bir zamanlar batılıların deniz dedikleri su birikintisinin şimdiki durumunu görünce içimiz sızlıyor.
bir de bu durumu tersine çevirmek yerine gerizekâlı gibi kabûllenip tuzlu su balıkçılığına geçilmesi de ayrı manyaklık. arkadaşım, o kanalları düzeltseniz de göl kurumasa ya!
bir zamanlar gölün çevresinde olan sulak ve verimli topraklar artık en yakın su birikintisine 150 km. uzakta. çölleşme had safhada. ticari kaybı geçtim, aral gölü'nün türkler için manevi değeri var. onu geçsek işin doğa kısmı var ki o manevi değerinden de önemli.
ekleme: seyhun ırmağı ve ceyhun ırmağı'nın analarını belleyip, göle yeterince su gitmemesini sağlayanların tamamının gözlerinden öpüyorum. insan değilsiniz!
Aral gölü Kazakistan - Karakalpakistan (Özbekistan) sınırları içinde olan göldür.
Aral Gölü'nde çağımızın en büyük çevre felaketi yaşanmaktadır. Amuderya ve Siriderya nehirleri Sovyetler Birliği'nin hatalı tarım alanları sulama politikası sebebiyle 1960'lı yıllardan beri gölü yeterince besleyememektedir. Sıcaklarında etkisiyle kuruyan göl alanı %80 oranında küçülmüştür. Göl suları 150 km içeri çekilmiş durumdadır.
Gölün küçülmesiyle birlikte suyunun tuz oranı artması da ilerlemektedir. Bu tuzlanmadan dolayı birçok balık türlerinin nesli tükenmiştir. Aral gölünün balıkçılarının ticari durumunu tekrar düzeltmek icin Hollandalı bir bilimcinin ilginç fikri üzerine Aral gölüne tuzlu su balık türleri yerleştirilmiştir. Şu an Aral balıkçilarının bazıları örneğin Kalkan balıgı avıyla geçinmektedir.