ana dilimdir, çok güzel ve şiirsel olduğunu düşünmekteyim. Hami-sami dil ailesinin sami kolundadır. arabiyyet-ül fushâ (yani düzgün arapça) olarak ifade edilir. alfabesi 28 harftir, bu harfleri oluşturan 17 temel şekil vardır. bi de bunun standart arapçası vardır o da kuranı kerim dili olan arapçadır. bu standart arapça arap ülkelerinde resmi dil değildir fakat o ülkelerde okumuş her insana okulda standart arapça da öğretilir. düzgün arapçada bölgeden bölgeye konuşma farklılık gösterir bu yüzden farklı bölgelerdeki araplar anlaşabilmek için standart arapça konuşur.
Arapca bilmek icin "ma ismuke? ila eyne? Ehlen ve sehlen. Ma umruke?" Gibi belli basli kaliplar ve bunlarin karsiliginda verilen cevaplar yeterli geliyorsa soyleyecek sozum yok.
türk'lerin asiri derecede saygi gosterdigi, el ustunde tuttugu dil. ayrica araplara da cok saygi gosterirler. sanki secilmis bir millet gibi bakarlar araplara. yanlis seyler tabi.
arada bir elmanin icinde, peteklerin, dağın, koyunun uzerinde kelimeleri ortaya cikar.
öğrenimi son derece zor olmasına rağmen günümüz ilahiyat fakültelerinde, özellikle köklü olanlarında, son derece kaliteli bir şekilde öğretilmektedir. arap devletlerinden getirilen öğretim üyeleri; hazırlık sınıflarında fonetik, konuşma gibi derslere girerler. böylece öğrenciler kulak aşinalığı ve pratik kazanıp, ezberci yöntemden de kendilerini bir nebze korumuş olurlar.
Bu dilin konuşulduğu coğrafyanın en doğusundaki ırak ve en batısındaki fas'da iş icabı bir süre çalıştım. Fas'lı bir insan ırak'lının konuştuğunu çat pat anlasa da ırak'lı bir insan fas'lıyı neredeyse hiç anlayamaz yani arapçanın yöresel lehçeleri vardır fakat temel seviyede resmi okullarda gösterilen fasih ( kuran ) arapçasını görmüş iki farklı ülkedeki insan fasih arapçayı konuşabilir. yani en azından ilkokul mezunu olsa bile konuşur fakat köyünden dışarı çıkmamış okuma yazma bilmeyen adamlar kolay kolay konuşamaz. Bu ülkelerde ve tabiki istanbul'da da arapça konuşanlarda dikkatimi çeken temel özellik anadolu insanına göre çokkk fazla konuşmaları ama öyle böyle değil salise susmazlar konuştukça konuşurlar, hem öyle şiddetli ve etkili konuşurlarki kavga edecekler zannedersiniz, özellikle taksilerde dikkatimi çekiyor kim olursa olsun şöförle sanki dünyayı kurtarırcasına muhabbet ediyor hele hele kadınlar genç kızlar v.s, türkiyedeki gibi kadın-erkek bağnazlığından eser yok. Fas'lılar özellikle kesinlikle fransızca biliyorlar üniversite mezunları bunun yanında ingilizce biliyor, bu diller hakkında hepsinin yorumu aynı ingilizce çokk basit, fransızca biraz daha zor , arapça ohhh my goddd hayvan gibi zor topukla kaç, belliki edebiyat derslerinde bir yerlerinden kan almışlar......
Türkçedeki arapça kelimeleri az buz biliriz hangisi arapça hangisi değil fakat öyle durumlar oluyorki anaaa o da mı arapçaymış ya lann diyorsunuz. En basitinden selamın aleyküm arapça, merhaba türkçe zannederdim hayır merhaba kelimeside arapça; döviz bürosundayız, adamın elinde dolar yokmuş bekletti biraz "sabırr sabır" diyor; kızın birisi 12 de buluşalım dedi, ulan sabah mı akşam mı acaba nasıl anlaşacaz derken sabah dedim ister istemez evet dedi meğersem sabah da arapçaymış; kızın birisi taktı güneş gözlüğümü vermiyor "hediye hediye" diyor vel hasıl kelam bunların dışında çokkk arapça kelimemiz var....
kalem,kitap,güzel,lazım,acil,tamam,yani,arif,alim,fen,evvel,belediye,reyis (kafa),tabip, amel(çalışmak) amele işçi, ameliyat, asabi, avukat, leyh-aleyh, insan, aziz, takriben, irtifa, cemil (yakışıklı) cemile (güzel), ciddi, itfaiye, cilt, darbe, ceset, cerrah, ceza, ciddi, ders, memleket, devlet, harp, esnaf, fiil, kıyafet, elbise, kelime, bakkal, kanun, hafif, hapis, kabile, kadeh, nukte, kasap, sayfa, hararet,kumar, hava ,mahalle, kasaba, hayat, hayal, ikram, iktisat, lahm(et)macun, an ( zaman anlamındaki an ) v.b. 6500 kelimeyi türkçemize sokmuş dil yani öğrenmek için bir avrupalıya göre daha şanslıyız.
Geçen gün karaköy tramvay durağında yanımda oturan bir çift, çok duru, sade, temiz ve güzel bir arapça konuşuyorlardı, yol sordular ve 5-6 cümlelik bir arapça muhabbetimiz oldu, nereli olduklarını sorduğumda "mekke" cevabını aldım...
not: Türkçeyi katletmiş bir dil değildir, türkçede arapça ve farsçadaki kelimeler olmasa geriye sadece fiziksel kelimeler kalır, türkçenin maneviyat kısmına çok büyük katkısı olmuştur. Dünyanın en lojik-matematiksel dillerinden olan türkçe ile en kadim ve derin manasal bir dil olan arapçanın birleşiminden ideal bir dil olan türkiye türkçesi çıkmıştır. Kuran diliyle alakası yok demek işkembeden sallamaktır, kuran da bu kitap anlayasınız diye arapça indirilmiş diye ayet vardır. Ayrıca arap alfabesini öğrenmek arapçayı öğrenmek değildir...
babamın gazına gelip seneye almanca yerine 2. yabancı dil olarak öğrenmeyi düşündüğüm dildir. her ülkede farklı şivelerle arapça konuşuluyor laflarından tırsmıyor değilim ama.
Sami-Hami dil ailesinin Sami dilleri güney öbeğinden bir dil. Arapça, islâm dini ve Kuran sayesinde büyük bir gelişme ve yaygınlık kazanmıştır. Edebî Arapça, Kuran Arapçası adı da verilen klasik Arapça, Sami diller arasında en gelişmiş olan dillerdendir. Bugün 100 milyonu aşkın insan tarafından konuşulan Arapça, konuşulan ülkelere göre 5 ana lehçe öbeğine ayrılmaktadır: Arabistan Yarımadası lehçeleri, Irak lehçeleri, Suriye lehçeleri, Mısır lehçeleri, Mağrip lehçeleri (Tunus, Cezayir, Libya, Fas, Moritanya). En zengin bilim ve kültür dillerinden biri olan Arapça, Arap olmayan uluslarca da zaman zaman resmî dil olarak kullanılmıştır. Arapça, yapı bakımından bükümlü dillerdendir. Türkler de 11. yüzyıldan 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Arap alfabesine dayalı bir alfabe kullanmışlar, kültür, siyaset vb. ilişkiler yüzünden de Türkçeye pek çok Arapça sözcük girmiştir. Osmanlı imparatorluğu döneminde özellikle yönetici ve aydın sınıfın kullandığı Arapça-Farsça-Türkçe karışımı olan dil, Osmanlıca adıyla anılmaktadır.
ilk okula bile gitmeyen çocuklar sadece bir yaz kursu döneminde kur an okuyabiliyorsa bu demek oluyor ki latin harflerinden daha kolay ve eğlencelidir.