dili kutsal yapan bir şey yoktur. dinin peygamberi türkçe konuşuyor olsaydı kur'an-ı kerim de türkçe indirilirdi. ayrıca arapça para etse arapça öğrenilirdi. işe girerken öncelikle ingilizce sorulur, zira dünya üzerinde ortak dil arapça değil ingilizcedir ya.. arapça öğrenen yine öğrensin. zaten kur'an ı türkçe çevirilerinden anlamını çözüp arapçasını okur zaten okuyacak olan, iş mi yani..
tercihten ziyade hayatta ki gayelerle ve imkanlarla ilgilidir genelde. olaya dini boyutuyla yaklaşırsak elbette dini hassasiyeti olan, kuran-ı kerim in orjinal halini anlamak isteyen birisi için gerekliliği tartışılmaz. ancak yine dini hassasiyet içeren bir yaklaşımla içinde bulunduğumuz zaman diliminde ingilizce nin bir dünya dili olması, ingilizce ile dünyanın her yerinde iyi kötü anlaşabilmemiz de bize yine dinin en büyük emrini yerine getirme olanağı sağlar. insanlara allah ı anlatmak. arapça bilen birisi dünyanın neresinde insanlara allah ı anlatabilir, ingilizce bilen birisi nerede ne kadar insana ulaşır bunları da bi düşünmek lazım.
dilin zenginliği, şiirselliği içinse farsça bu işin uzmanı hemen herkes tarafından tek geçilir. dil zenginliğiyse amaç firdevsi den şehname ye bi bakıverin. hatta youtube u açın (açabiliyorsanız) yazın "persian poetry" diye. hiç bişey anlamasanız da dinleyin o ahengi
popülerlik açısıyla bakılırsa haklılık payı olabilen bir düşünce, ama 'gereklilik ve işe yararlık' açısıyla bakınca da yanlış olan bir düşüncedir. Zamanımızda dunyanın evrensel dili olmuş ingilizceyi öğrenmek zaruri bir hâl almıştır.
aslında başlık açılırken güzel bir düşünceyle yola çıkılmış ama eksik kalmıştır. eksik olunca da sakat doğmuştur. zira Kuranın içeriğini öğrenmek için arapça dil bilgisi yetmemektedir. bununla birlikte din bilgisi de gerekmektedir. nitekim kuranı okumak demek onu anlamak demek değildir. ve yine bu yüzdendir ki her zaman söylediğim şey Türkçe meal okumak tek başına yeterli değildir anlayabilmek için yeterli ilme sahip olmadığımız için bu konuda alimlere danışmamız en doğrusudur.
bu konuda itiraz edecekler için itiraz gelmeden baştan örneklendirelim. ahmet ve mehmet yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen birbirinin annesine anne babasına baba diyecek kadar yakınlar. hani kardeşten de öte derler ya işte öyle büyümüşler aynı apartmanda. işin güzel tarafı aynı liseden birbirinin birebir aynısı notlarla mezun olmuşlar, birinciliği paylaşmışlar. üniversite giriş sınavında yine aynı tercihleri yapmışlar, aynı puanı alarak aynı okula yerleşmişler. beraber ev tutarak üniversite öğrenimlerini sürdürmektedirler.
bir gün bilgisayar almaya karar verirler. aileleri zengin olduğu için paradan sakınmamışlar ve piyasadaki ümkün olan en güzel bilgisayardan birer tane toplamışlar ve eve götürerek kurmuşlar.
ancak ahmet bilgisayarına codec pack yüklemesine karşın mehmet kurmayı unutmuştur. mehmet internetten indirdiği .mkv uzantılı film dosyasını açmak istediğinde bilgisayarı sadece sesleri çalmış ama görüntü gelmemiştir. ancak ahmetin bilgisayarı dosyayı tam olarak açmıştır.
mehmet önce kendi bilgisayarını suçlamıştır. ancak ahmetin bilgisayarı ile aynı özelliklere sahip olduğunu hatırladığında bu defa ne biçim dosya bu diyerek mkv uzantılı dosyayı suçlu görmüştür. halbu ki yapması gereken şey sadece gerekli codec leri yüklemek veya kendi bilgisayarında izleyebileceği bir formata dönüştürmektir.
günümüzde düşülen en büyük hatalardan birisi budur. kuranı sadece arapça dil bilgisiyle anlamaya çalıştığımızda zaman zaman içeriği yanlış anlamamıza sebep olabiliyor. elbette ki burada sıkıntı kuranda da değildir. zira codec tam olduğunda içeriğini tam olarak anlamammamız için bir sebep yoktur. yapılması gereken şey gerekli codec pack i yüklemek ya da izleyebileceğimiz bir formata çevirmektir. yani diğer bir deyişle sadece meal okumak sınırlı bilgimizle yeterli gelmemektedir. anlamak için ya tefsir okumalıyız ya da gerekli eğitimi almalıyız. elbette bilgisayar için 2-3 dakikalık bir işlem olan codec pack kurulumu söz dini eğitime geldiğinde yıllar süren bir eğitimi bir uzmanlaşmayı gerektirmektedir. bu nedenle dosyayı programın kurulu olduğu başka bir bilgisayarda izleyebileceğimiz bir formata çevirmeliyiz. yani bir müfessirin tefsirini okumalıyız.
başlığa tekrar dönecek olursak günlük yaşamımızda ingilizce öğrenmek elzem olan, kaçınılmaz bir şeydir. ingilizceyi sadece 3-5 turiste hello demek için öğrenildiği izlenimi son derece eksiktir daha da ötesi yanlıştır. mezun olununca çalışılacak bir çok işte çok işimize yarayacak bir yazılımı bilgisayarımıza kurmak demektir. evet bu program mkv uzantısını açmayacaktır ama örnekteki mehmetin dönem ödeviyle ilgili olarak çalışacağı word ve excel dosyalarını açacak, okulda başarılı olmasını sağlayacaktır.
arapça içeriği bakımından çok zengin bir dil olmasına rağmen,dünya'daki sömürü düzeni bunu gerektirdiği için öyle yapmamızı gerektiren durum,hiç bir patron arapça biliyormusun diye sormaz işe girerken,tabi arap ülkelerine ihracat yapmıyorsa!
inanan bir insan ebedi hayatı düşünüyor ise ve dünya hayatının ahiret hayatının tarlası olduğunu biliyor ise ve ne ekersen onu biçeceğinin farkında ise,
o halde,
Mesela ingilizce öğrenmek için milyar verip kurslara giden bir insanın, en basitinden arapça öğrenmesine bile gerek olmayan bir durumda sadece namazda okunan dua ve surelerin anlamlarını öğrenmekte gayret göstermiyor ise bu ne kadar yazık bir durumdur.
halbuki ibadette ihlası kazanmak için anlamlarını bilmek faydalı olmaktadır.
Ancak bunun yerine bazı insanlar ibadeti türkçe yapma taraftarıdır ki bu daha yazık bir durumdur.
Allah kelamını öğrenmeyi istemeyip kendini dilinde ibadet etmek isteyen bu insan, ingilizce için milyarlar para verip ve bir sürü zaman harcayıp bu dile özenmektedir.
(ingilizce öğrenmek gerekli ve iyidir. buna bir lafım yok. ancak azıcıkta vicdan lütfen.)
kuran ın ve hz. muhammed in dili olması gözardı edilse bile arapça dil kalitesi olarak dünyanın en zengin lisanıdır. en yakın rakibi farsçadır ona bile çift tur döndürür. ingilizce de güzel bir dildir ancak ingilizce nin üstünlüğü dil üstünlüğünden çok globalizm çağının kapitalist güç odaklarınca evrensel bir dil olarak seçmesiyle alakalıdır. az daha fransızca olacaktı bu fransızlar 2. dünya savaşında bu şansı kaybettiler. ve böylece globalizm in dili ingilizce oldu. kişi kendisine yatırım yapmak isterse ingilizce öğrenmeli. kelimeler denizinde yüzmek ve ifade zenginliğiyle kendini ifade etme gücünü artırmayı arzu ederse arapça öğrenmelidir.
henüz konuştuğu dili bildiğini zannedip, bilmediğini kendisi de biliyor oysa, başka dillerin içine atlayıp onlarda da dumura uğrayacak kişilerin hiç tartışmaması gereken durum...
işte bu zihniyet arapçadan korkuyor ve onu kutsal dil olarak görüyor. Ancak biraz bilgi sahibi olsalar bugün porno kanallarda üst tarafta yer alan ara beni boya beni arapçası ile kur'an-ı kerim arapçasının farklı olduğunu bilirler...
heh işte dinin direği olan dil dururken git sen gavurların dilini öğren. olacak şey mi? ayıp ayıp.
tasvip edilemez ve onaylanamaz durumdur, zaten bi beş sene daha bu şekilde gidersek değişecektir.