araplar dahi kuran dilini bilmezken bizim adam hiç bilmez.
ancak, kuran zengin bir huşu diline sahiptir ve hissetmek isteyen tüm gönüllere tesir eder. bu ruhani kısmı.
anlamalıyız, anlayarak okumalıyız. fakat önüne gelen kuran çevirisi yapıyorken, seçerek ve bilimsel temeller üzerinde yapılmış çevirisi okunmalı. kuran'ın indirildiği dönemdeki arapçaya yani kuran arapçasına hakim olan insanların çevirisi okunmalı.
yoksa 'karı alın' çevirisini herkes yalamış yutmuş.
aklı olan ve bu dünyada sorumlulukları olduğunu bilen ve bu sorumluluklar bir kez daha okunup ona arapça olarak hatırladığında ağlayan kuldur. arapça bilmese bile bu kitabın yaratıcısından geldiğini bilir ve bu muıcize bile onu tek başına ağlatmaya yeter.
yok abi öyle değil. bir "tını" oluyor. yani kelimelerle nasıl ifade edilir eminde değilim ama anlık bir his böyle tam göğüsüne girer gibi yapıp yandan teğet geçiyor. o teğetin rüzgarı seni senden alıyor.
cidden anlatılacak tarzda bir şey değil. bu veya buna benzer konularda bildiğim tek şey gönülden inanmak gerekiyor.
o ağlama da "oleyy sevap kazanıyorum şu anda" ağlaması değil işte bir anlamı olmayan ama ağlayan için çok anlamı olan bir durum.
ha türkçe cart curt saçmalayanlar olmuş. sevgili dingil yazar arkadaşım sana "türkçe okuma", "türkçe okunmasın" veya "hep arapça okusun" mu deniyor. arapça okunurken ağlayanları eleştirmek için nasıl türkçesiyle bir kıyaslama tabi tutuluyor bende bunu anlamıyorum.