıca çok ahenkli bir dil. aynı harfleri aralarına çeşitli kombinasyonlarla ünlüler ekleyip farklı farklı anlamlar çıkarabilirsin. Örnek vermek gerekirse: "la ilahe ilallah" cümlesi, birkaç harften oluşmakta. Ancak harfler arasındaki kombinasyonun uyumu müthiş. inançsız bir insan olarak söylüyorum bunu. Araplarda sözlü edebiyatın gelişmiş olması, böyle avantajı olan bir dille şaşırtmamıştır. Nitekim kuran'ın o ahengi, Müslümanların dinlerken iç huzuru bulması da tanrının bir mucizesi değil, bu estetiklik sayesindedir bana göre.
konuşma dili oldukça kulak tırmalayıcı, rahatsız edici bir dildir. eskiden yoktu ama artık suriyelilerle takılıp pratik etme şansınız var. kelime hazine genişliği dilin yapisindan kaynaklidir. ama bu avantaj değil dezavantajdir. O kitap , kutub, katip kelimesi aynı şekilde yazılır arapça da ama farklı okunur. fakat hangisi, çık cikabilirsen işin içinden. herkes bu yüzden kafasına göre söylem uydurabilir çünkü sesli harf yok. bir ülkede ebubekir ismi başka ülkede ebubakar olabiliyor. bu mu zenginlik! yalnız klasik arapça farklı orda sesli harf olayı var ama çoğu arapta klasik kuran arapcasinin az kısmını bilir. çünkü bunlar halkı cahil bırakmış . klasik arap zihniyeti bir şeyi sadece kendisi bilsin ister edebiyatçısi bile öyle sadece bilelim ki halk bize muhtaç olsun kafasında gitmiş. O çok zengin dediğiniz kelime hazinesine vakıf olanlar sadece arap edebiyatcilaridir. günlük yaşam dili halas, ene, ente, şubittak, şubittek, yallah şebaptan öte değildir. değinmeden gecemiyecem hiç bir dil kutsal değildir. bu dil kutsalsa ibranice de kutsal olur. ama onu kabul etmezsin dimi! birde dikkat edici bir hususa daha degineyim niyeyse türkçede çok arapça kelime var densede ne arap türkü, ne de türk arabi anlar. fakat niyeyse kürtler arapçayi türklere göre daha iyi anlıyor!