ne düşündüğün gibi yaşamak ne de yaşadığına ait olmak. herkes köşesini kaparken, ruhsal tatminsizlikler içinde boğulmak.
uç sevinçleri ve hüzünleri, hayal kırıklıklarını yaşamadan, hiçbir zaman esas oğlan olamadan, seyircisi kalarak kenarından köşesinden, yine de bir şekilde içinde olmak ve izlemekle yetinmek. bazen çok düşünmekten bazen çok bilmekten ya da bildiğini sanmaktan bazen de hiçbir biçilmiş nesneyi üzerine uyduramamaktan zorunlu bir kalış şekli. her zaman yük, her zaman rahatsız.
mal gibi ortada kalmaktan kat be kat daha zor bir kalış biçimi.
eşiklerin bilirkişisi olma durumu. ne gidebilme, ne kalabilmenin acılı durumu. ne oralı, ne buralı olma durumu. ne yazık ki sıcak soğuk arasında ılık ve serin bile hissedememe durumu.
bir dur-um. eylemsizliğin anavatanı. ne yapsam ben ah ne etsem'in fişekleyicisi. son kertede, her şeyken hiçbir şey olamama durumu.
daha çok "anlam" a ihtiyaç duymaktır, varolduğu kadarını kabul etmemektir. sorgulamayı, yorumlamayı ve yaşamayı eşzamanlı yapamamaktır. zaman zaman hayatını durdurmak, zaman zaman akmasına izin vermektir. tarafsız bölge gibidir, hayata dair pek çok şey düşünürken anlatamamaktır. bazen anlatamamak bazen anlaşılamamaktır. ardı çok hareketli olan bi dinginliktir. bu da böyleyse ben yokum öyleyse dediğin noktadır.
duygudur aslında, pek de anlatılamaz.
hani böyle çıkmaz ya aklından, yani böyle bitmiştir tükenmiştir aslında... ama aklındadır, rüyalarındadır, sen silmek istesen de bilinçaltı oyunlarıyla tüm yeni adımlarında ondan hatıra korkuların vardır. yeni biriyle yeni bir başlangıç.. çivi çiviyi söker di mi(?) sökmüyor işte! kafana yerleşmiştir o. herkes onun gibidir, her gördüğün ona benzer, gerçek mi rüya mı diye arada kalmış rüyalardan uyanırsın hergün. onu unuttum ki dersin.. hayır, etkisi üstündedir. sevmiyorsun da kurtulamıyorsun da.. bir yandan saklanırsın, kaçarsın, bir yandan yeter diye isyanlarda yenilere açılırsın.. aslında biliyorsun yapman gerekeni, ama bilinçaltı engeli vardır ya her iyiye gidişinde seni geriye çeken, durduran.. işte öyle bi'şey.
araf hıristiyan mitolojisinde günahtan arınmak için acı çekilen yer olarak geçmektedir. ama islamiyette böyle bir terim yoktur. fakat diyalog kaygısı içerisindeki nurcular cennet ile cehennem arasındaki bölge olarak tanımlarlar arafı. halbuki araf fonksiyonu olan bir yerdir. orada bir şeyler yapılır. otobüs beklenmez. müslümanlıkta bu fonksiyon olmamakla beraber, hıristiyanlığa benzetici nurcu kesim bunu da benzetmiştir.