sözlükteki ve türkiye'deki bazı paranoyakların korktuğu farazi süreç. muhafazakarlaşmak sadece müslümanlara ve araplara özgü bir kavram zannediliyor heralde. halbuki katolik ve radikal yahudileri biraz tanısalar belki ufukları açılabilir. görünürde de bir araplaşma yoktur. aksine apaçilik derecesinde seviyesizlik artarak varlığını devam ettirmektedir.
bunu bir ırkçılık olarak düşünmeyin sakın! kimin arap olduğu ile ilgilenmiyorum. arap zihniyetini savunan ya da araplar gibi hareket edenler benim hedefimdir.
peki nedir bu tehlike? 1. sırada yarın ölecek gibi ahiret için yaşamaktır. arap zihniyetinde dünya gelip geçici bir yer. ebedi yaşayacakları yere kanalize olmaları sonucunda yaşadıkları dünyayı bir bok çukuruna dönüştürmeleri ya da dönüşmesine sebebiyet vermeleridir. halbuki islam; allahın yarattığı her şeye saygı duymayı öğütler. diğer bir konuda bununla beraber gelen eğitimsizliktir. kısa bir süre sonra öleceğini düşünen kişi, hiç bir şeye önem vermediği gibi eğitime de önem vermemektedir. bunun sonucunda bilinçsiz üretim ve tüketim döngüsü içine girmektedir.
Türkiye'de olmayandır. Tam tersi avrupa özentisi bir toplum var türkiye'de. Giyim kuşam, yaşam tarzı hep avrupai. Lüks ve eğlence düşkünü olmak, üretmeden tüketmek, bencil ve çıkarcı olmak getirecek bu toplumun sonunu.
Türkiye'de olmayandır. Tam tersi avrupa özentisi bir toplum var türkiye'de. Giyim kuşam, yaşam tarzı hep avrupai. Lüks ve eğlence düşkünü olmak, üretmeden tüketmek, bencil ve çıkarcı olmak getirecek bu toplumun sonunu.
Yalnız Türklerin değil Fars Kürt Asya halklarının kısacası Ortadoğu ve çevresinin yaşadığı ahlaksal asimilasyondur . Birçok kültürün kadim tarihinin çöpe atılmasına sebep olmuştur.
evet arap yalayıcılığı yapan muhafazakarlarda bu çok fazla ama maalesef tüm türkiye'yi etkisi altına almış bir husustur bu. şu sözlükte her 10 kişiden 8 tanesinin ismi eminim ki arap ismidir.
sadece muhafazakarlara bok atmaya gerek yok yani. bu araplaşma zulmü maalesef selçuklu ile başladı, osmanlı ile hit noktasına ulaştı.
Özümüzden kültürümüzden milli olgularımızdan uzaklaşmak demektir.
“Demek ki “milli kültür” bir devleti ayakta tutan unsurların en önemlisidir. Çünkü milli kültür oluştuğunda ortaya millet çıkar.”
- mustafa kemal atatürk
ümmet anlayışının doğal sonucudur. özellikle sünni mezhebi arap kültürü altında yoğurulmuştur. hadisi, sünneti, ananesi herşeyi arap kültürüyle ilintilidir. hayatını sünni inanca göre yaşamaya gayret eden insanların araplaşması da kaçınılmazdır. bunu sorun etmeyen mısır, ırak, suriye gibi ülkelerde yaşayan insanlar artık bütün dünyanın gözünde hatta kendi gözlerinde bile araptırlar. içlerindeki tüm çeşitli kültürler arap kültürü tarafından yutulmuştur.
türkler, kürtler ve farslar gibi tarihi köklerine bağlı kavimler ise bu güne kadar gerek islamı yeniden yorumlayarak (alevi, şia..) gerek tarihi kültürlerine sıkıca sarılarak ve en önemlisi arapçayı kendi dillerine tercih etmeyerek bir şekilde araplaşmayı reddetmiş ve arap kültürünü belli mesafede tutmuşlardır.
bence günümüzde asimilasyon, bu kadar bilgi yoğunluğu içerisinde kişinin kendi kültürünü reddetmesi dışında ne devlet eliyle, ne de baskıyla gerçekleşemez. gerçekleşebilecek olsaydı türkiye sınırları içerisinde kürt kelimesi bile duyulmaması gerekirdi. dolayısıyla araplaşmak, bir tehlikeden ziyade çürük elmaların sepetten ayrılması olayıdır bana göre.
not: tüm bunlar şahsi fikrimdir. kaynak da götümdür.
Türklerin bazilarinin dustugu durum. Cogu, Cocuguna arap ismi koymak, Arapca selam vermek, Arapca Allaha haykirmak, Arap kiyafeti giymek, Arap turzimine para kazandirmak gibi hayatin gercekleriyle ne yazik ki uzulerek soyluyorum Araplasmistir.
Türk milletinin yaptığı en büyük hata olmuştur. Özellikle de Müslümanlık zannedilerek özenilen emevi gelenekleri Türk toplum yapısını yüzyıllarca zehirlemiştir. Mesela 90 yaşındaki bir adamın 10 yaşındaki kızla evlenmesi orta Asya Türk geleneklerinde yoktur. islamiyet öncesi Türk toplumlarındaki kadına verilen önem, Hz Muhammed'in önerdiği anlayışla aynıdır. Hatta Türklerin islamiyeti kabul etmesinin en önemli sebeplerinden biri de kendi geleneklerine benziyor olmasıdır. Fakat daha sonra nedense islam dini arap milliyetçiliğiyle bir tutulmaya başlanmış ve araplaşmak sevap zannedilmiştir. Orta Asyada devlet yöneten Türk kadını kara çarşafa hapsedilmiştir. Bu toplumsal zehirlenme Atatürk zamanında büyük ölçüde yok edilse de bu günlerde etkileri hâlâ devam etmektedir. Ve nedense Türklere öğüt verme niteliğinde kitaplar yazan Yahudiler, (Samuel hungtington vs..) Türklere "Araplaşın, Arap alfabesine geçin" gibi şeyler söylemektedir. Maalesef bazı salaklar da buna inanarak yanlış şeylerin peşinden gitmektedir.
