öncelikle vücuduna komando bıçağıyla yüzlerce yara açılır ve balmumuyla kapatılır ki hemen kan kaybından ölmesin. daha sonra 5 m2'lik fanus gibi bir yere kapanır zamanla oksijeni biter ve sıcaklık yükselir. böylece hem havasızlıktan hem de kan kaybından aynı anda ölür.
(bkz: jean christophe grange)
(bkz: siyah kan)
başlığın esin kaynağı olduğumu düşünüyorum ancak bu denli hakareti hak etmedim. hayata köprü üstlerinde dans ederek tutunuyorum, façalarımı arabesk rap söyleyerek onarıyorum. nedendir bu hakaretler?
ürkütmeden yanaşmak ve tedaviye ikna etmek lazım gelir.
--spoiler--
biz dört kişiydik gardaaaş yov yov em si derbeder doktor, seni bekler yov, hayatın sillesini yemişiz, doğmadan yov, ölmüşüz yov yov. hadi gidek gardaş, doktora yov yov.
--spoiler--
önce sokak kapisi kacmasin diye iki tur kilitlenir.
Sonra kömürlükten saglam bir odun alinir.
Banyoya gecilir varsa küvet yoksa duskabinde odun güzelce islatilir.
Akabinde mutfaga gelinir raftan tomurcuk kutusu alinir güzel bir cay demlenir.
Nihayetinde mevzubahis cocuk salonda haliya yatirilir dinlenip dinlenip dövülür molalarda cay ve malbora ikilisi iyi gider.
yaklaşık 5 dakika nefes almasına engel olursanız beyin travma haline geçer ve hafıza kaybına neden olur. "olmayan şeyin travması mı olur yahu?" diye sorabilirsiniz, bişey diyemem.