çoğunlukla köpek hayvanına istenmeden çarpılsa da bazen köpek çarpılmayı ister.
2015'in kışında kütahya girişinde gece saatlerinde yerlerin buz pisti olduğu bir durumda hızımı iyice düşürmüş( 30 km/h civarı, yoksa şehiriçinde aniden yola biri çıksa durman için lastiklerinin offroad lastiği olması lazım) gitmekteyim. sağ cenahtan it sürüsü( o saatte senin neyine koşturmak mınakodumun itleri, gidin ısınacak bir yer bulun di mi) havlayarak aracı kovalamaya başladılar. ben de tabi profesyonelce davrandım ve direksiyonu ani kırma gibi olaylara girmedim. öyle bir hamle yapmış olsaydım buz pistinde güzel bir kayak yapabilirdim. neyse içlerinden bir tanesi, daha atletik olanı, aracın önüne geçmeye çalıştı ve muvaffak oldu da. tabi aracın önüne geçtiği anla ağzını yamultmam bir oldu. " aynk aynk!" diye haykırışlarını duyaraktan orayı geçtim. müsait bir yerde inip baktım aracın altına. sıkıntı yok gibiydi.
ertesi gün de bursaya gideceğim. ya da bir hafta sonra da olabilir. güzel güzel giderken araç kabinine bir tür yanık madde kokusu gelmeye başladı. çok garip bir kokuydu ama alışınca tabi onu da hissetmemeye başladım. ancak hafiften de duyuyordum. bir petrol istasyonunda durdum. yağına suyuna bakmasını söyledim çocuğa. motor kaputunu açınca olayı anladım. motorun üstünde kurumuş bir sürü kanlar vardı. sıcaktan kavrulup kurumuşlar. meğerse hayvanı sağlam sikmişim. 30'la bile çarpsanız bir köpeğin mınakoyabilirsiniz. yani böyle bir sonuca da ulaşılabilir.
son model tank gibi aracımla çetrefilli bir gece yarısı istemeden ansızın yaptığımdır. hayvan gibi yağan yağmurun altında köpeğin çığlıklarını duymamla birlikte hissettiğim tek şey havanın soğukluğuydu, indiğimde o çoktan can vermişti. bense bir kısmı ağarmaya başlayan uzun ispanyol kesim saçlarıma düşen yağmurun altında tüm seksiliğimle onun leşini izliyordum.
not: bu kadar eksilenmemin nedeni köpeğe çarpmam değil tank gibi aracım olduğunu açıklamam olsa gerek. bu kadar kıskanç olmayın fakirler.