Arabaları inanılmaz değerlidir kendisinin. Benim de bir zamanlar araba merakım olmadığından gül gibi geçinip gidiyorduk. Ta ki o acayip güne kadar...
Ünv. 3. Sınıftaydım. Bir sevgilim vardı, bayadır birlikteydik. Bir gün dedim kıza süpriz yapayım, arabayı alayım gezelim, tozalım. Ama benim babadan nasıl isteyeceğim arabayı o var. Baya kafamda senaryoları kurdum. Ben sordum, o bi bahane üretti vermemek için, "tak!" Yapıştırdım cevabı. Başka bişey öne sürdü, "tak!" mantıklı gerekçemi sundum, aklını aldım. Herşey tamamdı. Açık bırakmamıştım.
ilk ehliyetimi alacağım zamanlardı. Yazılı sınavı vardı işte onu geçtim direksiyon çalışmam gerekiyordu. Bir kaç sefer çalıştık ama ilerleyen zamanlarda Gel gör ki herkesin birden işi yoğunlaştı ve hiç kimse direksiyona geçmemi istemiyordu. Her türlü bahaneyi duydum o aralar. Yok araba sorunlu, yok zamanım yok, yok öyle yok böyle. Baktım olmayacak. Sabah erkenden kalktım aldım anahtarları çıktım. Arıyorlar açmıyorum hatta “daha çok arasınız” deyip geçiştiriyorum. Gittim okula, havalar 1500. Arkadaşlarımı topladım o avm benim bu alışveriş merkezi senin gezip tozuyoruz, tur attırıyorum her yeri. En son döndük okula, anlatıyoruz şöyle gezdik böyle tozduk vs. Sonra bi çıktık otoparkta araba yok. Aklımdan bin bir türlü şey geçiyor. Arabayı birisi çalmış olmalı diyorum içimden. Başka ne olabilir ki??.. polisi mi arıyım babamı mı arıyım diye baya düşündükten sonra, babamı aramaya karar verdim. Konuşma böyle:
- alo baba
- nerelerdesin, arıyorum açmıyorsun??
-okuldayım da galiba arabayı çaldırdım..
- deme!
- araba yok baba..
- yaa sen öyle yaparsan alırlar arabayı..
- (ağlamaklı)polisi arıyım mı?
- saçmalama arabayı ben aldım, bende.
- ha tamam sorun yok o zaman.
Olayın üzerinden biraz zaman geçtikten sonra yine aynı şeyi yaptım. Valla vermesse vermez biz almasını biliriz!!!