arap aksanı ile konuşmak, ''ben bu dilin hakimiyim'' dercesine herhangi bir sure veya ayete gönderme yaptığın, alıntıladığın bir durumda, seni orijinalinden, o asla çıkaramayacağın gırtlak harfleri ile düzeltmek, üzerinde baskı oluşturmaya çalışmak. fakat gel gör ki; o çok zengin dediği ve ezbere okuduğu sözcüklerin çoğunun gerçek anlamını bilmemek...
kutsal olan kitabın kendisidir, dil değil. illa ki; bir dil kutsal olacaksa bu, insanın anadilidir.
içinde düşünemediğin, kavramlar üretemediğin bir dilin zenginliğinin, ne sana, ne de yaptığın işe bir faydası olur.
insan rüya görürken, düşünürken anadilini kullanır. çünkü dil bir insanın kültürüdür, kültürü ise kimliği. zihninde kavramlar, anlamlar oluşturamayan, salt ezberlediğin sözcüklerin, kutsal bile olsalar bir ibadet olabileceğine, seni iyi ve doğru bir insan yapabileceğine kimse beni inandıramaz.
hepsi birer arapperestlik, şekilcilik...
arapların bu dünyadaki en büyük başarısı fikrimce, türkler'i islamiyet ile tanıştırdıkları o günden beri, yan gelip yatmaları ve sürekli masallar uydurmalarıdır.