büyük dedemin çanakkale savaşından dinlendirilmeden araplarla savaştırılmaya gönderilen grup içinde olduğunu ve orada araplar tarafından esir alınıp ingiliz bir komutana köle olarak satıldığını avurtralyaya götürüldüğünü orada 4 yıl kaldığını ve bir şekilde tekrar ülkeye döndüğünü, orada zevk için susuz bırakıldığını ve bu yüzden yemeklerin sularını bile dökmeyin lazım olur gibi psikolojik yıkıntılarla hayatına devam etmesini, araplar tarafından her iki bacağının uyluk kemiklerini delene kadar işkence gördüğünü, namaz kılmasına müsade edilmediğini kim açıklayacak bana peki? ben ıspatlarım bu saydıklarımın bir çoğunu, mezarını taşırken ellerimle ben çıkardım kemiklerini uyluk kemikleri anlattıkları gibi aynı yerlerinden oyuktu.. şimdi şakirtliğini yapıyorsun eyvallah yap koştur atını, din iman arap fettan de ama bazen ettiğin iftiranın lüzumsuz patavatsız konuşmanın nereye varacağını hesap ederek konuş. olur ya bir gün bir arap sikiverir hayatının tomurcuğunu gel sen temelini nedenini ıspatını bilmediğin kulaktan dolma bilgilerle ya da sırf karalama yapmak için burada başlık açıp atıp tutma.
iNGiLiZ KOPEGI ARAPLAR TARAFINDAN KESILEN MUSLUMAN TURK ASKERLINI GORMEZDEN GELEN HATTA O KOSKOCA DENILEN HALIFEYI DINLEMEK YERINE 10 ALTINA KOPEKLIK YAPAN ARAPLARI AKLAMA SOZUDUR.
buyuk cogunlugu osmanli ve halifeye sadik kalirken ozellikle hicaz ve yemen bolgesinde bir kisim arablar osmanli ordusu ile savasmislardir.
ihanet derken neye ve kime diye de sormak lazim ,unutulmamasi gereken nokta osmanlinin o bolgede isgalci guc oldugudur , arablarin kendi bagimsizlik savaslarini vermeside onlari hain yapmaz.
nasil ki yunan savasinda turkler komunist rusyadan buyuk olcude para,silah yardimi almisda araplarda ingilizlerle isbirligi yapmislardir.
arablarin bagimsizlik mucadelesi hainlik olurken , m.kemalin ayni halifenin iradesine karsi gelmesi kahramanlik sayiliyor anlamak zordur.
hainlik ve kahramnalik gib kavramlar sozde varsayimlardir , nereden baktiginiz onemlidir.
annesinin araplarla olan yakınlığı sebebiyle araplara sempati besleyen kişilerin çürütmeye çalıştığı gerçek.. arapların kara götüne koyayım, bu kadar arap özentisi olmayın..
kürtlerden yapılan sabunla yıkanması gereken arapların tarihsel aldatmacasıdır. kimi aldattıkları ise henüz bilinmiyor. o yüzden de eski sevgiliden gelen bir meşaz gibi okunabilir bu başlık. ben öyle yaptım.
ne kadar da güzel yapılar değil mi? parayla avrupalı ve amerikalı mühendislere yaptırılmış, belgesellere konu olmuş, kral gökdelenleri. acaba petrolleri olmasa yüzlerine bakılır mıydı?
filistinli bakan salim tamari'nin kendi sesinden, kendi beyanatından referanslar aldık.
--spoiler--
Bizim Şerif Hüseyin dediğimiz Hüseyin bin Ali, 1856da Mekkede doğdu. Sultan Abdülhamidin iktidarı sırasında Arap bağımsızlığı hevesine düştüğü farkedilince istanbuldan ayrılması yasaklandı. Senelerce evinden dışarıya adım atamadı ama Abdülhamidi deviren ittihadçılar akıl almaz bir iş yapıp Hüseyini Mekkeye Emir tayin ettiler.
Derken Birinci Dünya Savaşı patladı ve Hüseyinin ingilizlerle çok önceden başlayan teması semeresini verdi, kendisini Hicaz Kralı ilán etti ve zamanın hükümdarı Sultan Reşadın ilán ettiği cihada karşı iki ayrı cihad bildirisiyle cevap verdi.
26 Haziran 1916 tarihli ilk bildirisi "Türkler dinden çıktılar. islámın kanunlarını ve geleneklerini ihlál ediyorlar. Artık Allahın emirlerine uymuyor, emredilenin aksini yapıyor, biz Arapların asırlardır devam edegelen ádetlerine saygı göstermiyorlar" diye başlıyor,
"Arapların Türk idaresine karşı cihada girişmeleri farzdır..." sözleriyle bitiyordu.
10 Eylül 1916daki ikinci bildirisinde ise "islam dünyasındaki bütün kardeşlerimi bu yıkıcı, bozguncu, aptal ve alçak kişilere (yani, biz Türklere) itaat etmemeye çağırıyorum. Allaha itaat etmeyenlere itaat edilmez!" diyordu.
ingilizlerin meşhur casusu Lawrensin Arap kabilelere dağıttığı altınlar Arap dünyasına istanbuldaki Sultan-Halifenin ilán ettiği cihaddan daha cazip geldi ve Şerif Hüseyinin başlatığı isyanla sadece Arap Yarımadasını ve Ortadoğuyu değil, onbinlerce askerimizi de geri gelmemecesine oralarda bıraktık.
Ama bizim uğradığımız bütün bu kayıplar Şerif Hüseyine de birşey kazandırmadı ve hayalleri boş çıktı.
Krallığından sonra ilán ettiği hilafetini kendisine bağlı birkaç kabile dışında hiç kimse tanımadı, sonra talihi tersine döndü ve Arabistan Krallığı tahtını 1924te Suudi Arabistanın şimdiki hákimi olan Suudi hanedanının kurucusu ibn-i Suuda terkedip Kıbrısa kaçmak zorunda kaldı.
Şerif Hüseyin, 1931 Haziranının ilk haftasında Ammanda, sürgünde öldü.
Başında bekleyenler ölümünden birkaç gün önce, henüz kendisini kaybetmediği sırada "Osmanlıya kılıç çekmemeliydim. ihanetimin bedelini ödüyorum" diye sayıkladığını ve liderliğini yaptığı isyanın ailesinin üzerine bir lanet, bir şeamet getirmesi endişeleri içerisinde can verdiğine şahit oldular.
Derken, oğullarının hiçbiri yatağında can veremedi, ya bir suikastte yahut şaibeli ameliyatlarda ölüp gittiler.
Uğursuzluk torunlarına kadar uzandı ve soyundan gelen birçok kral hayattan aynı şekilde ayrıldı.
--spoiler--
yeter mi amına çaktıklarım? yoksa daha uzun uzun yazayım mı?
cihat ilan edildiğinde dünya da sadece anadolu topraklarında müslüman kaldığının anlaşılması ve arapcıkların iki destek atmamasından ötürü söylenen sözdür.
(bkz: hani ümmettik)
türkler de hilafeti kaldırıp islam dünyasına en büyük kazığı attı ileri görüşsüz bir adam sayesinde, ortadoğu'nun birliğine kurşun sıkıp içine etti yani, eğer o açıdan bakarsak.
ama doğru olsa bile sıkıntı yok, kuran'da yazıyor: "müminler ancak kardeştir." birkaç komutan dedelerinin yaptığı bir toplumu suçlu çıkarmaz.
araplar tarih boyunca kendilerine bile ihanet ettiler. ki arap aşiretlerinin arasında bile çatışma sürüp gelir. en basitinden en çok kocasını aldatanlar arap karılarıymış.
arap yağı bol bulunca g.tüne sürermiş derler hem. alakasız ama öyle derler.